ARALIK2018 Reşat Kutucular
Ekonomist, Psikolog ve Psikiyatristlerle İyi Geçinin
Diyeceğimi baştan diyeyim. Önümüzdeki iki üç yıl ekonomistlere, psikologlara, psikiyatristlere her zamankinden çok ihtiyaç olacak. Şaka yapmıyorum. Hani “her eve lazım” derler ya, durum aynen öyle olacak. İçinden geçmekte olduğumuz kaotik süreç ileride daha da zorlaşacak. Ekonomide sarsıntılar artacak. Hem küresel hem de yerel riskler büyüyecek. Kafalar karışacak. “Gerginlik” hâkim ruh hali olacak. Evet, 2021 perspektifim bu maalesef… O yüzden sadece şirketler değil, aileler ve şahıslar da güvenilir danışmanlara ulaşmak gereği hissedecek. Tabii ki maliyetin makul olması şartıyla… Maliyet düşürücü yeni mekanizmalar düşünmek lazım. Olağan dışı bir durum yaşanacaksa olağan dışı yollar bulunacaktır. Şimdiden hazırlanmakta fayda var. Ekonomistlerden başlayalım isterseniz… Sosyal medyada, özellikle Twitter’da pek çok ekonomist değerli görüşlerini, analizlerini paylaşıyor. Bu okumalar ve izlemeler biraz filtre etmek şartıyla çok faydalı. Bir Sabri Öncü, bir Hakan Özyıldız, bir Mahfi Eğilmez, bir Refet Gürkaynak kolay yetişmiyor. Bu insanların analizlerini bedel ödemeden okumak büyük şans… Şahsen ekonomi kanallarının müdavimlerine mesafeliyim! Onlar konuşmaları gerektiği konuşamıyor olabilirler. Yoksa bir daha ekrana çıkamayabilirler! Çok ekonomistten ziyade üç-dört tanesini seçip onları takip etmek bana daha sağlıklı görünüyor. Uzmanın diline alışmak önemli. Bakış açısını tanımak zaman alıyor. Özellikle finansal okuryazarlığın ileri seviyede olmadığı durumlarda çok görüş almak kafa karıştırıcı oluyor. Bu arada izleyeceğiniz ekonomistlerden bir tanesi iktidara yakın olan biri de olabilir. Farklı bir bakış açısı olsun diye... Aman ne olur bankadaki müşteri temsilcinizle, TV’de ıkınıp sıkınan uzmanla, yakın bir arkadaşınızın bir tanıdığıyla ya da Ankara'daki kayın biraderle ya da bacanakla durumu idareye çalışmayın. Hiç olmazsa ayda bir ulaşabileceğiniz güvendiğiniz bir uzmanınız olsun. Arayın, sorularınızı sorun. Önümüzdeki süreç tahmin ettiğinizden fazla deneyim ve bilgi gerektirecek. Psikoloji konusuna gelecek olursak… Ben daha çok 1985’ten sonra doğanlar için endişeliyim. Onlar şimdiye kadar doğru dürüst bir kriz bile yaşamadılar. 2001 krizinde ya ergenlikle boğuşuyorlardı, ya da çocuktular. Kaldı ki 2001 krizi bankacılıkla sınırlı bir krizdi. Rakamlar çok büyük değildi. Ayrıca IMF’nin gelişi, 11 Eylül sonrası dünya faiz oranlarının düşmesi krizin nispeten çabuk atlatılmasını sağlamıştı. Bu kez rakamlar çok daha büyük, sorunlar sektörel olarak daha yaygın, IMF gibi bir noter yok, dünyada faizler artma eğiliminde, ekonomiler daralma işaretleri veriyor. Kısacası bugün 35 yaş altındaki insanlarımızın 20 yıldır içinde “yaşadıkları dünyanın” hem içeriden hem dışarıdan şok yeme ihtimali arttı. Belki de 20 yıllık ezberler bozulacak ve “daha sıkıntılı, daha zor” bir düzene geçilecek. İşte bu geçişin travmalarını bir psikolog, psikiyatrist eşliğinde aşmak gerekir diye düşünüyorum. Aynı ekonomist konusunda olduğu gibi ailecek ya da bireysel olarak hiç olmazsa ayda bir ulaşabileceğiniz bir uzmanınız olsun. Maliyeti düşürmenin yollarını da ilgili meslek örgütleri düşünsün, önersin artık. Çok mu karamsar gördünüz beni? Siz yine iyimserliğinizi koruyun. Ama gelecek şoklara da hazırlıklı olun.