AGUSTOS2021
Ayse Perin (Tatari)
Bir Vatan Aşkına
Bir Vatan Aşkına
“Atalarımın, anayurtları Kafkasya’yı korumaya ne yazık ki imkanları yeterli olmadı ama biz ikinci vatanımız Anadolu’yu düşmana kaptırmayız!”
Çerkes Ethem
Annemden zaman zaman dinlediğim Çerkes hikâyeleri... Anneannemin çocukluğu, Adapazarı, Çark Sokağı, babası Mehmet Bey ve onun çiftliğinde akrabası Çerkes Ethem’in ordusu ile ağırlanması... Saraydaki Çerkes güzeli akrabalar, bir şehzade ile evlenip Paris’e sürgüne giden teyze, kibar saygılı, müthiş at binen, cesur insanlar... Çerkesce söylenen birkaç tekerleme ve atasözü... Erken ölümler ne yazık hatıraları bizden esirgiyor.
Çok istediğim halde hayat gailesi yüzünden, annemin aile geçmişinin dolayısı ile de benim; peşine düşemedim... Belki de bu yüzdendir bu kitaba kendimi yakın hissetmem.
Ne mutlu gerçek yaşam öyküsü yazanlara... Çerkes Ethem’in yeğeni gazeteci- yazar Güner Kuban kendi deyimi ile ”resmi tarihin ezberlerini bozmak ve yakın tarihimizdeki kara delikleri aydınlatmak” için bu romanı kaleme almış. İstanbul’un dillere destan Pembe Köşk’ünden başlayıp, Yunan işgali altında Ege köylerine uzanan 110 yıllık gerçek bir hikâyeyi “Bir vatan Aşkına” adlı kitaba dönüştürmüş.
Kitabı bir solukta bitirdim. Yazarın babası Reşit Bey, Çerkes Ethem’in ağabeyi...
1.Dönem Büyük Millet Meclisi’nde Saruhan Milletvekilliği yapmış. Bandırma’da yaşadıkları muhteşem konaktaki mutlu hayatları bir anda cehenneme dönen ailenin küçük kızının (yazar Güner Kuban) yaşam misyonu olan bu kitap yakın tarihimizdeki karanlık noktaları da aydınlatıyor.
Güner Kuban, ailesinin yaşamak zorunda bırakıldığı sürgün nedeni ile Yunanistan’ın Atina şehrinde dünyaya gelmiş. İlkokulu Ankara’da, orta ve liseyi İstanbul Alman Lisesi’nde okumuş. Resim tahsili için gittiği Almanya’da mimarlık mesleğini seçmiş. Amsterdam’da mimar olarak çalıştıktan, sonra projesine imza attığı “Port van Amsterdam” adlı turistik merkez, kraliçenin ve binlerce kişinin katılımı ile açılmış. Otuz beş yıl boyunca yurt dışında yaşarken, küçükken verdiği andı hiç unutmamış, yaşam misyonu olan aile tarihi kitabını yazabilmek için Türkiye’ye dönmüş. Kendisi için inşa ettiği Bodrum’daki evinde, yaşamının kalan süresini, yazarak geçiriyor.
İletişim: guner@gunerkuban.com .
Bu kitapta adı geçenlere ait fotoğrafları görmek isteyenler www.gunerkuban.com sitesindeki galeriye bakabilirler.
Kitabın arka yüzünden alıntılar:
Çerkes Ethem için “Adınız Türk İstiklal savaşına altın harflerle yazılacaktır” denmişti. Çerkes Ethem bir vatan haini miydi, yoksa halk kahramanı mı? Osmanlı İmparatorluğu Döneminde çok güçlü ve zengin olan Phisov ailesi, Cumhuriyet ilan edildikten sonra kaçmak zorunda kaldıkları Yunanistan ve Ürdün’de neler yaşadı? Çerkes Ethem’in abisi Reşit Bey ve İstanbul’un en güzel kızı Seher Hanımın, dillere destan aşkı Yıldız bahçelerinde nasıl başladı ve sürgün, savaş, ayrılık dinlemeden nasıl devam etti?
Güner Kuban, bu romanı bitirdikten sonra Ankara’dan onu çok duygulandıran bir haber alır. ”Türkiye Büyük Millet Meclisi, resmi bir belgeyle Çerkes Ethem’in hain olduğuna dair bir kararın Genel Kurmay dahil hiçbir bakanlıktan çıkmamış olduğunu açıklamıştır.”
Kitabın son sahifesinde yer alan bu belgenin fotoğrafının altına, şöyle yazmış Güner Kuban;
"SÖZÜN BİTTİĞİ YER
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden gelen bu belge, yapılan araştırma sonucunda Meclis ve tüm bakanlıklarda Ethem Bey’in değil “hain” ilan edilmek, itibarını bile sarsacak herhangi bir kararın asla çıkmamış olduğunu kanıtlıyor.
Bu kitapta okuduğunuz sürgünler, felaketler, yokluklar, ayrılıklar her şey boşunaymış demek... Sevgili okuyucular burası sözün bittiği yer bundan sonra hukuk konuşacak.
Güner Kuban 30 Mayıs 2016"