EYLUL2021
MARMARA GÖLÜ KURUYOR
Marmara Gölü'ne can suyu için DSİ'ye başvuru Marmara Gölü, Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde bulunan ortalama 6 bin hektar büyüklüğünde bir alüvyal set gölü. Yer altı su kaynakları, Gördes çayı ve besleme kanalları ile dolması gereken Göl, Ağustos ayı içinde tamamen kurudu. Kurumasının başlıca nedeni göle akması gereken Gördes Çayı suyunun barajda tutulması. İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, göle can suyu verilmesi için DSİ’ye yazılı başvuruda bulundu ve DSİ’den yanıt bekleniyor. Önceki yıllarda kuruyan göle Ahmetli Regülatörü’nden özel pompalarla su getirilerek göl kurtarılmıştı. Gölün kuruyan alanları sürülerek taban suyunu kullanan tarım ürünleri ekiliyor. Tepeli pelikanlar için dünya çapında önemli Marmara Gölü uluslararası öneme sahip bir kuş alanı. Kış aylarında gölde yaklaşık 65 bin su kuşu görülebiliyor. Nesli tehlike altına girmeye yakın olan tepeli pelikan türünün dünya nüfusunun kış aylarında %9’u Marmara Gölü’nde besleniyor ve kışı burada geçiriyor. Gölün kurutulması tepeli pelikan başta olmak üzere pek çok su kuşunun yaşamını tehdit ediyor. Gölün kurutulması yasadışı Göl, ulusal sulak alan vasfında ve Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’ne göre koruma altında. Ayrıca gölün kurutulması Türkiye’nin taraf olduğu RAMSAR Sözleşmesi'ne de aykırı. Geçtiğimiz günlerde İzmir Büyük Şehir Belediyesi DSİ’ye başvurmuş ve Gördes Barajı’ndan göle bırakılarak gölün kurtarılmasını talep etmişti. Öte yandan DSİ’nin Ahmetli regülatöründen de göle su vermesi bekleniyor. Gölün ve göldeki yaşamın hakkı olan suyun verilmesini talep eden Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç “Marmara Gölü’nü kurutan ne iklim krizi ne de kuraklık. Devlet Su İşleri’nin gölün suyunu güvence altına almadan Gördes Barajı’nı projelendirmiş ve inşa etmiş olması. DSİ, Ramsar Sözleşmesi yürürlükte olmasına rağmen Önemli Doğa Alanı olan bir gölü kuruttu. DSİ’nin ivedilikle Ahmetli Regülatörü’nden göle can suyu vermesi lazım" dedi.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.