MAYIS2019 Günter Soydanbay
Belediyeler Yarışıyor
Kentimizin en az gelecek beş yılına yön verecek yeni belediye başkanımız belli oldu. “Seçilirsem işe bisikletle gideceğim” diye söz veren Tunç Soyer’in İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olur olmaz yaptığı ilk icraat, makam arabasının arkasına bisiklet taşınmasını sağlayan bir aparat taktırmak olmuş. Bu tercihi kendisine sorulduğunda, “Belediye başkanları yaptıklarıyla yapmadıklarıyla örnek olurlar. […] Bisiklet kullanmak, teşvik etmek istediğimiz bir şey. […] 50-60 kilometrelik parkuru, 250 kilometreye çıkaracağız. Bu, o kentin belediye başkanı bisiklet kullanıyorsa yapılabilir. […] Sıkıntı yaşayacağımız zaman da olacak ama sıkıntılar yaşayarak aşılacak.” şeklinde bir demeç vermiş. Bu köşede, bisiklet kültürü üzerine 2010’dan beri bir çok makaleyi kaleme almış biri olarak Tunç Başkan’ın bu duruşunu İzmir’in geleceği için çok doğru ve önemli buluyorum. Toplumsal değişimin kıvılcımının en tepeden yakılması, İzmir’de bisiklet kültürünün yaygınlaşmasını hızlandıracaktır. Bununla beraber Tunç Soyer’in de belirttiği gibi süreçte zorluklar olacak. Bunlardan biri mevcut bisiklet hattının yani Mavi Link’in uzatılması gelmekte. (Mart 2019 yazımızda diğer sosyo-kültürel sorunları tartışmıştık.) Bu ay İBB’nin şehir içi bisiklet ağını nasıl tatlı bir rekabet yaratarak genişletebileceğini tartışacağız. Bisiklet yolu yapmak yeterli değil; asıl önemli olan, halka yolu kullandırtabilmek. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Şehir İçi Bisiklet Yolları Kılavuzu’nu baz alırsak dünyada kişi başına bisikletle günlük yapılan mesafenin en yüksek olduğu ülkelere baktığımızda hep insanların is¸e bisikletle gidip gelmekte olduğu yerleri görüyoruz. Örneğin, Japonya’da insanların %15’i şehir içi ulaşımında bisikleti tercih ediyor. Hollanda halkının%24’ü bisikletle is¸e gidip gelmekte. Eğer bisiklet parkuru inşa etmeyi araç, halkı bisiklete bindirmeyi ise nihai amaç olarak kabul edersek, İBB’nin hedefinin bisiklet ağını uzatmak değil, Mavi Link’i insanların işe gidip gelmesini kolaylaştıracak şekilde uzatmak olduğu sonucuna varırız. Mevcut bisiklet parkuru körfezi bir gerdan gibi çevrelediği için an itibariyle kentiçi ulaşıma hizmet edemiyor. Eğer, İzmir’de bisikletin çok daha yaygın kullanılmasını istiyorsak Mavi Link’in körfezin çevresinden kentin içlerine doğru yayılmasını sağlamamız gerekmekte. Bu da Bornova, Buca, Gaziemir, Karabağlar gibi ilçelerin sisteme dahil edilmesi demek. İBB tüm paydaşların katıldığı atölyeler düzenleyip, bir master plan yapıp, mevcut kaynaklarını kullanıp Mavi Link’i genişletebilir. Ama daha hızlı sonuç alınabilecek bir yöntem mevcut. İlçe belediyelerini yarıştırmak! Bu yöntemde İBB önce İzmir’i Akdeniz’in en bisiklet dostu şehri yapma emelini kamuoyuyla paylaşır. Bunun hem İzmirliler’in hem İzmir’in hem de dünyanın sağlığı için neden önemli olduğunu anlatır. Bu sayede ortak vizyon yaratılmış olur. Daha sonra bu öncü vizyonun hayata geçirilmesi için hedefler açıklanır. Mavi Link özelinde kapsamlı bir İzmir Bisiklet Yolu Yapım Yönetmeliği yaratır. Bu mevzuat bisiklet yolları, bisiklet istasyonları ve bisiklet park yerlerinin tasarım ve yapım kurallarını, bisiklet yollarının s¸ehir içi yollara entegrasyonunu, bisiklet istasyon ve bisiklet park yerlerinin is¸letilmesi konusundaki İBB standartlarını detaylı bir şekilde anlatır. Bir sonraki aşamada ilçe belediyeleri yönetmeliğe uyacak şekilde bisiklet yolu yapma konusunda bir yarışa davet edilir. Belediyeler bir sene boyunca bisiklet yolu yapma konusunda yarışırlar. İlçe sınırları içinde en uzun bisiklet yolu yapan belediye kazanır. Ödül olarak da İBB birinci gelen belediye yaptıkları yol kadar bisiklet parkuru hediye eder. Belediyeleri yarıştırarak İBB sadece 50 kilometrelik parkuru uzatmakla kalmaz. Aynı zamanda Mavi Link’i kent geneline eşit düzeyde yaymış olur. Ama belki de daha önemlisi yeni nesil belediyecilik konusunda Türkiye’ye öncü olmaya devam eder. Ne dersiniz?