KASIM2020
30.10.2020/14.51
30.10.2020/14.51 Umarız, unutmayız.Umarız, Allah sizi unutmaz! Güzel İzmir'in yaşadığı büyük acıyı kelimelerle anlatmak çok ama çok zor. Hepimiz dokunsan ağlayacak kıvamdayız, gözlerimizi birbirimizden saklıyoruz sürekli... Sevincimiz de, acımız da hep gözyaşı... Ve gözyaşlarını antik zamanların minik şişelerinde biriktirir gibi isyan biriktiyoruz. Hepimiz bir kişi daha kurtulsun diye dualara sarılıyoruz ama içimizdeki isyan bastırılacak gibi değil... Yeter artık bilader! Gerçekten yeter artık. Yettiniz artık... Her deprem sonrasında koşa koşa depremzedelere taziyeye, geçmiş olsunlara gelen bütün siyasiler, bütün yönetenler gerçekten yettiniz artık... Gelmeyin bina enkazının başına... Dönün Ankara'daki masalarınıza, meclisteki koltuklarınıza... Biraz vicdan sahibiyseniz, işbilir müteahhitlerinizi unutun, parayı, rantı unutun. Doğayı betona bulayan projelerinizi unutun... Şimdi halkınızı ölüme mahkum eden binalardan kurtulma zamanı... Şimdi işbirliği zamanı, beton tüccarlarını değil, bilimi dinleme zamanı... Çok mu zor bilader! Bütün Türkiye'de özellikle riskli bölgelerde çürük yapıları tespit etmek çok mu zor? Her şeye maydanoz olup işi "seni sevenlerle" paylaşmayı bırakıp belediyeleri görevlendir, onlar da yerel kuruluşlarla işbirliği içinde işi en kısa zamanda bitirsinler böylece elinde ne kadar büyük bir derdin olduğunu görürsün. Sonra canın ne kadar halkın yanında olmak istiyor bilemem ama binaların en hızlı şekilde yenilenmesi ve halkın haklarının en mükemmel şekilde korunmasını sağlayacak kanun, yönetmelik vesaire varsa hepsini çıkartırsın. Hatta "şu imar barışı hikayesinden vazcaydım, gelin verdiğiniz paraları alın" desen ne kadar güzel olur... "Doğayı korumaya başladım" diye bas bas bağırırsın biz de alkışlarız. Anayasamızda, “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” Ve “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkına sahiptir. Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler." şeklinde maddeler var. Sen şimdi devlet olarak söyle bana; Anayasa hala var mı? Hakikaten, hiç mi içinden gelmiyor, bu kadar mı çok seviyorsun müteahhitlerini? Halkın yanında olmak çok mu zor bilader! Bir de şu yapı denetim işi var. Denetimi kazanç kapısı olmaktan kurtarıp, rüşvete kayırmaya kapıları kapalı hale getirmek çok mu zor? Aslında çok kolay da, ruhun denetlenmeye kapalıysa sen bu işi devlet olarak yapamazsın. O halde iş yine başa düşüyor. Sevgili halkım bu ülkede bir inşaat yapılırken, kentsel dönüşüm uygulamalarında sizi müteahhit cinliklerinden koruyacak dürüst hukuk büroları var. TMMOB yerel şubelerinden yapınızı özel olarak denetlenmesini isteyebilirsiniz. Bilgi ve deneyimleri sizi doğru yönlendirecektir.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.