MART2019
HEYKEL Mİ? BÜST MÜ?
Bu ülkenin sanatçılarına neden imkân tanınmıyor? Heykeller bir kentin en değerli süsleri değil midir? Meydanlarda ve özel alanlarda kentin kendini anlatmasına aracılık eder heykeller. Peki, bizim şehrimizdekiler İzmirlilere ve dışarıdan gelen yabancılara şehri nasıl anlatıyor bir fikriniz var mı? Bu ayın sonunda bir yerel seçim var. İzmir ve ilçelerinde çoğu belediye başkanı değişecek. İlk bakışta yeni başkanlar, yaşanan ve hayli derinleşmesi beklenen ekonomik kriz ortamında kentin ekonomisini geliştirici adımlar atacaklar. Temel vaatler bu yönde çünkü... İzmir'in temel hedefinden yola çıkalım bizde. Turizm kenti İzmir... Turizm, kent ekonomisini de en kolay canlandıran sektör olduğundan başkanlara küçük önerilerde bulunabiliriz. Bu mektubun konusu heykel... Kent bilimciler, heykellerin kamusal alanların işlevlerini güçlendirici etkiye sahip olduğunu bildiriyor ve bir kamusal alan düzenlemesinde heykellerin vazgeçilmez unsur olduğunu kaydediyorlar. Kent meydanları buluşma noktalarımız, parklar, yeşil alanlar dinlenme, güneş alma, sohbet etme alanlarımız... Buralardaki sanat eserleri bizi ne kadar etkiliyor, kentli bu heykellerin ne kadar farkında? Geçenlerde Konak meydanında bir gözlem yaptım. Yarım saat kadar meydandan gelip geçenlerin saat kulesine bakıp bakmadıklarını merak ettim. Bu bir istatistik değil ama çoğunluk kafasını bile çevirmiyor. Dikkatimi çeken kentin sembolü saat kulesinin bütün özçekim fotolarına fon oluşturmasıydı. Hadi buradan soralım... Sizin saat kulesi ile çekilmiş bir fotoğrafınız var mı? Aklıma takıldı orada olduğum zaman içinde saat kulesinin çanı çalmadı, bir ara tamir edilmişti ve çalıyordu hatırladığım kadarı ile... Fotoğraftan açılmışken konu... Bizim kentte saat kulesinden ve Atatürk Heykelinden başka önünde fotoğraf çekebileceğiniz bir anıtsal değer var mı? Karşıyaka'da bir Nazım Hikmet heykeli var. Beğeniyoruz... Tankut Öktem'in o güzelim Nazım Hikmet heykelini de Fuar'ın derinlerine koyduk kimse görmesin diye... İlk önerimiz bu Nazım Heykeli'nin Kordon civarında hem İzmirlilerin hem de kentin ziyaretçilerinin önünde resim çekebilecekleri bir düzenleme ile taşınması. Bu düzenlemede heykel kaidesine Nazım'ın memleket sevgisini anlatacak eklentilerin de bulunması da önemli... Bir diğer önerimiz yazar, düşünür ve sanatçılarımız için yaptırılan büstlerle ilgili... Geçtiğimiz ay dünya çapında bir yazarımız Yaşar Kemal'i anma günleri düzenlendi. Bu arada Karabağlar Belediyesi de bir büstünü yaptırmış ama bu çok değerli yazarımız için uygun olmuş mu bilemiyoruz. Bir karşılaştırma yapmanız için Viyana'daki Goethe, Madrid’deki Cervantes anıt heykellerini sunuyoruz. Bizim hayalimizdeki Yaşar Kemal anıtı tıpkı Cervantes heykeli önündeki don kişot ve sanço panza örneğindeki gibi romanlarındaki kahramanların yontuları ile birlikte tasarlanmış büyük bir anıt... Ülkemizde çok değerli heykeltıraşlar var. Sanatçılara bütün becerilerini özgürce ortaya koyacak eserler vermeleri için fırsat yaratan belediyeler istiyoruz. Önümüzdeki sayılarda heykel konusunu tekrar ele alacağız. Bu yazıyı bir giriş olarak kabul edin lütfen...
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.