HAZIRAN2021
Pınar Tekeş
Güneş tutulmasının hatırlattıkları...
Güneş tutulmasının hatırlattıkları...
Güneş tutulması, içinde bulunduğumuz Haziran ayına damgasını vuruyor. İkizler burcunda gerçekleşen bu tutulmaya aynı zamanda yönetici gezegeni olan Merkür’ün gerilemesi de eşlik ediyor.
Bu ne demek? Tutulmalar, kadersel döngülerdir. Hayat amacımızı gerçekleştirdiğimiz tüm hayat yolculuğumuz boyunca yaşadığımız dönüm noktalarıdır. Hepimizin astroloji haritasında var olan kodlarla deşifre olacak olan bu dönüm noktaları, kendi veremediğimiz kararları aldırtan, seçemediğimizi seçtirten, düzeltemediğimizi düzelttiren, bırakamadığımızı bıraktırtan ilahi müdahalelerdir.
Bu tutulma gizli kalanların ortaya çıkmasına yardımcı olacak etkiler taşıyor. Hem toplumsal hem bireysel anlamda bu enerjileri deneyimliyor olacağız. Tutulmalar sadece bulundukları hafta değil, içinde bulunulan 6 aylık dönemde de etkilerini sürdürür. Bu deneyimlerin bizdeki yansımalarını sert dokunuşlarla değil de kabulde ve huzurla yaşayabilmek için ne yapabiliriz?
Enerjinin içe aktığı ve kalbimizle temasımızın maksimumda olabileceği bu elverişli dönemde kendimize bir göz atalım. Bireysel dünyamızın sınırları içinde neleri barındırıyor? Bize ait olmayan veya hizmet etmeyen hangi gerçeklikleri sahiplenmişiz? Gerçekten ihtiyacımız olmayan birşeyi, ya olursa diye hayatımızda tutmak yüktür. Onu hayatımızdan çıkarmaya karar verdiğimizde bile hafiflediğimizi hissetmeye başlarız. Gerçekleştirdiğimizde ise rahatlarız. Alanımızda istediklerimizi gerçekleştirmeye yer açmış oluruz.
Enerji kaybolmaz, form değiştirir. Yükler negatif olanlardır. Onları pozitife dönüştürdüğümüzde hayatımıza bizim için olumlu olanları transfer edebileceğimiz bir yer açmış oluruz. Ne derler? Hayata gülümsemeye karar verdiğimizde, hayat bize karşılık verir. Etrafımızda bizi değerli hissettirecek kişilerle çevrili olduğumuzda, değerli olduğumuzu hissedeceğimiz olaylar yaşarız. Bizi değerli hissettiren şeyleri hayatımıza alsak ne olur?
Tamamlanmışlık hissi insanın ancak kendisini tüm yönleriyle kabul etmesiyle mümkündür. İyi, kötü diye ayırt etmeksizin kendimizi kabul ettiğimizde kendimizle bağlantıyı kurmuş oluruz. Bu bağlantı sonrası çorap söküğü gibi gelecektir. Baktığımız yeri farklılaştığımızda, hayat otomatik olarak farklılaşacaktır. Yüklerimiz o kadar ağırlaştırır ki bizi; ileri gitmemizi engeller. Yükler bazen geçmişimizdir. Bazen artık bize hizmet etmeyen ilişkilerimizdir. Bazen de kendi gölge yönlerimizdir. Sağlıklı bir merakla içimize dönüp baktığımızda aslında nelerin bizi ağırlaştırdığını kolayca görebiliriz.
Kendi kara kutumuzu açmak hiç de zor değil, yeter ki açmaktan korkmayalım. Kendi etrafımızda dolaıp durmaktan kendimize ulaşamıyor olabiliriz. Bu ay yazın en güzel ayı. Hafifleme zamanı. O zaman bu ayki gözden geçirme konumuz yüklerimiz olsun.
• Kalbine dokunduklarımız, kalbimize dokunanlar; hangileri bize yük?
• Ruhumuzu beslemeyen hangi ilişkiler bizi bunaltıyor?
• Sırf ihtiyacımız olursa korkusuyla hayatımızda tuttuğumuz neler var?
• İçimizde acıyla beslediğimiz nelere aslında çare bulabiliriz?
• Üstünü çizdiğimizi zannettiğimiz neler aslında bizimle yaşıyor?
• Bizi sevdiğini sandığımız kimler aslında bizi eksiltiyor?
• Kendimizi aşırı meşgul tutmaya çalışarak neleri göz ardı etmeye çalışıyoruz?
• Doğrularımızı yeniden yazma şansımız olsa neleri değiştiririz?
• Hayatımızın içeriğini nasıl zenginleştiririz?
• Olmak istediğim “Ben”le, benden beklenilen “Ben” arasında nasıl bir fark var?
Bütün bunları içtenlikle cevaplayalım. Sabırla, teker teker. Eski ezberlerimizle kendimizi ikna edemediğimiz herşeyin değişme vakti gelmiş demektir. Zamanımızı nasıl kullanıyorsak ona göre şekilleniyoruz.
Sonra nasıl değiştirebileceğimiz konusuna odaklanalım. “Her zaman üçüncü bir yol vardır” gerçeği hep ipucu olsun bize. Ruhumuzda yaratma yasağı oluşturan hislerle ayıralım kendimizi. Kendi kendimizin kara deliği olmaktan özgürleşelim. Değişiklikleri hayatımıza entegre edelim sonrasında. Ve her zaman için evrenin sonsuz olasılıklarına açalım kendimizi. Güzel umut dolu hayallerimiz olsun, olsun ki harika yarınlar deneyimleyebilelim. İlk gençlik yıllarımda çok sevdiğim “Geleceğe Dönüş” filminde o zamandan beri unutamadığım bir replik geldi aklıma. “Geleceğimiz henüz yazılmadı.” Her zaman sadece “bugün”ün var olduğunu hatırlayalım. Çünkü yarın bugünün enerjisiyle oluşuyor. Harika yarını yaşayabilmek için, harika bugünü fark edebilmeliyiz.
Hadi başlayalım mı?