MAYIS2020
ŞEHRİN TEK SAHİBİ BİZ DEĞİLİZ
Şehrin tek sahibi biz değiliz Dünyanın en nadide coğrafyalarından birinde yaşıyoruz. Hayır, hamaset yapmayacağız. Anlatacaklarımız abartıdan özenle kaçınılmış bilimsel gerçeklere dayanıyor. Aynı şehri paylaştığımız fakat varlığından haberdar olmadığımız, başımızı kaldırıp da semada süzülüşlerine bakmadığımız, körfezin dört bir yanında suyla oynaşmalarını görmediğimiz, görüp de önemini kavrayamadığımız kanatlı uygarlığın sahiplerinden söz ediyoruz. Şu İzmir şehrinde biz bize -insan insana- yaşadığımızı sanıyoruz ya, budur temel yanılgımız! Taşıdığı biyo çeşitlilikle dünyanın en önemli sulak alanlarından olan Gediz Deltası ve onun içindeki İzmir Kuş Cenneti, İzmir kuşlarının varlık nedeni. Fakat deltanın bir kısmına binalar, yollar inşa etmiş, kuşların doğal yaşam alanlarını "şehirleştirmiş", yaptığımız lüks blokları da kuş isimleriyle süslemişiz! Hiç olmazsa bundan sonra varlıklarını kabul edelim. Karşıyaka’da, İnciraltı’nda, Alaçatı’da dahi günlük yaşamımızın arasında karşımıza çıkıveren su kuşlarının; şehirdeki tüm yeşil alanlarda şarkılarını dinlediğimiz ötücü kuşların; Kuş Cenneti’ne gidersek görebileceğimiz yırtıcı kuşların da yuvası, İzmir... Kiminin yazı, kiminin kışı geçirdiği, kiminin üremek için seçtiği, beslendiği, kiminin ise sadece geçerken şöyle bir uğrayıverdiği... Sayıları mevsimlere ve iklim koşullarına göre değişen ama farklı dönemlerde bir şekilde burada tespit edilmiş 282 tür kuş... Hepsi birden aynı dönemde bir arada bulunmasa da şimdiye dek İzmir’i paylaştığımız tür sayısı bu. Aralarından bazıları için ise İzmir, çok daha özel. Mesela, Türk insanının, ‘80’li yıllarda televizyonda oynamış "Flamingo Yolu" dizisinde tanıştığı flamingolar için... Nesli tehlikede olan tepeli pelikanın da dünya popülasyonunun önemli oranı burada. Kış göçmenleri ile yaz göçmenlerinin Kuş Cenneti’nde rastlaştığı, göçmen kuşların tepemizden kuzeye doğru seyrettiği mayıs ayındayız. Doğanın canlandığı, ısındığı, kuşların da kanının kaynadığı, flamingoların birbirlerine Flamenko dansı yaptığı bahardayız. İzmir Kuş Cenneti ise Çiğli’yi geçtikten sonra Sasalı beldesinde, şehir merkezine 25 kilometre ötede... Daha ne diyelim?
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.