SUBAT2021
GÖDENCE TARIM KOOPERATİFİNİN ÖYKÜSÜ
Antik çağdan günümüze Gödence ve bir kooperatifçilik öyküsü Çağatay Özcan Kokulu: “Zeytinyağı deyince, Akdeniz çanağındaki herkes iyi bilir bizi” İzmir körfezinin güneyinde, kızılçam ormanlarıyla bezenen ve eteklerinde pek çok baraj ve göletin bulunduğu Kızıldağlar üzerinde konuşlanmış çok önemli bir köy Gödence. Onu özel kılan, önemini artıran o kadar çok yönü var ki… Antik Çağ’ın hatırı sayılır yerleşimlerinden biriymiş mesela... Tarihçilerin “Antik Teos kentinin şarap ve zeytinyağı üretim bölgesi” olarak tanımlaması, yüzyıllar boyunca değerine değer katmış. Dolayısıyla bu bilgiyi, köyün “artılar listesi”nde ilk sıraya yerleştirebiliriz. Metropolde yaşayanların giderek unutmaya başlayıp büyük özlem duyduğu “bol oksijenli hava ve kirlenmemiş doğa” olayı var ya, Gödence işte bunların “kralına” sahip. İzmir’i bir insan vücuduna benzetirseniz, akciğerleri burada sanki... Ahlatlar, çınarlar, kızılçamlar, dere yatakları, deniz rüzgarı ve sanayinin kirletmediği topraklar... “İçinde uzun ve sağlıklı yaşamanın sırlarını saklayan yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarının diyarı” olarak bilinmesi, köyün marka değerini artıran ayrı bir güzellik. Konuksever, güleryüzlü insanlarını da sakın es geçmeyin. Ve elbette Gödence’nin marka değerini artıran kooperatifi... Türkiye’deki köy kooperatifçiliği hareketinin önemli köşe taşlarından biri sayılan Gödence Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin öyküsünü, 1993 yılından bu yana başkanlık görevini üstlenen Çağatay Özcan Kokulu ile konuştuk. Aynı zamanda İzmir Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği Köy-Koop’un kuruluşunda aktif rol oynayan bir isim Kokulu... Emekten yana tavrı ile öne çıkan, örnek alınan gerçek bir kooperatifçilik neferi.