OCAK2020
İZMİR'İ İŞGAL GİRİŞİMİ
İtilaf Donanmasının İzmir’i işgal girişimi Yabancı gemiler 1645 yılına kadar vergi ödemeden İzmir Limanına girer, serbestçe ticaret yapardı. Venediklilerle yapılan 24 yıl süren savaşta sıkıntıya düşen Osmanlı yönetimi yabancı gemileri kiralama girişiminde bulundu. Gemi kaptanları cevap bile vermeden limanı terk etti. Bunun üzerine Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa Piri Reis’in haritasında Sancak Burnu adıyla anılan bölgeye kale inşa ettirdi. (1656)Kaleye dönemin en güçlü topları Çultutmaz ve Balyemez topları yerleştirildi. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde "Kal’ai Sancakburnu” adını yazdığı kalede “demir kapaklı yetmiş adet Balyemez ve Çultutmaz Şayka topları” bulunduğunu,“ve lebi deryaya nazır içine âdem sığar şeyka topları vardur kim rûyi deryada kuş kondurmazlar” ifadesiyle açıklıyordu. Bu tedbirin alınmasından sonra yabancı gemiler kalede dalgalanan bayrağı selamlamaya, gümrük vergisi ödemeye başladı. Dalgalanan bayrak kaleye adını verdi. İzmir’in denizden son savunma gücü olan Sancakkale veya Yenikale, tarihi boyunca birçok defa İzmir’i işgal edilmekten korudu. Yeni yapıldığı için, adı Yenikale veya kalede dalgalanan bayrak nedeniyle Sancakkale adını aldı. İzmir körfezine giriş çıkış yapan gemilerin geçişlerini tamamen kontrol altına aldı ve boğazkesen görevi yapmaya başladı. Kaleye yerleştirilen toplar İzmir’i işgale yeltenenlere caydırıcı oldu. 1770’de Çeşme’de Osmanlı Donanmasını yakan İngiliz-Rus Filosu İzmir’e de saldırı gerçekleştiremedi. Sancakkale İzmir’i savunma görevini son defa 1. Dünya Harbi döneminde yerine getirdi. 1. Dünya Savaşı seferberlik öncesi Osmanlı Harbiye Nezareti düşmanın Çanakkale, İzmir ve İskenderun’a çıkartma yapabileceğini değerlendirilmiş, tedbir almıştı. İzmir için Sancakkale merkezli bir savunma planı hazırlandı. İtilaf Donanmasının denizden yapacağı bir saldırıyı batık gemi mâniaları, mayın hatları, ışıldaklar, bataryalar önleyecekti. İzmir’de sabit görev yapmakta olan Donanmamızın yaşlı gemilerinden Muin-i Zafer Korvetinin 1913 yılında toplarının sökülmesi kararı alınınca, bir kısım topları, Çanakkale Dardanos tabyasına (Şubat 1915-Baykuştepe), bir kısmı da Kösten (Uzun Ada) Adası'na yerleştirildi. Bu tedbirler alındı ve İzmir Limanı kapatıldı.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.