KASIM2020 Gülhan Berkman Yakar
İşe yeniden başlamak
İşe yeniden başlamak Biliyorsunuz pandemi, biraz durup pek çok açıdan kendimizi ele almamıza neden olan bir dönem oldu. Ben de kendimle gerçekleştirdiğim bir koçluk seansının arkasından, çok istediğim ama hep ertelediğim bir projeye Lab Academi işbirliği ile başlamış oldum. Artık, Linkedin, You Tube ve Facebook’da iş dünyasından profesyoneller ile canlı canlı “liderlik ve kariyer” üzerine söyleşiyoruz. Aslında bu köşede yazmaya başlarken de niyetim, kariyer söyleşilerinden ilham verecek noktaları ve farklı bakış açılarını sizinle paylaşabilmekti. Demek ki kısmet, bugünlere imiş… Ekim ayındaki ilk konuğum, insan kaynakları, yönetim duayeni ve yazar Özden Aslan oldu. Söyleşimizde Aslan’ın İş dünyasındaki kariyer serüvenini ve tecrübelerini paylaşırken, gençlere ve genç yöneticilere de çok değerli mesajları vardı, işte size söyleşimizin küçük bir bölümü; – Sevgili Aslan, kariyerinizi çok hızlı bir şekilde anlatıyorsunuz ama ben merak ediyorum; TAI, Tepe Grubu gibi Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarında, uzun yıllar insan kaynakları yöneticisi olarak görev yaptınız. Kariyer basamaklarını tırmanmak, anlattığınız kadar kolay mı oldu? Okulu bitir, yüksek lisans yap, hop bir kurumun başına geç ve sonrası gelsin… Hiç zorluklarla karşılaşmadınız mı? – Olmaz olur mu? Zor, tabii ki şimdi anlattığım gibi kolay olmadı hiçbir şey… Ama biliyor musun? “İyi ki hayatta zorluklar var. Zorluklar bizi güçlü kılıyor.” Sen benim şahsıma döndün ama ben yine gençlere döneceğim; “Zorluklardan kaçmayalım.” Araştırmalar da var; mesela her şeyin düzgün gittiği, problemlerin olmadığı rutin bir hayat yaşanıyorsa, insan beyni küçülüyor. Nerede problem, zorluk, sorun çözme, mücadele varsa, insan beyni gelişiyor. Evet, elbette ben de hayatımın her aşamasında pek çok zorlukla karşılaştım, ama onlarla mücadele ederek, daha sağlam, ayakları yere basan bir insan haline geldiğimi düşünüyorum. İnsanın olduğu yerde sorun olması çok normal. ”İnsana dair hiçbir şey beni şaşırtmaz” der psikanalizin babası Freud. İnsanın olduğu yerde kıskançlık da var, yardımlaşma da var, düşmanlık, kızgınlık, çatışma da var ama yaşarken bunlarla baş etmeyi öğreniyorsunuz. Harvard’da 1938’de 724 denek ile başlayıp günümüze kadar süren, psikoloji alanında dünyanın en uzun süren araştırması yapıldı ve orada; “insanı mutlu eden nedir?” sorusunun yanıtına baktılar. Sonuç; para değil, makam değil, yat değil, kat değil, insanı mutlu eden; ilişkiler… İletişim… Eğer iyi ilişkiler kurabiliyorsanız, iyi dostlarınız varsa, ailenizle ilişkileriniz iyiyse, kopmadıysanız, yapayalnız kalmadıysanız, dayanışma, paylaşma yapabiliyorsanız, sosyal ilişkileriniz varsa, insanlar mutlu oluyorlar. Yaşamın içinde zorlu yollardan geçerken, bize ne lazım? Sağlam dostluklar, arkadaşlıklar, aile ile ilişkilerimizi hep devam ettirmek lazım. Gençlere özellikle söylüyorum; bu zorlu yollardan geçerken, debelenirken arkadaşlar, dostlar, ailemiz bize destek olacaktır. Onlara ilişkilerimize sahip çıkalım. Tabii bilmek lazım k, ilişki karşılıklıdır, biz de onlara destek olacağız. – Evet, biliyoruz ki insanlar birine yardım ederken de mutlu olurlar. Sevgili Özden hanım, söyler misiniz iş yaşamında ne oluyor da bazı insanlar zorlanırken, bazıları da kariyer basamaklarını hızla tırmanıp başarılı oluyorlar. Yıllarca yöneticileri seçen ve yönlendiren biri olarak bu konuda ne söylersiniz? – Burada biraz “duygusal zeka”dan bahsetmek lazım. Yıllar önce yönetici olarak kuruluşlara en parlak üniversitelerden MIT, Harvard gibi yerlerden mezun mühendisleri parlak yönetici olarak atıyorlar ama bakıyorlar ki, bu kişiler okuldaki başarılarını işyerinde gösteremiyorlar. Yönetici olmak başka bir şey, bu pozisyonda; insan ilişkilerini yönetmek lazım, saçmalıklarla başa çıkmak lazım, uyum yaratmak, ekip olarak çalışmalarını sağlamak lazım, onlara hedef gösterip ilerlemelerini sağlamak lazım… Sonradan yapılan araştırmalarda farklı özelliklerin gerekli olduğu ortaya çıkıyor, bu da “duygusal zeka” kavramı ile açıklanıyor. Hem öğrenilebilen hem de geliştirilebilen ve yöneticilikte de önemli bir boyuttur; duygusal zeka… Aslında biz buna daha kendi yaşamımıza yönetirken başlayabiliriz. Duygusal zekanın özellikleri içinde hem kendini tanımak vardır, hem de kendini denetlemek vardır. Empati kurmak, iletişim kurmak vardır. Sosyal beceriler vardır. Bütün bunların bir paket halinde mesleki bilgi ve beceri ile birleştiği anda o yöneticiler başarılı oluyorlar ve yaptıkları işte mutlu da oluyorlar. Çünkü ilişkiler kuruyor, insanları motive edebiliyor, birlikte çalışabiliyor, ekip olarak hep birlikte bir şeyler yapabildikleri için hem mutlu oluyorlar hem de başarılı olabiliyorlar. İyi iletişim kurmak hepimiz için çok önemli; üniversite öğrencisi için de, satış temsilcisi için de, apartman görevlisi, holding yöneticisi için de bu böyle… Kendisinden her zaman ilham aldığım, değerli dostum Özden Aslan ile söyleşimiz, günümüz dünyasında belirsizliklerle yol alma, yaratıcılık gibi konularda, keyifli bir şekilde devam etti. İsterseniz bu söyleşinin tamamına “Gülhan Berkman” YouTube kanalımdan ulaşabilirsiniz. Bu arada Özden Aslan’ın şimdiye kadar basılmış dokuz kitabı bulunuyor, “İşe Yeniden Başlamak” adlı yeni kitabı da; Eylül ayında Elma Yayınevinden çıktı. Benim de keyifle ve bir solukta okuduğum bu kitapta, işe yeniden başlamaya cesaret eden insanların öyküleri, anlatılıyor. Biz de her gün işe yeniden başladığımıza göre, bu kitabı herkese tavsiye ediyorum. Sevgiyle kalın.