HAZIRAN2018 Gülhan Berkman Yakar
Verdiğin karara güveniyor musun?
Neredeyse yaşamımızın her anında tercihler yaparak yaşıyoruz… Örneğin şu anda başka bir şey yapmak yerine yazı yazmayı tercih ediyorum. Bu seçimi yaparken içimdeki “haz maymunu” tam şu anda yan gelip yatma alternatifini cazip bir şekilde önüme seriyordu ama daha önceki günlerde sürekli elde ettiği başarıyı bu kez yakalayamadı; ne de olsa yazımın son teslim tarihi gelmişti artık. İçimizdeki haz maymununu ikna etmenin dışında seçim yapabilmek adına içsel süreçlerimizde türlü çeşit yöntem kullanıyoruz aslında. Çoğu zaman kendimize göre seçenekler arasında “bu doğrudur” diyerek karar verdiğimiz bir konu daha sonra yaşamımızı şekillendiren inançlarımız haline gelebiliyor; o nedenle seçim yapıp karar vermek yaşamımızda her şeyi değiştirecek bir güce sahip. Çoğu kişi koçluk alırken problemlerinin özünü temsil eden inanç kalıplarını ve bu seçimleri neye göre yaptıklarını fark ettiklerinde çok büyük bir şaşkınlık yaşar. Çünkü karar kalıplarımızın işleyişine baktığımızda çoğu zaman o günün koşullarına uygun, ampirik hatta kestirme ve yanlı seçimler yaparız ama yıllar geçse de koşullar artık değişse de bu kararımıza sıkı sıkıya bağlanırız. Oysa o günün, o ortamın koşulları, bilgi ve deneyim düzeyimiz bu güne uymamaktadır. O nedenle şu karar verme konusuna biraz daha yakından bakalım istiyorum. Sizce insanların köpek balığı saldırısı sonucunda ölmesi mi; yoksa bir havai fişek patlaması sonrasında ölmesi mi daha olasıdır? Böyle bir şey için cevap verirken bir zihin taraması yapar ve kestirimde bulunarak bir karar veririz. Bugüne kadar haberdar olduğumuz tüm Köpek balığı saldırıları ve havai fişek kazaları konusundaki bilgilerimizi yoklar ve kısa yoldan bir sonuca ulaşırız. Bu yöntemin adı : “ Ulaşılabilirlik Kestirme Yolu”dur. Bu şekilde hemen aklımıza gelen ve hafızamızdan kolayca örnekleyebildiğimiz bir sonuca ulaşırız. Bu kestirme yollar, koşulları değerlendirmek bakımından bizim hızlı karar vermemizi sağlasa da ne yazık ki her zaman doğru olmaz. Söz konusu örneği ele alırsak zihnimizde köpek balığı saldırıları ve havai fişek patlaması ile ilgili haberlerin bizim takip ettiğimiz mecralarda ne miktarda yer aldığına göre bilgimiz sınırlıdır. Muhtemelen Köpek balığı saldırıları ile ilgili medyada daha fazla haber yer almıştır; hele bir de bu konuda izlemiş olduğumuz filmler zihnimizde bu tür verileri de barındırıyorsa sonuç olarak “Köpek Balığı” Yanıtını vermemiz şaşırtıcı olmaz. Oysa Khan Akademi’ye göre dünyada Köpek balığı saldırısı ile ölme olasılığı 1/3,700000 iken Havai Fişek Saldırısı ile ölüm oranı 1/ 340.000 şeklindedir. Havai fişek patlaması sonucu ölümlerin çok daha nadir haber yapılması ve zihnimizde az yer tutması, verdiğimiz kararın yanlış olmasına neden olacaktır. Diğer karar verme yöntemi ise “Temsil Edicilik Kestirme Yoludur.” Varsayalım ki Öykü adında bir banka veznedarı var ve kendisi 30 yaşında bekar açık sözlü ve çok zeki bir kadın olsun. Öykü, öğrencilik yıllarında, nükleer enerji karşıtı protestolarda ve ayrımcılıkla mücadele eden kuruluşlarda yer almış olsun. Sizce şu anda hangisi yüksek bir ihtimalle doğrudur? Öykü’nün bir bankada veznedar olması mı? Yoksa Öykü’nün feminist bir banka veznedarı olması mı? Bu bilgiler ışığında çoğu kişi, Öykü’nün feminist bir banka veznedarı olma ihtimalini yüksek bulacaktır. Aslında bilgimiz sınırlıdır. Bazen de verdiğimiz karara olması gerekenden daha fazla güveniriz bu duruma Aşırı Güven Yanlılığı adı veriliyor. Haklı olduğumuza kesinlikle inandığımız bir tartışmada aşırı güven hissine kapılıp karşı taraf diğer bakış açısının doğru olduğunu ispatlayana kadar görüşümüzde ısrarcı oluruz. Bu yeni bilgiye ispata rağmen hala fikrimizden vazgeçmiyorsak bu duruma da Aşırı Güven ve Kanaatte Israr Yanlılığı adı veriliyor. İnsanlar, seçmeni olduğu adaya dair hoşlarına gitmeyen bir şey duyduklarında çoğunlukla bu bilgiyi görmezden gelir veya zihninde bir mantığa oturtur ama bununla Onay Yanlılığı adı verilen kavram arasında küçük bir fark var; bu durumda kişiler yalnızca hali hazırdaki inançlarını onaylayacak bilgilere açıktır. Örneğin bu gibi seçim dönemlerinde oy vereceğimiz aday ile ilgili yalnızca olumlu haberleri dinliyor ve okuyorsak aday yanlılığına düştük demektir. Adayımız ile ilgili kötü bir şey öğrendikten sonra da aynı görüşte olmaya devam ediyor isek bunun adı da Kanaatte Israr Yanlılığıdır. Karar verme sürecini etkileyen bir diğer etken de Çerçeveleme yani kararın sonuçlarının bize sunulma biçimidir. O zaman şöyle bir çerçeveleme yapabilirim: Bir yanda zihnimizin kestirme yolları, yanlı tutumlarımız, her şeyi göz ardı eden bakış açılarımız ve sonuçların bize sunulma biçimi, diğer yanda ise farkında olduğumuz somut gerçekler var. Özellikle yaşamımızı kökten değiştirecek önemdeki kararları verirken pek çok açıdan bakarak neye göre değerlendirme yaptığımızı fark etmeliyiz. Sevgiler