OCAK2021
BERTRAND RUSSELL
Bertrand Russell Geçen sayıda; Hegel, felsefenin, “yaşanan zamanı düşünce içinde kavramak” olduğunu söylüyordu demiş ve eklemiştim: Bu sayıdan başlayarak siz İzmirlife okurlarını, “ustam bellediğim” ve Türkiye’de de az tanınan bazı yazar, edebiyatçı ve felsefecilerle buluşturacağım… Yaşanan zamanı kavramaya ne dersiniz? Gelen tepkilerden okurlarımızın mutlu olduğunu düşünüyorum… Bu sayıda da yine hayatta ustam bellediğim; kendi ailemdeki gençlere her yıl birkaç özel eğitimini verdiğim bir büyük filozofu anlatacağım… Bertrand Arthur William Russell, (18 Mayıs 1872 - 2 Şubat 1970), Britanyalı filozof, matematikçi, tarihçi ve toplum eleştirmeni diyor ansiklopediler. Hayatının çeşitli dönemlerinde kendisini liberal, sosyalist ve pasifist olarak tanıtmış, ayrıca hiçbirine derinden bağlı olmadığını itiraf etmiştir. Monmouthshire’de İngiltere’nin önde gelen aristokrat ailelerinden birinin ferdi olarak dünyaya gelmiştir. Russell 1900'lerin başında İngilizlerin “idealizme karşı isyanı”na öncülük etmiştir. Gottlob Frege ve Ludwig Wittgenstein ile birlikte analitik felsefenin kurucusu kabul edilir. A. N. Whitehead ile birlikte Principia Mathematica adlı kitabı yayımlamıştır. (Newton'ın eseriyle karıştırılmamalıdır.) Felsefi denemesi ''On Denoting'' (İfade Üzerine) adlı eseri felsefinin paradigması olarak kabul görür. Aynı zamanda geniş bir çevrece 20. yüzyılın önde gelen mantıkçılarından biri olarak kabul edilir. Çalışmaları mantık, matematik, dilbilim, bilgisayar teknolojisi ve felsefeyi, özellikle de dil felsefesi, epistemoloji ve metafiziği önemli ölçüde etkilemiştir. Russell önde gelen savaş karşıtlarındandır. Serbest ticareti ve emperyalizm karşıtlığını desteklemiştir ve barışsever tutumundan dolayı I. Dünya Savaşı sırasında hapishanede yatmıştır. Daha sonra Adolf Hitler’e karşı kampanyalar düzenlemiş, Stalinci totalitarizmi eleştirmiş, Vietnam Savaşı’ndaki tutumu nedeniyle Amerikan hükümetini suçlamıştır. Aynı zamanda nükleer silahsızlanmanın dobra savunucularındandır. Son eylemlerinden bir tanesi İsrail’in Orta Doğu’daki ülkelere karşı izlediği tutumu eleştirdiği bir bildiri yayımlamasıdır. İnsan haklarını ve düşünce özgürlüğünü savunduğu yazıları dolayısıyla 1950 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.