SUBAT2019 Reşat Kutucular
Hakikat avcıları
HAKİKAT AVCILARI Altı yedi yıl önce üniversiteden bir arkadaşımla evrim-yaradılış üzerine sohbet ediyorduk. O üniversite sonrası dindarlık konusunda epey mesafe almıştı. Bense iflah olmaz bir evrimciydim. ?Konuştuk, konuştuk, en sonunda durdu ve “bak” dedi, “bu yaşına geldin hala hakikati bulacağım diye çırpınıp duruyorsun, büyük ihtimal de bulamadan bu dünyadan göçüp gideceksin, benimse kafam rahat, sakin ve huzurluyum.” Şimdilerde ne yapıyor, hala huzurlu mu bilmiyorum ama haklı çıktı, ben hala daha hakikat için çırpınmaktayım. ?Hem de paralel evrenlerde başka benler var mı ya da büyük patlamanın öncesinde durum neydi gibi büyük hakikatlerin değil gayet küçük hakikatlerin peşindeyim. ?Daha yeni yapılmış olmasına rağmen Urla İskele neden yolu sular altında kalıyor? Bu kadar maliyete katlanıldı, bu kimin kabahati? İzban'da yalan neydi, doğru neydi? Kış günü o perişanlık neden yaşandı? İzmir Büyükşehir’in borçları önümüzdeki aylarda kentin başına bela olur mu? Büyükşehir’i “borçsuz belediye” sananlar çok sarsılırlar mı? Ülkedeki hukuk iklimi düzelmeden ekonominin düzelme şansı var mı? Doların sakinlemesi iyileşmenin göstergesi olabilir mi? Esas kış 31 Mart’tan sonra gelebilir dersem CHP’li arkadaşlar bozulurlar mı? ?Evet, bu ara derdim böyle meseleler... Elimde değil, ne yapayım. “Post post-truth” Türkiye'sinde sessiz kalmak mümkün değil. Kanın beyne sıçraması o kadar kolay ki… ?Bilerek çarpıtıyorlar, süslü yalanlar söylüyorlar, verdikleri eksik bilgiye şükretmemizi bekliyorlar, bunları da aklınızla dalga geçer gibi yapıyorlar. Kendi akıllarına hayranlar! İki soru sormadan, bir cevap vermeden olmuyor! ?Tabii ki çok tatlı bir hayat değil bu. Biraz yorucu… Biraz da riskli. Her habere, her manşete şüpheyle bak, detayları didikle, işin arka planını okumaya çalış, büyük resme kafa yor, ikinci üçüncü katmana inmek için çabala... ?Bu "derin güvensizliğin" senin değil düzenin patolojisi olduğunu bilmek bir parça rahatlatıcı tabii. En güzeli ise etrafta her şeye rağmen pes etmeden inatla hakikati kovalayan başka insanlar olduğunu görmek. İktidar her yerde iktidar… Yereli de hoyrat, merkezisi de… Dili üç aşağı beş yukarı aynı zaten, refleksleri benzer. Etrafındaki kümelenmeyle organik bağ içinde… Çekim alanında müridi, yandaşı, candaşı, sermayedarı, yancısı, medyası, tetikçisi her çeşit insan var… İktidarın süresi uzadıkça öz güven yükseliyor, ilişki ağı katılaşıyor, muhalif daha çok göze batar oluyor. İktidarın oradan bakınca “büyük vizyon sahipleri” “dönen tekere çomak sokanlara” karşı bir durum varmış gibi görünüyor! Hakikat ne ola ki? Canı cehenneme! ?Diyeceğimi deyip yazıyı noktalıyorum: Okuduğum okumadığım, dinlediğim dinlemediğim, tanıdığım tanımadığım her konudaki tüm “hakikat avcılarına” buradan selam olsun, iyi ki varsınız… Hatta daha da ileri gideyim. Bugün “dünya hakikat avcıları günü” olsun ?? İçimden öyle geldi.