ARALIK2020
Pınar Tekeş
Harekete geçmek
Harekete geçmek
Hepimiz için oldukça zorlayıcı olan, ezber bozduğumuz, asla yapamam dediklerimizi hayatımızın gerçeği haline getirdiğimiz bir yılı geride bıraktık. Belki de ilk kez kendimizle bu kadar uzun vakit geçirdiğimiz için farkına varmadığımız gerçeklerimize ulaştık.
Bazılarımız bolca sadeleşti. Evlerini, hayatlarını gözden geçirerek yaptı bunu. Bazılarımız online alışveriş canavarı haline geldi. Okuduk, araştırdık, seyrettik, yedik. Ruhumuzu ve bedenimizi besleyecek yeni tatlar keşfettik. Bunların hepsini önümüzdeki minicik ekranlardan yaptık. Dünyaların sığdığı ekranlara dünyalarımızı sığdırmaya çalıştık.
Kalbimize temas etmeyi, şükretmeyi ve en ilginci durmayı hatırladık. Hiç durmamak için kendimize sorunlar yarattığımızı görünce bazen şaşırdık. Durmak derken hareketi kastetmiyorum. Bilinç kaslarımızı geliştirmeye çalıştık.
Çevremde gözlemlediğim ve konuşulanlardan anladığım kadarıyla en az gelişme kaydettiğimiz nokta karın kaslarımız oldu. Konuştuğum her dört kişiden üçü son bir yılda hareket etmediği ve sürekli yediği için aldığı kilolardan bahsetti.
Benim de en kalabalık eğitimlerimin İdeal Kilo ve Ritim Seminerleri olması bir tesadüf olmasa gerek. İnsan bedeni aslında hareket etmek üzerine tasarlanmış. Daha anne karnında ellerimizi kollarımızı oynatmaya başlıyoruz. Kıpır kıpırız. Yaş ilerledikçe oturmaya başlıyoruz. Hayatımızın hiçbir döneminde belki de bu kadar uzun oturmamışızdır. Metrekareyle kısıtlı alanlarda, salon mutfak yürüyüşleri bize ne ölçüde destek verebilir ki?
En basit hareket etme formu olan yürüyüş; dolaşım ve solunum sağlığımızın olmazsa olmazlarından. Günde 30 dakika yürümek mucizevi bir şekilde yüksek tansiyonu kontrol altında tutar, felç riskini azaltır, obeziteyi önler, kolesterol seviyesini düşürür, diyabet oluşumunu engeller, kan şeker seviyesini düzenleyerek kilo kontrolü sağlar. Ayrıca, kas ve eklem ağrılarını azaltır. Bunları biliyoruz. Sağlıklı beslenme üzerine de hepimiz kitap yazabilecek kadar çok bilgi sahibi olabileceğimiz programlar her televizyonu açtığımızda karşımızda. O halde bilip de yapmamızın nedeni ne? Yıllardır her pazartesi başlanılması alay konusu olan diyetler, artık hayatımın tamamında spor yapacağım diye kendimize verdiğimiz ve tutamadığımız sözler daha neler neler...
Beynimiz gelişmiş en ileri bilgisayardan bile ileri bir sisteme sahiptir. Bilgiyi değerlendirir ve onu yanıtlar. Bir deneyime vereceğimiz cevap, bilinçaltının onu nasıl değerlendirdiği ile ilgilidir. Onun yorum şekli de bizim hayatımıza deneyim olarak yansır.
Aslında büyük perspektiften bakalım. Kilo veya hareketsizlik ilgili gösterdiğimiz tavır hayattaki duruşumuza benzer. Genelde erteleme bir oyalanma davranışıdır. Neyi geciktirmek için oyalanıyoruz? Zihinsel olarak sağlıksız beslenmenin ve hareketsizliğin sonuçlarını biliyoruz. Aynı döngüleri yaşadığımıza göre bunları tekrar etmekte bilinçaltımızın çok büyük bir kazanımı olmalı.
Bildiğimizi bilmediğimiz derinliklerden çıkaralım mı artık nedenleri? Örneğin çocuklukta hareket etmekle ilgili bir deneyim bize acı vermiş olabilir. Durum böyleyse bilinçaltı çok hareket edersem tehlikedeyim, acı çekebilirim programını devreye sokabilir.
Yaş ilerledikçe bunun üzerine yeni tehlike ve acı deneyimleri eklenebilir. Ve katman katman fark edemediğimiz bir gerçeklikte bulabiliriz kendimizi. Bu da değişiklik yapmamızı engeller. Hücrelerimiz bilgiyi tutar ve hayatımızın farklı alanlarına transfer eder.
Oyalanmak bazen acı çekme riskini ortadan kaldırmak için olabilir. Kimi zaman başarısız olma korkusunu baskılamak için. Theta Healing’te yaptığımız çalışma ile kendi nedenlerimizi bulup özgürleşiyoruz.
Olumsuz programları kaldırıp olumlularla değiştirdiğimizde değişimi yaratabiliriz. Evren hareketi alkışlar ise haydi adım atalım. Önce kendi DNA'mızdaki kodları güncelleyelim.
Ruhumuz aslında bize neyin iyi geldiğini bilir. Bir yürüyüş, dans etmek bizi dengeye alabilir. Ruhumuzun sesine kulak verelim. İçsel bilgeliğimizi kendimizi sıkıştırmak için değil, ilerletmek için kullanalım. Ruh, beden, zihin üçgenimizin dengede olmasının mümkün olduğunu hatırlamak ister misiniz?