OCAK2022
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE GELECEK
Sürdürülebilirlik ve geleceği tasarlamak Dünya nereye gidiyor? Sevgili izmir life okurları başka yerlerde böyle ifade edilmese de bu dergi çıktığından beri her sayısında yazı yazan galiba bir ben varım, bir de Hakkı Kesirli. Her yıl farklı konseptlerde ama mutlaka ilk kez okuyacağınız yazılarla karşınızda olmaya çalışacağım 2022’de de… Bu yılın sorunsalı Dünya Nereye Gidiyor? Olacak. Yani her alanda sürdürülebilirliği ne kadar gerçekleştirebiliriz… Mesela bizler yani Slow Food gönüllüleri olarak dünyada sürdürülebilir gıda sistemlerini savunuyor ve politika oluşturmada bir değişimin olması gerektiğine inanıyor; tarıma odaklanmaktan, gıda ürünlerinin üretimi, işlenmesi, dağıtımı, tüketimi ve imhasıyla ilgili tüm aktörleri ve faaliyetleri kapsayan bir gıda sistemleri yaklaşımına kadar her mevzuyu tartışıyoruz. Önümüzdeki ay daha uzun anlatacağım “Ortak Gıda Politikası”, yalnızca gıda üretimi, çiftçilik ve ticareti değil, aynı zamanda gıda ve çevre kalitesini, sağlığı, kaynak ve arazi yönetimini, ekolojiyi, sosyal ve kültürel değerleri de ele almalı ve tüm tarım ve gıda piyasası zincirinin yeniden şekillendirilmesine yardımcı olmalıdır diye düşünüyoruz. Günümüzde belki de insan olmanın birinci koşulu bu: Dünya gıda sisteminin çevresel, ekonomik ve sosyo-kültürel olarak sürdürülebilir olması gerektiğine inanmalıyız. Çiftçiler ve tarım işçileri için uzun vadeli gelir yaratırken biyolojik çeşitliliği ve doğal kaynakları korumalı ve temel haklara ve refaha erişimlerini garanti etmeliyiz. Sürdürülebilirliğin tüm bu yönleri artık ayrı ayrı düşünülemez. Bunlar birbirleriyle güçlü bir şekilde ilişkilidir ve entegre ve bütünsel bir yaklaşımla analiz edilip düzenlenmeleri gerekir. Sistem çöktüğünde Sistem çöktüğünde neler olacağına dair hepimizde meraklar var. Peki, her şey böyle ters giderse “kimler ayakta kalabilecek?” iki ünlü tarihçi-yazar Yuval Noah Harari ve Jared Diamond, sürdürülebilir olmayan dünya ekonomisinin büyük krizler sonucunda birkaç on yıl içinde çökmesi ihtimaline karşı olası senaryoları değerlendirmişler. Ekonomik sistem çöküp de Taş Devri şartlarına geri dönersek zengin ülkeler mi daha avantajlı olacak, yoksul tarım ülkeleri mi? Bu soruya cevap arayalım. Beni tanıyanlar nasıl tarımı önemsediğimi bilenler cevabı vermiş olabilir elbette. Jared Diamond da benim gibi düşünüyor aslında... Kısaca telefonunu yiyemezsin Yapay zeka devrimiyle birlikte zengin ülkelerin uzun vadede büyük bir fayda ve avantaj sağlayacağı senaryosu olası bir senaryo. Fakat olası olan başka bir senaryo var. Şimdi anlatacağım senaryonun gerçekleşme ihtimali yüzde 49 diyebiliriz. O da şu; diyelim ki önümüzdeki birkaç 10 yıl içerisinde sürdürülebilir bir ekonomi yaratamadık. Başarısız olduk ve artık birinci dünya toplumlarını taşıyamaz hale geldi ve dünya yeniden Taş Devri’ne geri döndü diyelim. Taş Devri şartlarında yaşama sanatında kim daha başarılı olacak? Amerikalılar değil, Avrupalılar değil, Japonlar değil, Taş Devri şartlarında başarılı olacak insanlar dedelerinden beri bu deneyime sahip olan insanlar olacak. Endişe etmemezlik etmeyin Örneğin Yeni Gineliler veya taş aletleri görece daha yakın bir zamana kadar kullanan Brezilya’daki Amazon yerlileri. Diyeceksiniz ki “Bu çok uzak bir senaryo, niye endişe edelim?” Fakat işin aslı şu ki, birinci dünya toplumlarının bu karmaşık metal aletlere dayanan yapısını birkaç 10 yıldan uzun süre sürdüremeyeceğimize dair çok ciddi teoriler var. Bu, dünyadaki herkesin öleceği manasına gelmiyor. Bir nükleer soykırım olsa evet, dünyadaki herkes ölür. Fakat sürdürülebilir bir ekonomi yaratamadık diye insan türü yok olmayacak. Hayatta kalacak olanlar Yeni Gineli dostlarımız olacak. Yeni Gine’de tanıştığım arkadaşlarımdan biri, 1970’lerin sonlarına dek taş ocağına gitmeyi sürdürmüş biriydi. Halen taştan yapılma aletler kullanıyorlar. 79 farklı patates türünü yetiştirme bilgisine sahipler. Benim tatlı patates ekip biçmeye dair en ufak bir fikrim yok. ABD’de toplumun yüzde 98’i çiftçi değil, sadece yüzde 2’si çiftçi. Tarımla uğraşanlar kurtulacak Ve fakat Yeni Gine’de yakın zamana kadar insanları yüzde 100’ü çiftçiydi. O yüzden de alternatif bir senaryo olarak, en kötü senaryo olarak şunu söyleyebiliriz: Birkaç 10 yıl içerisinde avantaj sahibi olanlar zengin ülkeler değil, yakın zamana kadar Taş Devri’nde yaşamayı sürdüren yoksul ülkeler olacak.