EYLUL2021
ECE'NİN TAKILARI
Ece Dayıoğlu Holmes:“Yaptığım takılarda manevi değerler var” İnsan sevdiği işi yapınca ona ruhunu katıyor. Hal böyle olunca ortaya çok güzel işler çıkıyor. Ece Dayıoğlu Holmes de işine gönül verenlerden… Ürettiği her takının bir hikâyesi var. Takıyı bedeninde taşıyanlar bu hikâyelere hayat veriyorlar. Holmes, tasarladığı geometrik takıların, birinin odaklanmak isteyebileceği duygu ve nitelikleri simgeleyen belirli desenlere sahip olduğunu ve o takıyı kim taşıyorsa o duyguları yansıttığını dile getiriyor. Tarihi desenleri alıyor, el yapımı takılara dönüştürüyor. Takı olmayan farklı tarihi objelerde yer alan motifleri kullanmayı tercih ediyor. Bazen bir kilimin üzerindeki motifte, bazen bir çömleğin deseninde, bazen de bir mağara duvarında yer alan resimde buluyor aradığını. Tasarımlarının tarihi ve simgesel dayanaklarını paylaşmaya önem veriyor. Bu sayede o takının arka planındaki düşünsel süreci aktardığını düşünüyor. En yaratıcı ve en güçlü hissettiği yer tezgâhı… Metale biçim vermeye başladığında yaşadığı duyguyu şu sözlerle anlatıyor: “Sanki o an dünya duruyor da bir ben tıkır tıkır çalışıyorum.” Markası Double Moon Design… Tasarımlarında daha çok gümüşü kullanıyor. Bu adı tercih etmesinin nedeni, gümüş ve Ay arasında kurduğu benzerlik… Holmes, “Hem Ay hem de gümüş aslında pasif olarak durur ve parlamak için farklı bir kaynaktan gelen ışığa ihtiyaç duyar. Beni gümüş ve Ay’a çeken şey, onların yansıtıcı doğası.” diyor. Ece Dayıoğlu Holmes ile takılarının hikâyesini konuştuk.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.