OCAK2017
OCAK 2017
2017'nin ilk İzmir Life'ı... Yeni bir yıla kötü günleri geride bırakmayı dileyerek başlıyoruz. Bu ay dosya konumuz 2017 öngörüleri üzerine. 2016 tam bir kaos yılıydı. Bundan olsa gerek yeni yılın ne getireceğiyle ilgili endişe içindeyiz. Bir siyaset bilimci ve bir ekonomi profesörü ile 2017’nin ekonomi ve politik gündemini konuştuk, özetle kehanetleri aldık. Gündem konuşmaya devam edelim. Geçtiğimiz aylarda kapanan Karaca Sineması İzmirlilerin desteği ve şimdiki işletmecisi Serdar Arslan'ın çabalarıyla yeniden açıldı. Ancak varlığını sürdürebilmesi için İzmirlilere büyük iş düşüyor. İzmir’de yaratıcı işler, özellikle de bağımsız sanat yapılanmaları konusunda fark edilir bir hareketlilik var. Açık Stüdyo bunu bize yeniden gösteriyor. Beden ve performans çalışmalarını merkezine alan, aslında sanatın tüm dallarına kapısını açan, kentin sanatçılarını ve izleyicilerini işin içine çeken, uluslararası bir bakışla kendi metnini yazan bir yer burası. Biraz nostalji yaşamaya ne dersiniz? Müzik dünyasının efsanevi ismi Bee Gees ve muhteşem kariyerleri ile bir müzik serüvenine davet edelim sizi... Köy keşiflerimiz sürüyor... Yılın ilk ayında Seferihisar’da dağın yamaçlarına kurulu bir Yörük köyündeyiz. Beyler Köyü... Bir tepe köy olduğu için manzarasını ve havasının güzelliğini varın siz düşünün. Yokuşlu sokakları, taş evleri, kahvehaneleri bir yana burada burnunuza gelen bir zeytinyağı kokusu var ki, kelimenin tam anlamıyla mis gibi. Erivan, yedi tepenin üstüne kurulmuş… Geniş alanlar, uzun caddeler, yeşermiş bahçelerle parklar ile pembe ve aşıboyası tüflü yapılardan oluşuyor. Nedim Atilla "Burnumuzun dibinde Erivan" diyor, İzmir’de yaşayan Eczacı Yakup Ercan öyle bir kitap yapmış ki hakikaten tam da adındaki gibi ‘Eczacılık Bu Değil, İlaç Hastaya ‘İlaç’ mı?’. Sağlıkta Dönüşüm adıyla anılan süreci tüm ayrıntılarıyla özelde eczacıları etkileyen yönlerini, genelde de hepimizi ilgilendiren boyutlarını ve tüm aklımıza takılanları sorduk. Tasarımda sınır tanımıyorlar… Endüstri mühendisi Pınar Güvenç, Mimar İnanç Eray ve Mimar-Şehir Plancısı Gonzalo Carbajo ile ödüllü endüstriyel tasarımları üzerine konuştuk. Hava soğuk dışarı çıkılmaz demeyin. Her ay köşe bucak gezdiğimiz İzmir'in bir sokağında şimdi de Plevne Bulvarı'ndayız. Alsancak'a giderken mutlaka bu sokaktan geçenler vardır. Bu uzun cadde geçerken kullanılan bir yol olmaktan çıkıp artık vakit geçirilecek bir adres oluyor. Hezarfen Film Galeri, İzmir’de Kısa Film Ajansı kurdu. Nesim Bencuya. amaçlarının, genç yönetmenlerin ve filmlerinin uluslararası festivallerde yer almasını sağlamak olduğunu söyledi. Forum Bornova 10. kuruluş yıldönümü kapsamında 10 Yılda 10 Bin Sıcak Kalp projesini hayata geçirdi. Proje ile ihtiyaç sahibi 10 bin çocuğa mont hediye edilecek. Sosyal medya üzerinden #onbinsicakkalp etiketiyle siz de projeye destek olabilirsiniz. Efes-Mimas Yolu’nda bu ay Değirmendere’den başlayıp antik Kolophon kentinden geçen 27.5 kilometrelik bir parkurdayız. Orman yolunu ve patikaları takip eden, mandalina bahçeleri arasından geçen bu rota, etkileyici manzara noktaları ve seyir alanlarıyla öne çıkıyor. Bu kadar gezdikten sonra biraz dinlenelim artık. Bu ay İzmirli bir oyuncu da dergimize konuk oldu. Birçok tiyatro, dizi ve film projesinde yer alan Laçin Ceylan 2017'ye yeni bir projeyle başlıyor. İzmirli oyuncu, Aşk ve Gurur adlı diziyle yakında ekranlarda olacağının müjdesini veriyor. Yılmaz Güney’i, hepimizin bildiği, örnek aldığımız yönlerinin dışında anlatan biriyle, kızı Elif Güney Pütün ile konuştuk. Sanatı ve davasıyla ayrılmaz iki parça olan Yılmaz Güney’i bir baba, eş ve insan olarak, bilinmeyen yönleriyle anlatıyor Elif Pütün… 7 kadından oluşan Hatunlar Stand Up ekibi, “Çok da Fifi” adlı oyunlarıyla kadınların hayatlarındaki absürtlüklere dikkat çekerek izleyicilerle “dertlenmeden” dertleşiyor. Kalem köşemizde bu ay konuğumuz Afşin Kum. Bilim kurgu türündeki “Sıcak Kafa” İzmirli yazar Afşin Kum’un ilk kitabı. İnce örülmüş bir üslupla, konuşarak geçen bir hastalığın esir aldığı bir dünya tahayyül eden roman, okuyucuya kimi yerlerde tebessüm ederek okuyacağı bir felaket senaryosu çiziyor… Keyifle okumanız dileğiyle…
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.