EYLUL2020
AYVALIK'TA KAPILAR
KAPILARIN DİLİ OLSA! ANLATMAYA BAŞLASA! Bir süredir görevim gereği Ayvalık’ta yaşamaya başladım. Muhteşem bir tarihin üzerine oturmuş Ayvalık. Kesme taşlı sokakları, Arnavut kaldırımları, tarihi kiliseleri, ayazması, eski yapılarıyla insanı adeta büyülüyor, beni de büyüledi bu kent. Her gün hiç sektirmeden on bin, hatta on beş bin adım yürüdüğüm günler bile oluyor, iki ayda tam 270 kilometre yürümüşüm, neredeyse İzmir’e gidip tekrar Ayvalık’a dönmüşüm... Dört bin eski yapı Bu yürüyüşler sırasında ne yapıyorum biliyor musunuz? Rumlardan kalan iki bini tescilli tam dört bin binanın kapı ve pencere fotoğraflarını çekiyorum, hiç üşenmeden, sıcak, rüzgar dinlemeden, sabırla, adımlayarak, sokakları atlamadan. Yüzlerce fotoğraf çektim şimdiye kadar. Çekmeye de devam ediyorum, zamanımın ve gücümün yettiği yere kadar. Evlerin fotoğraflarını çekerken, taşların rengi dikkatimi çekti ve araştırdım. 200 Yıllık binalar Tarihi Ayvalık evlerinin ana malzemesini sarımsaklı taşları oluşturuyor. Bu taşlar antik çağlardan beri kullanılıyor. 18. ve 19. yüzyıl Türk ve Rum toplum yaşantısını yansıtan önemli mimarlık örneklerinden tarihi Ayvalık evlerinin estetik görünümünü bütünleyen sarımsak taşı, bu evlerin en önemli özelliği olarak biliniyor. Kapıların fotoğraflarını çekerken üstlerinde yazılı olan tarihlere de göz atıyorum. 150, 200 yıllık binalar… 1881 tarihli binanın önünde duruyorum, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu tarihte bu Rum evinde yaşam başlamış. Bakımlı evler sanki süzüm süzüm süzülüyor gibi geliyor insana. “Hani derler ya taş gibi.” Gerçekten taşın özelliklerinden kaynaklanıyor olmalı, binalar dimdik ayakta, bakımları yapılmış olanlardan ise insan gözlerini alamıyor. Tescilli yapılar genel olarak sahipleri tarafından restore edilmiş, bakımları yapılmış, bahçeleri rengarenk çiçekler ile bezenmiş.