MAYIS2017 Ayse Perin (Tatari)
“Kültür Mirası Turizmi”
Kentin dokusundan söz ederken doku parantezine alıp konuyu geniş bir perspektif ile ele alalım. Mimari doku kalmadı kentin altını üstüne getirdik… Tarihi akslar eski şehir, kordon evleri, köşkler yerlerini sıradan apartmanlara bıraktı… Manevi doku ile beraber dokunulamayan dini yapıları dikkate alalım. İzmir’in manevi doku zenginliği çok kültürlülüğün getirdiği kültür mirasındandır… İzmir eğer eski İzmir olarak muhafaza edilebilseydi dünya kültür mirasına dâhil olan bir kent olacaktı… Ne yazık ki kendi vatandaşları tarafından hunharca katledilen bir zamanların en güzel şehri bu gün berbat yapılaşmasının getirdiği çirkinliklerle sıradan bir kent olma özelliğini taşıyor. 19–23 Nisan 2017 günlerinde İzmir Ticaret Odasında, İzmir Yahudi Kültür Mirası Semineri’ndeki sunumlar ve dağıtılan yayınlar önemli bir konuyu mercek altına alıyor İzmir’deki sinagogları inceliyor. ”Kültürel Miras” son derce önemli ve değerli bir miras, mirası korumak içinde kültürlü toplumlara ihtiyaç var. Adı üstünde “Miras” yani edinilmiş, atadan kalmış bir hediye, kıymetini bilmeyip savurmak ne yazık… Biz millet olarak miras yediliği pek severiz bozdurup bozdurup harcarız, şöyle etrafımıza bir bakınsak neleri yok ettiğimizi sıralasak… Eski İzmir’in eski fotoğrafları ve belgeleri bu hazin hikâyenin tanıklarıdırlar. Yahudi Semineri kentin geçmişine dönük bir bakış bir hatırlama oluyor... Hiç unutamadığımız hep içimizi acıtan özellikle de yurt dışı gezilerinde daha da pişmanlığımızı körükleyen “Kültürel miras” meselesi aslında bir dünya mirası… Hal böyle olunca birilerinin kentin tarihi binaları hakkında yıkılsın yıkılmasın kararları adil olmuşmudur? 19 Nisan 2017 gününde İzmir Ticaret Odası salonlarında başlayan seminer sonrasında kokteylde sübye ve boyoz ikram edilirken sohbetler sürdürüldü. Sübye, Seferat Musevilerinin 1492 yılında İspanya’dan göç ettirilerek İzmir’e yerleşmesi ile yayıldığı biliniyor. Bir asırlık bir geçmişe sahip sübye kavun çekirdeğinden yapılıyor. Boyoz ise hepimizin çok sevdiği bir hamur işi. Bu gün dünyada Kültür Mirası Turizmi adı altında bir turizm biçimi var. Kültür mirası turizmi şöyle tarif ediliyor: ”Tarihsel, kültürel, doğal kaynakları da dâhil ederek geçmiş ve günümüz insan ve öykülerini gerçeğe uygun biçimde temsil eden mekân ve etkinlikleri deneyimlemek amacıyla yolculuk yapmaktır”. Kültür mirası turistlerinin, diğer turistlere göre gittikleri yerlerde daha uzun zaman kaldıkları ve daha fazla para harcadıkları tespit edilmiş. Bir örnek vermek gerekirse Yahudi Kültür Mirası Turizminin Prag kentine katkısı son derece önemli… Yahudi Müzesi Prag’a gelir getiren mekânlar arasında üçüncü sırada. Müzeyi yılda 600.000 kişi ziyaret ediyor ve yılda 7 milyon Dolar’dan fazla gelir bırakıyor. Eski ve yeni sinagog yılda 220.000 ziyaretçi çekiyor ve önde gelen 10 turizm mekânı arasında yer alıyor. Yahudi kültürel mirasının katkısına bir başka örnek Krakov kent’inden verilebilir.1990 yılında ilk kez düzenlenen Krakov Yahudi Kültürü Festivali 25 yıldır her yaz 10 gün boyunca devam etmektedir. Karakov’un tarihi kent merkezi UNESCO “dünya miras listesi” ne alınmıştır. Prag’ın tarihi kent merkezi UNESCO” dünya miras listesi”ne alınmıştır. Yahudi Mahallesi tarihi kent merkezinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. İzmir kenti, Prag ve Krakov gibi, kültürel miras turizmi için çekim merkezi olup dünyaca tanınma potansiyeline sahiptir. İzmir’in sinagogları 2004 yılında Dünya Anıtları İzleme Örgütü (World Monument Watch Organizazation) tarafından uluslararası dünya anıtları listesine alınmıştır. İzmir sinagogları şimdiden büyük üne sahiptir.Ve Google’da “İzmir Sinagog” araması yapanlar çoğunlukla güçlü ekonomiler ve varlıklı ülkelerden gelmektedir. Prag ile İzmir Yahudi mirasının tanıtımı bakımından benzer kültürel alt yapıya sahiptir. İzmir Musevi Cemaati, yaklaşık 5 yıl önce aldığı bir kararla Kemaraltı bölgesindeki tarihi sinagogların, Avrupa’daki Musevi müzelerinde olduğu gibi bir ziyaret merkezine dönüşmeleri amacıyla yurt dışındaki vakıflarla birlikte İzmir Projesini başlatmıştır. İzmir kaybettiği yapısal değerlere ve kültürel mirasa rağmen hala bu alanda potansiyeli olan bir kent… Kentin geçmişinden gelen çok kültürlülüğün değerleri azda olsa kalmış. Yıllar önce bir Singapur gezisinde rehber bize ilginç bir tur yaptıracağını söylemişti ve bizi Hint Mahallesi, Çin Mahallesi, Müslüman Mahallesi bölgelerinde gezdirmişti… Ve o zamanlar ülkemizde gökdelen adlı çok katlı yapılar henüz inşa edilmediğinden bize o mahallelerden çok yeni ve modern yapılar ilginç gelmişti. Hayatımız Müslüman mahallelerinde geçtiğinden oradan bir an evvel kaçmak istemiştim, şaka bir yana Singapur’daki mahallelerde ilginç ve tarihi değeri olan herhangi bir yapı yoktu sadece yaşantıyı gösterip turdan para kazanmak amacı ile düzelemişlerdi geziyi. Kentler farklı hikâyeleri ve kişilikleri ile ilginç olurlar ve dikkati çekerler… İzmir için en güzel hikâyeleri yazalım ve uygulayalım.