TEMMUZ2019
UYGARLIĞIN KARA LEKESİ İNSANAT BAHÇELERİ
Uygarlık tarihinin kara lekesi: İnsan Hayvanat Bahçeleri İnsanat Bahçeleri Uygarlık tarihinin vahşetine inanmakta güçlük çekiyoruz değil mi? Hiç insan hayvanat bahçelerini duydunuz mu? Bu hayvanat bahçeleri 20. yüzyılın en korkunç uygulamalarından biri. Afrikalı ve Asyalı insanların batılılar görsün diye kafes gibi alanlarda sergilendiği günler çok uzaklara değil, 20. yüzyılın başlarına dayanıyor. Daily Mail'in haberine 20. yüzyılın başlarında milyonlarca kişinin ziyaret ettiği bu 'insanat' bahçeleri hem Amerika'da hem de Avrupa'da bulunuyordu. “Zoos Humains” tabiri günümüzde kullanılmasa da bundan 70 yıl önce hayli revaçtaydı. Aslında tanım baştan sakat: İnsan hayvanat bahçeleri. Tanımın sakatlığı, insanın varlığında sinsice uyuklayan vahşette gizli. Hayvanat bahçelerinde sergilenen insanların dramı. On binlerce insan beyaz ırkın keyfi için hayvanat bahçelerindeki gibi galerilere bölünerek sergilendiler. Farklı yerlerdeki bu tip sergilerin dünya genelinde 1,5 milyar insan tarafından ziyaret edildiği düşünülüyor. 1874 yılında Avrupa’nın en önemli hayvanat bahçesi sahiplerinden Carl Hagenbeck çok büyük bir bahçe açar. İşlerini daha da büyütmek isteyen Hamburglu tüccar, getirdiği egzotik hayvanlar arasına insanları da eklemeye karar verir. Almanya’nın ve dünyanın en büyük İnsan Hayvanat Bahçelerinden birinin temeli böylece atılır. Bu bahçenin aynı zamanda türünün ilk örneği olduğu söyleniyor. Sömürgeciliğin vahşi yüzü aralarında çocukların da olduğu 35.000’den fazla insanı bu pavyonlarda sergiledi. Sanki bir botanik bahçesine dünyanın farklı bölgelerinden bitki getirir gibi evlerinden koparılıp getirildiler. Binlerce insanın hayatı, girişlerinde yaşadıkları yerlerin isminin yazıldığı bölmelerde ziyarete sunuldu. Bu sadece Paris’de değil, Londra ve Berlin gibi modern dünyanın en önemli merkezlerinde de hayli revaçta bir etkinlikti. Almanya’da 1930’lu yıllara kadar 400 adet yabancı halk ve ırk teşhiri yapılmış.