NISAN2019
Ayse Perin (Tatari)
Nisan’da “Uyanış”
Nisan’da ne yazılır? Konserler, sergiler, politika, kent arızaları… Hiçbirisi cazip gelmiyor. Urla’da Enginar, Alaçatı’da ot festivalleri zamanı… Kırlar bayırlar şenleniyor, yeşillikler arasında gelincikler papatyalar mor çiçekler neşeyle gülümsüyor… İşi gücü bırakıp canımızın istediği yapmak geliyor içimizden.
Nisan… Ayların en sevimlisi bana göre, mayısı beklerken yeşeren sadece bitkiler değil umutlar aynı zamanda… Seçim sonuçları heyecanı da eklenince bu bahar başka bahar sanki. Umutlar hep yeşersin diyoruz “iyi düşünelim iyi olsun” bağlamında evrene iyi haberleri gönderiyoruz. Evren’e çok sorumluluk düşüyor… Haber yollama tekniği önemli, inceliklerine vakıf olmaz isek haberler yerine ulaşamıyor ve boş yere beklentiye girilmiş oluyor.
Bu konularda mahir ve uzman değilim, okuduklarımdan, duyduklarımdan söz ediyorum, inanmak güzel, teslimiyette çok doğru ve güzel; kabul ediyor ancak gönülden bu işi başaramıyorum. Bu bağlamda “Akışta kal” da takdir ettiğim ve güvendiğim bir söylem ama ona da yatkın değilim. Akışta kalacağım diye söz veriyorum kendime ama akışa direnmek içgüdüsü ile çırpınmaya devam ediyorum. Okuduklarıma inanıyorum. Bu bahar deneyebilir miyim diyorum. Yeniden sıralıyorum;
1.İrade Yasası-Evreni harekete geçiren iradedir. İrademiz güçlü ise evrensel yasaları değiştirmek kolaydır. Dikkat” başkalarının iradelerine karışmayınız, yoksa irade yasasına ters davranmış olursunuz”
2-Çalışma ve Teksir Yasası-Yeterli bir enerji eşiği gerekiyor. İstekleri oluşturmak için israrcı olup enerjiyi yoğunlaştırmalıyız.
3-Çekim Yasası-Yaydığımız düşünceler benzer enerjileri çeker. Birlikte çalışırlar.
4-Sempati(benzeşim) yasası-Ruhsal dünyada benzerler benzerleri yaratır.
5-Tedriç Yasası-Her şeyin bir aşamalı gelişimi vardır. İsteklerimizin gerçekleşmesi için belli bir zaman dilimi gerekir. Anlık düşünceler dağılır. Her gün düzenli istemek yoğunlaşmak enerji topu gibi evrene yollamak gerekir. Yedi günlük bir süreç te aynı saatte düzenli olarak çalışmak gerekiyor.
6-Bumerang Yasası-Her enerji çıktığı kaynağa geri döner.
7-Parça Bütüne Aittir Yasası-Parçaya yapılan etki bütünü, bütüne yapılan etki parçayı etkiler.
*İmgeleme-Dileğinizi kâğıda yazıp yakınız böylece yüklediğiniz enerjiyi serbest bırakmış olursunuz.
*Enerjiyi yükseltiniz-Mantra ya da zikr metodu… İsteklerinizi kalıp şeklinde söyleyiniz. Eski şamanlarda bu iş dans ile yapılırmış.
*Olumsuz konuşmayın, başınıza gelir.
İsteklerimizin gerçekleşmesi için enerjiyi serbest bırakmayı unutmayalım. Odaklanmalı ama bağımlı olmamalıyız. Böylece akışa izin vermiş oluruz.
*Saf Niyet-Şüphesizlik-Sessizlik: Dileklerimiz için şüphe gibi kötü enerjilerden uzak durmalıyız. Dileğimiz gerçekleşene kadar sessiz kalmalıyız. İnsanlara söylemek enerji akışını kirletir. Yorumlar alır enerjiyi kirletirsiniz.
*Bütünün Hayrı-Bu sözleri mutlaka tekrar edin. Bunu teslimiyet içinde tekrar edin. Gerçekleşmez ise bunda bir hayır olduğunu kabul edin.
Bu ay ki yazımda bu öğretileri yazmak istedim nedense; belki de kendimi yenilemek ve onarmak ihtiyacında idim… Konu buradan iç hesaplaşmaya doğru gidiyor.
Belki de kent yaşamının kriz noktasına yaklaşmaktayız. O yüzden insanların yaşamında bu tür öğretiler çok fazla yer almakta… Doğadan uzaklaştıkça ruhumuz yorgun ve karmaşık.
Rahmetli babacığımın kütüphanesinden bir kitap, “İnsanlar uyanın” yazar Dr. Alexis Carrel, bu eser insanlığa içinde bulunduğu tehlikeleri ve kurtuluş yollarını gösteren bir vasiyetname niteliğinde… Basım yılı 1959.Kitaptan başlıklar: Tabiat kanunlarına itaat etmiyoruz-Kozmik dünyanın ve dinin yaptığı baskıdan kurtulma-kainattaki nizama uymak zarureti-faziletin manası-kendi kendini değiştirme tekniği-yolculuğumuzun hedefi…
Yazarın başka bir kitabı “İnsan Bu Meçhul” da yazar ruh ve vücut sırlarımızı açıklar… Güzide insanın inşasından başka çıkar yol olmadığını… Ve bu önemde yüzlerce meseleyi derin bir kavrayışla anlatır.
Şehirde bir Pazar gününde evdeki kitaplar karıştırılır, okunur, yazılır, çizilir, yürüyüşe çıkılır, kentin boş sokaklarında düşüncelerle baş başa dolaşılır… Ben de bu Pazar günü şehirde kalmak istedim. İzmir Alsancak’ta oturduğum için yakınımda; Kordon ve Kültür Park’ta yürüdüm… Kordon oldukça karışıktı çok fazla köpek ve insan ile yorucuydu. Kültürpark’ta yürüyüş çok huzurlu, ağaçlar insana iyi enerji veriyor… Her yerde yeni dikilmiş çiçekler sarılar, kırmızılar hepsi ayrı güzellikte düzenlenmiş. Kültür park bir nimet. Korunmalı ve üzerine titremeli. Bu alanda binadan söz etmek cinayet… Mevcut binaları ıslah etmek ve içlerine müze fonksiyonları yüklemek uygun olur. Kültür, sanat, bilim müzelerine ihtiyacımız var. Sanat galerileri de olmalı... Ada ve göl gazinoları düzeltilip estetik bir hale getirilmeli. Zarif çay salonları veya kafeler yapılmalı… Hafta sonları hafif klasik ve caz müziği canlı performans olarak sunulmalı… Kültür park mini bir tren ile gezebilmeli. Küçük çapta bir kuş cenneti yapılmalı. Akşam saatlerinde Kültürpark’ın üzerinden kuş sürüleri uçuşur… Doğa bir bütün; bitkisi ve hayvanı ile ve bizde insan olarak bütün bunların bir parçasıyız. İnsanı tabiattan ayırıp betona gömmek doğaya aykırı.
Kültürparkın üzerinden her gün kuş sürüleri günbatımına doğru koşuyorlar… Gün batıyor kuşlar ile beraber ben de evime dönüyorum… Yeni bir haftanın programı aklımda… Ruhumu yenilemeyi de katıyorum planlarıma. “Akışta kal” diyorum…