MAYIS2020
ÇİÇEKLİ GÜNLER DİLERİZ
Müzik kadar evrensel Çiçekli günler dileriz..
Bahar geldiğinde dört yan yeşillenip çiçeklendi mi, kuşlar şarkılarını çiçeklere söyledi mi nasıl da mutlu oluyoruz. Sanki ruhumuz yeniden çocuk zamanlarına dönüyor. Çiçekleri, bitkileri yaşamına fazlaca sokmamış olanlarımızın bile soluk alıp verişi değişmiyor mu, doğa uyandığında? Şehir insanı, içine tıkıldığı beton yapıların değil de aslında doğanın bir parçası olduğunu duyumsamıyor mu? Hal böyleyken çiçeğin yaşamımızda çokça yer aldığını düşünürüz, değil mi? Doğanın içine kapandığı kış aylarında dahi çiçeği, bitkiyi evlerimize, kentlerimize, kurumlarımıza dahil etmeye çalıştığımızı... Ve zaman, doğanın bu armağanlarıyla birlikte çıkageldiğinde onları daha çok satın aldığımızı, yetiştirdiğimizi, özel günlerimizde birbirimize gönderdiğimizi... Peki, ülkenin en çiçekçi üç şehrinden birinin balkonları niye bu kadar çorak, betona teslim, bahçeleri niye bu kadar azdır? Düğünlerimizde, doğumlarımızda ve cenazelerimizde duygularımızı sessizce paylaşan canlı varlıklar, nasıl olmuştur da yerini teneke çelenklerle değişmiştir? İzmir, 100 bin kişinin ekmek yediği bir sektörle Türkiye kesme çiçek üretiminin yarısını karşılarken, kooperatifler neden bahçelerine açılan çukurlarda çiçekleri yakar? İhracat rakamları niye yıldan yıla düşer? Çiçek üreticileri niye marul yetiştirmeye başlar? Çiçeği dosya konusu olarak ele aldığımızda bu sorular ve yanıtları çıktı ortaya. Bu ekonomik tabloya karşın umudu yeşertmeli yine de... Bahçeli ve çiçekli evlerden müteşekkil semtlerin ve o semtlerde çiçeklerine dayanarak yaşayan insanların çoğalması adına; betonlarla kuşatılmış semtlerinde balkonlarını vahaya dönüştürebilenler adına; kent meydanlarını renksiz, ruhsuz koymayanlar adına ve her şeye karşın bu sektörü yaşa- tanlar adına...