OCAK2022
KÜLTÜREL MİRAS
Kültürel Miras Adası Cunda (Alibey) Adası’nda Rahmi Koç Müzesi, Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı geçtiğimiz Ekim ayında açılan Bekir Coşkun Kütüphanesi, kente kültür anlamında renk katmasının yanı sıra ziyarete gelenlere gerçek bir hazine sunuyor. Öyle bir hazine ki, içine girdiğinizde çıkmak, ayrılmak mümkün olmuyor. insan kendini o dönemin içinde buluyor, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor. Sanki bir zaman makinesinin içindeymişsiniz gibi o yıllara gidiyorsunuz ama dönmek zor oluyor. Bu üç yapı kent kültürü sunmasının yanı sıra yıkılmaktan kurtarılan üç önemli tescilli bina. iyi ki kurtarılmış çünkü, UNESCO yolunda kalıcı listeye girmek için emin adımlarla yürüyen Ayvalık’a çok yakışan yapılar arasında ilk sıralarda yerlerini alıyor. Bu kenti neden çok seviyorum biliyor musunuz? Ayağa kaldırılmış, kent kültürüne kazandırılmış, yaşamın içinde, nefes alan binaları gördükçe sevgim ve ilgim bir kat daha artıyor. Bekir Coşkun Kütüphanesi, Taksiyarhis Kilisesi, Ayvalık Ayazması veya Rahmi Koç Müzesi olsun, yüzlerce yıllık binalar restore edilmiş ve artık bizimle birlikte yaşıyor, o yılları hatırlatıyor, o dönemde yaşayan insanların kültürlerini, geleneklerini gözler önüne seriyor. Bir dönem Rum vatandaşlar Ayvalık’ın keyfini çıkarmışlar, o yıllarda daha da bakir olan bu kente çok şey katmışlar; mübadele ile birlikte geride bıraktıkları eserler zaman içinde yıkılmaya yüz tutmuş ve sahipsiz kalmış. Kurtarılanlar olmuş, ama aralarında yok olup giden eserler de olmuş. Yine de Ayvalık’ta tarihi kent sokaklarının aralarına serpilmiş gibi duran dört binden fazla yapı var ve bunların iki bini tescilli. Tescilli olmasına karşın ayakta zorlukla duran binaların yanı sıra tamamen çöküp gitmiş yapılar da var. Ve ben onları gördükçe hüzünleniyor, üzülüyorum.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.