KASIM2017
Bienalde komşuluk ilişkileri
2017 İstanbul Bienali’nde komşuluk ilişkilerinin sorgulanması Eskiden bir deyim vardı, “gönüller bir olsun!” Uzakta da olsa, bir dönem haberleşilemese de gönüldeşler vardı. Telefonlar, iletiler, facebooklar yoktu arada. 50‘li, 60’lı yıllar gönüldeşin, gönüldeş olduğu yıllardı; insanlar bir iletiye ya da telefona bağımlı değildi. Bir dostun, bir komşunun iyi ve sağlıklı olduğu, nasıl’sa bir şekilde haber alınırdı, haber alınamazsa ve çok merak edilirse çat kapı gidilir ya da ondan haber alınabilecek en yakınıyla iletişime geçilirdi. Kapı komşumuzu görmeyeli yıllar geçti. Hışırtısını duyduğunuz gazeteler yerini internet baskısına bırakalı çok oldu. İnsan başka bir boyuta süzülüyor. On bin yıldır durmadan uzatmayı başardığı ömrüyle, neredeyse yok olma noktasına getirdiği bu planetle birlikte insanoğlu evriliyor, değişiyor, dönüşüyor, kendini farklı bir varoluşa hazırlıyor. Ama insan ne kadar değişirse değişsin insanın kendini sorgulaması hiç bitmiyor. Güçsüz bedeninin içindeki muazzam aklını, tutkularını, kibrini, gururunu, kıskançlığını, vahşiliğini, kıyıcılığını ve merhametini, vicdanını, şefkatini, iyiliğini sorgulayan da yine insan. Çağımızında bu sorgulama sanat yoluyla yapılabiliyor. Sanat kendini ve başkalarını anlamaya, hayatı anlamlandırmaya çalışan insanın yarattığı bir mucize. İnsan sanatla köprüler kuruyor, asırlar ve nesiller arasında, zamanlar ve kavimler arasında... Hangi ülkeden, hangi milletten, hangi ırktan olursa olsun sanatın sözü, yeni yollar açıyor.