EYLUL2019 Pınar Tekeş
Kendimizi ertelemek
KENDİMİZİ ERTELEMEK Bütün bir sene heyecanla beklenen yaz tatili, nasıl geçtiği anlaşılamayan hızla sona erdi. Doğa hala yazda kalmaya çalışsa da okulların açılıyor olması tatilin bittiğinin en büyük işareti. Yazlık beldelerin en güzel zamanı olan Eylül, denizin berrak ve çarşaf gibi dümdüz görünümü, rüzgarın kesilmesi ve nefis bir hava ile arda kalan birkaç emekliye tadını çıkarttırmaya devam ediyor. Ama zaman artık ertelenen planların hayata geçirilme zamanı. Neleri erteliyoruz? En çok kendimize ulaşmayı! Kendimizi tamamen gerçekleştirmeyi. Kendimizi ertelediğimizi farketmiyoruz bile çoğu zaman. Yıllar geçip iş işten geçtiğinde yapmak istediklerimizi hayata geçirmek için ya gücümüz kalmamış oluyor ya da zamanımız. Beraberce bir göz gezdirelim. - En çok neyi yapmayı erteliyoruz? - Bunu ertelemek bize ne kazandırıyor? - Ertelemesek ne olur? - Yaparsak ne olur? - Yaparsak başımıza en kötü ne gelebilir? - Bu korkumuzdan nasıl özgürleşebiliriz? - Başka korkularım var mı? - Onlardan da özgürleşmem mümkün mü? - Şimdi gerçekleştirebilir miyiz? Hadi yapalım o zaman. Bazen 20 yıl önce yapamadığımız birşey için bile hayıflanırken buluruz kendimizi. Keşkelerde, olsaydılarda dolaşmak bizi pişmanlık döngüsünde tutar. Ve bu sarmaldan çıkamamızı sağlar. Bu bizi geçmişin enerjisinde tutup ilerlememizi engeller. O enerjiden çıkmak için harekete geçtiğimizde adeta tüm evren tarafından desteklenmeye başlarız. Bugünün akışına geçtiğimizde olayların hızına biz bile inanamayız. Kalbimize ulaşıp ordakileri gerçekleştirmeye başladığımızda yenileri için de motive oluruz. Hayat aslında o kadar cömerttir ki sadece kendimizi kısıtladığımızda bunu göremeyiz. Atalarımızdan gelen “Kendini düşünmek bencilliktir”, “Fedakar olursan iyi insan olursun” ve daha tonlarca kalıbın bizi tutmakta olduğunu bilemeyiz bile. Halbuki fedakarlığın “feda edip kar bekleme” olduğunu hatırlasak ne çok şey değişir yaşamlarımızda. Sevdiklerimiz için kendimizi feda etmek yerine destek alıp vermeye hakkımız olduğunu hatırladığımızda hem onlara hem kendimize daha büyük bir katkımız olabilir. Aksi taktirde pişmanlıklarla dolu soy bağının bir üyesi olarak yaşamızı sürdürüp bizden sonraki nesillere de aynılarını aktarmış oluruz. Haydi şimdi yaşamımızda gerçekleştirmek istediklerimiz için bir adım atalım. Önce sadeleştirelim hayatımızı. İstemediklerimizi belirleyerek başlayalım. Sonra onları hayatımızdan çıkararak sadeleşelim. Bize hizmet etmeyen yüklerimizi taşıma zorunluluğumuzdan özgürleşip pişmanlıklarımızdan arınalım. O kadar uzun zamandır beraberiz ki, onların yük olduğunun bile farkında değiliz. Bırakınca öyle bir rahatlama gelecek ki! Yaşam deneyiminin keyif de alınabilecek bir yolculuk olduğunu hatırlayalım. Tüm geçmiş deneyimlere teşekkür edip ilerleyelim. İlerlemenin güvenli olduğunu, doğuştan gelen hakkımız olduğunu bilerek. Geleceğe doğru bir adım atalım. Haydi ŞİMDİ.