ARALIK2017 Reşat Kutucular
İzmir ne kadar kale?
Siyaseti yorumlamakta kendimi vasat görürüm. Hele yerel siyaseti kavramakta eskiden beri zorlanırım. Mesela Ankara’da birbirlerine bu kadar düşman CHP ile AKP nasıl olur da İzmir Büyükşehir Meclis’inde bir inşaat ruhsatı konusunda kolayca uzlaşırlar anlayamam. Anlayabileni de anlamam. Neyse bugün yazmak istediğim şey farklı. Kıt siyasi aklımla diyorum ki şimdilik 2019’da yapılacağı varsayılan yerel seçimler İzmir’de de İstanbul ve Ankara kadar çetin geçer. Aziz bey aday olsun olmasın, İzmir’in ne derece CHP’nin kalesi olduğunu asıl bu seçimde göreceğiz. İddiamı şu gelişmelere dayandırıyorum: *** İYİ Parti yeni bir seçenek olarak sahneye çıktı Açalım biraz. Ülke genelinde HDP hariç bütün partilerden İYİ Parti’ye oy kayması bekleniyor. Tahminler muhtelif… Meral Akşener’in CHP seçmeninde de karşılık bulacağı aşikâr. Bu karşılığın İzmir’de nasıl şekilleneceği ise gösterilecek adaya ve o adayın İzmir’le kuracağı iletişime bağlı olacak. Zira nitelikli iletişim bu kentin hasret kaldığı bir şey! *** İzmir’in 2002 seçimlerinde Genç Parti’ye % 17 oy vermişliği var. Evet, o zaman bu konuda çok analiz yapıldı, çok yazıldı çizildi. Seçmendeki bu savrulmaya ben de şaşırmıştım. Tamam, o bir genel seçimdi, yerel seçimler farklı olabiliyor. Yalnız şunu belirteyim o gün DYP + Genç Parti İzmir oyu toplam %27’yken CHP’ninki %29'du... Şöyle bağlayayım: İzmir kendine göre doğru adayı bulursa peşine düşebiliyor. Ayrıca İzmir bence solun kalesi olmaktan çok Ak Parti karşıtı. *** Yıllarca AK Parti’ye hayır demiş bu kent şimdi iktidara yakın şirketlerce yeni “şantiye alanı” olarak görülüyor. Bu İstanbullaşma seçmence nasıl karşılanacak hiç bilemiyorum. Evet, İzmir’e yoğunlaşan bu ilgi sonunda oy olarak kime ne getirir, kimden ne götürür söylemek zor. Ben yine de kentle doğru iletişimi kuran adayın seçmeni yanına çekebileceğine inanıyorum. Seçmenin “kent şantiye alanına döndü, trafik berbat ama kalkınıyoruz işte” noktasında olduğunu sanmıyorum. *** CHP Büyükşehir’de özellikle son iki üç yıldır yıprandı. CHP’nin elinde anketler vardır mutlaka. İzmir’de popülarite olarak kim partiden önde, parti kimden önde ölçüyorlardır. Ben sadece şunu söyleyeceğim. Instagram üzerinden izlediğim bir hesap var. İzmir’deki trafik durumunu, kontrolleri falan aktaran… Son aylarda bakıyorum. Sürekli orası kilit, burası kilit mesajları geliyor. Sadece tramvay inşaatı kaynaklı tıkanıklıklar da değil bunlar. Trafik her şey değil elbet. Fakat kentin nasıl yönetildiğine dair barometredir diye düşünüyorum. CHP’nin seçmenini kızdırdığı başka konular da var tabii. Ama bu seferlik bu kadarla keseyim. *** Ekonomi sarpa sarıyor. Sardıkça da İzmir için “iyi günlerin ateşinden ısınamamış ama kötü günlerin dumanından gözleri yanıyor” durumu söz konusu olacak. Seçmenin faturayı kime keseceği kadar, kimden medet umacağı da önemli… Evet, ekonomik atmosfer seçmen kararının ana belirleyicilerinden. İzmir iktidara direndiği için yıllardır cezalanıyor. Ak Parti’nin 15 yıllık iktidarı sürecinde ekonominin en kırılgan olduğu zamanlardayız. Seçime kadar durumun iyileşmesini beklemiyorum. Bu durumda da seçmenin nereye meyledeceğini tahmin etmek çok zor… Şu net: seçmen büyük ihtimal Ankara’ya öfkeli olacak. Kendi Belediye Başkanına da öfkeli olacak mı bilemiyorum. Diyorum ki bence İzmir Ak Parti’ye karşı tahkim edilmiş bir kent. CHP’li yerel idare bu tahkimatı özellikle son zamanlarda zayıflattı. İzmir’in kazananını Ak Parti ve İYİ Parti’nin göstereceği adaylar ve bu adayların kentle kuracağı iletişim belirleyecek. Ben olsam adayları bir an önce açıklar, şimdiden kente salardım. Ben de oyumu şimdiden açıklayayım. CHP’nin adayı Aziz Kocaoğlu ise oyum çok aykırı bir aday olmaması şartıyla HDP’ye gider. HDP adayı içime sinmezse sandığa gitmem. CHP başka bir aday gösterirse adaya bağlı olarak 2009 ve 2014 seçimlerinde verdiğim gibi yine CHP’ye verebilirim.