MAYIS2018
Reşat Kutucular
Bu seçimde olmasa bile...
Haber şuydu: Hulusi Akar ve İbrahim Kalın aday olmaması için Abdullah Gül’ü “ikna” ziyaretine gittiler. Toplantı üç saat sürdü!
Bu yazı yazılana kadar da kimse “yok böyle bir şey” deyip haberi yalanlamadı.
Üzerine, bu ziyareti haberleştiren Habertürk sitesi genel yayın yönetmeni Barış Erkaya görevden alındı. Haberi siteye koymuş sonra da kaldırmıştı. Bu bile birilerinin sinirini bozmaya yetmişti. Oysa böyle bir ziyaret bırakın Türkiye’yi dünyanın her yerinde haber değeri taşır.
Biliriz bu ülke anormali normalleştirmede iyidir ama bu kez denenmedi bile. Kim ne derse desin özgüveni yüksek bir iktidarın yapacağı işler değil bunlar. Şartları bu kadar zorlamak, ardından ziyaret haberleşince gösterilen tahammülsüzlük iktidar kanadındaki telaşın göstergesi…
Bu iktidar her gün bunun gibi “elinin zayıflığını belli eden” bir sürü işe imza atıyor. Gün geçmiyor ki ülkenin bir köşesinden bir “dikiş tutmama” haberi gelmesin.
Amiral gemileri ekonominin hali ortada. İktidar sorunların farkındayız, şöyle çözeceğiz demek yerine sorun olmadığını anlatma derdinde. Böyle olunca hatayı düzeltmek için yapılan da hatalı oluyor.
15inci yıllarındalar. Eğitimde durum belli. Adalet sistemi garç gurç ediyor. Yere göğe koyamadıkları sağlık sistemleri çatırdıyor. Dış ve iç politikalarda yapılan hataların faturaları ara ara karşımıza çıkıyor. Daha da çıkacak.
Bana göre Ak Parti:
2003-2007 arası yükselişteydi,
2007-2013 aşırı özgüven sendromu yaşadığı bir dönemdi,
2013-2016 arası çok çatıştı ve yoruldu,
2016 - günümüze kadarsa gerilemekte.
Tablo böyleyken bizim mahallenin bir bölümü hala daha 24 Haziran’da iktidarın neden değişmeyeceğini anlatmakla meşgul.
Yok CHP şöyle, yok Meral’le olmaz, HDP zaten sakıncalı, Saadet ne ya?
Süper kahraman Cumhurbaşkanı adayı peşindeler ki öyle biri yok zaten.
O mu? Katiyen olmaz, bu nereden çıktı, şu Erdoğan’ın karşısında mümkün değil kazanamaz diyerek adeta iktidarın dilini yeniden üretiyorlar. Stockholm sendromunun sosyalleşmiş hali midir bu nedir?
İktidarın özgüveni yerlerdeyken bu ruh haline bürünmek çok ironik!
Seçmen gidişatı bizzat hayatında hissediyor. Bence makulleşme niyetinde... Burnundan soluyan çok, umut arayan çok ve bence değişim isteyen de çok. Yeter ki değişimin ona pahalıya patlamayacağına güvenebilsin. Ben aday olsam şöyle bir küçük paketle çıkardım seçmenin karşısına:
. Şeffaf, gerçekçi, liyakatı öne çıkaran, katılımcı bir yönetim anlayışını benimseyeceğiz
. OHAL’i hemen kaldıracağız
. Ekonomide seçim nedeniyle gecikmiş olan adımları atacağız. Dış ve iç yatırımcıya güven veren tedbirler alacağız
. Kamuda tasarruf seferberliğini Beştepe’yi boşaltarak başlatacağız.
. Terörle mücadele yasasını iyileştirip vize serbestisi için AB’yle görüşeceğiz. Müzakerelerin yeniden başlama şartlarını belirleyeceğiz.
. Kısa vadeli güven arttırıcı adımlarla Suriye, Irak, İran öncelikli olarak bütün komşularla ilişkileri iyileştireceğiz
Evet, şimdi mızmızlık değil aktif muhaliflik zamanı.
Seçimlerde sonuç alamasak bile çabaladık olmadı deriz. Sonra yerel seçimler var.
Sonuçta Ak Parti düşüşte. Bu trendi çevirmeleri çok çok zor. Mesele tasfiyenin ve restorasyonun maliyeti meselesi artık!