HAZIRAN2019 Günter Soydanbay
Kişi Başına Düşen Yeşil Alanı Artırmak
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in önemli seçim vaatlerinden bir tanesi Yeşil bir İzmir yaratma vaadiydi. Soyer, “Kişi başına düşen yeşil alan miktarını 30 metrekareye çıkaracağız” şeklinde bir söz vermişti. Nihat Zeybekçi’nin de seçim vaatlerinden biri yeşil alan miktarını arttırmaktı. O da, “İzmir'de 1.6 metrekare olan kişi başına düşen yeşil alan miktarını 15 metrekareye çıkaracağım” sözünü vermişti. Peki ama İzmir’de kişi başına düşen yeşil alanı nasıl arttırabiliriz? Bunun için bir ufuk gezisine çıkalım ve dünyanın dört yanından başarılı örnekleri inceleyelim. Halk Bahçeleri İlk durağımız Montreal. Kentte halkın gönüllerince sebze, meyve yetiştirebildikleri 97 adet halk bahçesi var. Belediye sosyal rehabilitasyona ve yeşile ihtiyacı olan semtleri ve mahalleleri belirliyor. Çoğu apartmanlar arasına sıkışmış bu atıl alanlar temizleniyor ve organik tarıma elverişli hale getiriliyor. Her bahçe küçük adalara bölünüyor ve her ada senelik 10 dolara kiralanıyor. Kiracılar kendilerine ayrılan alanda istediklerini yetiştirmekte serbestler. Halk Bahçeleri, İzmir’de özellikle emekli nüfusunun yoğun olduğu semtler için ideal bir çözüm. Yeşil Link Zamanında Los Angeles’lı şehir planlamacıları çılgın bir fikir önermişler: Kentin tüm parklarını birbirine bağlayalım! Tüm yeşil alanlar harita üzerinde belirlenmiş. Sonra da bu mekanlar arasındaki bazı yolların tamamen yayalara tahsil edilmesi öngörülmüş. Onların yapamadığını İzmir başarabilir. Göreceli olarak daha planlı oldukları için pilot bölge olarak Karşıyaka veya Bornova seçilebilir. Mevcut yeşil alanları bağlayan yollar incelenir. En makul olanları yayalara ve bisikletlilere tahsis edilir. Bu sayede sadece yeni yeşil alan yaratmış olmayız, İzmir’e bir Yeşil Link kazandırmış oluruz. Çatı bahçeleri Montreal’e geri dönelim. Kentte ‘Çatı Bahçeleri Projesi’ isimli bir girişim var. Bunu Karşıyaka Belediyesi’nin yıllardır yaptığı ‘En Güzel Balkon ve Bahçe Yarışması’na benzetebiliriz. Amaç, ‘Montreal’in atıl durumda olan çatılarını yeşil alana çevirmek.’ Belediye, katılmak isteyen apartmanlara vergi, elektrik gibi teşvikler sağlıyor. Çatı bahçeleri şekil şekil... Kimi Montrealliler çatılarında süs bahçeleri yaratmışlar. Diğerleri organik sebze meyve yetiştirmeye başlamışlar. İzmir’deki binaların çoğunun çatısının düz olduğunu düşünürsek, çatı bahçelerinin yeşil alan yaratma konusunda eşsiz bir fırsat sunduğunu görürüz. Halk Park Bu örnek İzmir’den. Belediye’nin Peynircioğlu Deresi ve çevresinde 100 dönüm alan üzerinde inşa ettiği Halk Park ödüle doymuyor. Bu proje aslında dere kenarının kullanımı ve yeşil alana katılması ile Avrupa Birliği’nden destek alan Urban Green Up projesinin bir uzantısı. Halk Park’ın daha da kapsamlısı Melez Çayı’nın çevresine yapılabilir. Bu sayede Yeni Kent Merkezimiz Chicago’ya benzer bir havaya kavuşabilir. Yeşil binalar Asya’ya gidelim. Singapur şehircilikte bir çok trende öncü olan bir kent. Bunlardan biri de “bahçe şehir” kavramı. Singapur dünyanın en yeşil kenti olmayı hedefliyor. Bunun için ParkRoyal gibi dev yapılarda balta girmemiş ormanı andıran teraslara ve çatılara yer verilmesi teşvik ediliyor. Ayrıca kentte boş alanlara yaşayan duvarlar yapılıyor. Bu sayede eskiden metal ve camın domine ettiği kent, tropikal bir havaya bürünüyor. Millet Bahçesi Cumhurbaşkanının seçim vaatlerinden biri Millet Bahçesiydi. İzmir’de ilk aşamada Kemalpaşa ve Bornova’da hali hazırda yeşil olan yerlere öncelik verildi. Ancak amaç gerçekten bir fark yaratmak ve gelecek nesillere yemyeşil bir İzmir bırakmak ise, o zaman çorak yerlere odaklanmak lazım. Belediye, devlet ve özel sektör bir arada çalışabilir ve Bayraklı’nın doğu sırtlarıyla Bornova arasında kalan boş alana Türkiye'nin en büyük Millet Bahçesi yapılabilir. Çorak alanların yeşillendirilmesi konusunda İsrail örneği incelenebilir. Elektrik Fabrikası Bu son fikrimiz o kadar heyecan verici ki, onu da gelecek ay tek başına ele alalım!