EYLUL2020
KARDİÇALILAR
Levanten mahallesindeki Türk tüccarlar Kardiçalılar İzmir’in orta yerinde, iş yaşamının kalbinin attığı caddelerde karşımıza çıkan bir isim: Kardiçalı. Kâh İzmir’in eski günlerini arayan gözler bakmıştır o isme; kâh görmüş geçirmiş, görkemli hana yakıştırılamayan ucuz birahanelere bilenenler... Ya da aynalı, hantal, büyük beton kütlelerinin arasında bir narinliği farkedenler... Yapıldığından bu yana, her dönem şekli ve içeriği değişen ticaret anlayışlarına hizmet eden Kardiçalı hanları, İzmir’in belleğine atılmış bir çentiktir aslında. Yalnızca dış görünümü yansıtmaz tarihini; hanların, küçük bir etnografya müzesi kurmaya yetecek değerdeki objeleriyle ve bu adı sürdüren aileyle güçlendirir. Yunanistan’dan İzmir’e gelen ilk Kardiçalı, bu zenginliğin temelini ata toprağından getirdiği hatıralarla atar. Geçen yüzyılın başından bu yana şehrin ticaret tarihine yazılan bir hane olur, Kardiçalı Ailesi. Rivayet o ki; ailenin ataları yüzyıllar önce Konya tarafında yaşarken Osmanlı İmparatorluğu’nun nüfus hareketleriyle, Kardiça’ya göçer. Esat Kardiçalı’nın yorumuyla bu, “Muhakkak ki Osmanlı’nın genişleme politikalarının bir parçasıydı.” Soyağacında ulaşılabilen en eski isim, 1700’lü yıllarda Yunanistan’ın orta bölgesindeki tarım kasabası Kardiça’da yaşayan Halil Onbaşı. Geniş ailesine topraktan geçinmenin sermayesini miras bırakan Halil Onbaşı’nın, oğlu Mustafa’dan üç torunu olur. Bunlardan İbrahim Kardiçalı, şecerenin, İzmir’in köklerine yazılacak kolunu oluşturur. Torunlarına öyle anlatılır ki; çok büyük toprak sahibi, varlıklı İbrahim Kardiçalı’ya, ata toprağında bir suikast girişiminde bulunulur. Çünkü Osmanlı’nın aleyhine büyüyen Yunanistan’da istiklal mücadelesi vardır. Bunun üzerine İbrahim Bey, Kardiça’da barınamayacaklarını düşünür; kızkardeşi ve bazı aile büyükleriyle Balkan Savaşı öncesinde, 1910’da İzmir’e göçer. Torunu Esat Kardiçalı, babası Halil İbrahim Kardiçalı’dan duyduğu kadarıyla bilir ki; kim olduğu bilinmeyen bu aile büyükleri Manisa’nın Akhisar ilçesine yerleşir ve İzmir’deki koluyla bağlantı kopar.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.