ARALIK2018 Pınar Tekeş
Hayatımızdaki izler ve dolma kalem
Bir arkadaşım ve lisede okuyan kızıyla alışverişe çıkmıştık. Bir kalem dükkanının önünden geçerken kızı “Anne, yeni bir dolma kalem alabilir miyim?” diye sorunca çok şaşırdım. Yani zaten var, bir de yenisi! Genç nesil o kadar çok teknoloji bağımlısı haline geldi ki yakında korkarım kalemle bile yazamayacak hale gelecekler diye düşünürken, bu soru... Ama işin aslı başkaymış. Okullarında bir uygulama varmış. Sınavlarda sadece dolma kalemle yazabiliyorlarmış. “Aa, neden?” dedim. “O zaman silemezler”. Zaten amacı da buymuş. Ezbere değil de iyice düşünüp cevaplasınlar hem de hatalı buldukları yerlerin üstünü çizsinler ki nerelerde takıldıklarını farkedip çalışabilsinler diyeymiş. Aslında hayat da bir Dolma Kalem deneyimi değil mi? Nihai amacımız özenle yazdığımız dönem ödevleri sayfasını sunmak. Pek çoğumuz mükemmel olmak üzere yetiştiriliyoruz. Ne kadar çok başarılı ve kusursuz olursak o kadar değerli olacağımız inancıyla. Değerli olursak bir o kadar sevileceğimiz inancıyla. Hal böyleyken de hata yapmaya hakkımız olmadığını düşünüyoruz. Hata yaparsak başarısız, değersiz ve sevgiyi hak etmeyen biri olacağımız inancıyla. Oysa ki hatalarımız en kıymetli deneyimlerimiz. Onlar sayesinde kendimizi güncelleyip adeta bir sonraki sürümümüzle hayatta var olabiliyoruz. Onlar sayesinde öğreniyoruz, ilerliyoruz. Ama hataya hakkımız olmadığında kapana kısılmış hissedip aynı döngünün içinde dolaşıp dururken buluyoruz kendimizi. Hata yaptığımız için bizi en çok cezalandıran ise kendimiz oluyoruz. Dolma kalemle hatanın üstünü çizmek yerine silgiyle onu silmeye çalışıp elimizde ne yapacağımızı bilemediğimiz bir sayfa tutuyoruz. Atamadığımız, yenisini isteyemediğimiz... Oysa ki çizsek, neyi düzeltmeliyiz fark etsek onu tekrarlamayız. Olduğumuz halimizdeki mükemmelliğimizi farketsek, başarı kriterlerinden bağımsız değerli olduğumuzu hatırlamak neleri değiştirir hayatlarımızda? Bütün bunlar düşünceler beni aldı uzaklara götürdü. Taa çocukluğuma...İlkokul öğretmenim Canım Işık Öğretmen’im ve onun üç ayrı renk mürekkep dolmuş üç ayrı renk dolma kalemi geldi. Her daim bakımlı, her daim zarif ve her daim kalemleriyle çok güzel yazı yazardı. Müfredat defterini kırmızı, siyah ve mavi renklerle, el yazısıyla doldururdu. Onu seyretmek bir şiir dinlemek tadındaydı. Rahmetli babamın da imza attığı çok güzel kalemleri vardı. Önemli insanların hep dolma kalemi var diye düşünürdüm küçükken. Arkadaşım “Hep çok istedim ama benim hiç dolma kalemim olmadı” dedi. “Neden?” dedim. “Solak olduğum için yazı yazarken mürekkep akmıyor ve maalesef yazı yazılamıyor” dedi. İnternetten araştırdım bu konuyla ilgili neler bulabilirim diye. Artık solaklar için de üretilen modeller varmış. Ne yaptım biliyor musunuz? Arkadaşıma yılbaşı hediyesi onlardan bir tane sipariş ettim bile...