MAYIS2022
ÖZLEN ÜSTÜN KAVALALI
Bir okulda 400 erkek arasında tek kız olmak İzmir'de adım başı hoş bir hatıra veya hikayeye rastlamak gayet normal. İzmir Life ekibinin yayın koordinatörlüğünü yaptığı dergilerden biri olan ESİAD Yaşam dergisinin içerik toplantısı öncesinde tanıştığımız Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği-ESİAD Genel Sekreteri Özlen Üstün Kavalalı ile yaptığımız kısa sohbette İzmir Saint Joseph'in ilk kız öğrencisi olduğunu öğrendiğimde gözlerim parladı. "İşte tam da bizim dergiye yakışır bir hikaye" dedim. Hemen, söyleşi için söz aldım. Önce o anlattı ben dinledim, daha sonra okulda sınıf arkadaşları ile buluştuk. Hem okulun havasını kokladık, hem de erkeklerin ağzından okulun tek kız öğrencisini dinledik. Özlen Üstün Kavalalı İstanbul doğumlu, "Hem İstanbullu hem İzmirliyim" diyor, çünkü babası İzmirli, annesi ise İstanbullu. Orta öğrenimine İstanbul Sainte-Pulchérie Fransız Kız Ortaokulu'nda başlamış, orada 2 yıl hazırlık okuduktan ve birinci sınıfı tamamladıktan sonra babasının işi nedeniyle İzmir’e taşınmışlar. Bizim hikaye de burada başlıyor zaten... Saint Joseph'in kapısından bir kız nasıl girer? İzmir 70'lerin son yıllarında bütün güzelliği ile onlara hoş geldiniz derken, bir büyük sorunu da önlerine koyuyor. Kentin Fransızca eğitim veren tek kurumu Saint-Joseph sadece erkek öğrenci alıyor. Ailesi başvurmak için okula geldiğinde “Saint-Joseph bir erkek okulu, kız öğrenci kabul edemeyiz, karma olması yönünde bir proje var, ancak öyle bir karar henüz yok” cevabıyla karşılaşmış. Bu karar nasıl mı çıkacak? Tabii ki Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yani Ankara’dan... Bu noktada ileri vizyonlu bir kadın olan anneanne Sabahat Engür devreye giriyor. Hemen bir Ankara seyahati planlanıyor ve Milli Eğitim Bakanlığı'ndan randevu alınıyor. “Torunumu İzmir’deki Saint-Joseph’e yollamak istiyoruz, ama kız öğrenci olduğu için kabul edilmiyor, okulun karma olması yönünde bir girişim varmış, bunun hızlandırılması mümkün mü?” sorusuna alınan cevap "İzmir’den gelecek taleplerin kararın çıkmasında etkili olabileceği" şeklinde olunca Baba Arif Fevzi Üstün’ün arkadaşları organize olup Bakanlığa çok sayıda dilekçe gönderir ve sonunda 1978-1979 eğitim döneminin başlamasına çok az bir zaman kala kız öğrenci alınması yönündeki karar okula ulaşır. Okul yönetimi zor durumda Tabii bu kararın son anda çıkması okul yönetimini zor durumda bırakıyor. Özlen Üstün Kavalalı, okulun eski Türk Müdür Yardımcısı Cemal Bey ile konuşmaları şöyle anlatıyor; "Müdür yardımcısı soru ve sorunları ardı ardına sıralıyordu... 'Kız öğrenci için tuvalet yok, bu kadar kısa sürede tuvalet yapmamıza da imkân yok', 'Sainte- Pulchérie’den gelen transkripte el işi, dikiş dersi var. Burası erkek okulu, dikiş dersi verecek öğretmenimiz yok', 'Beden eğitimi dersi için nerede giyinecek?', 'Beden eğitimini erkeklerle mi yapacak?'. Sonuçta karar çıkmıştı ve ben Saint-Joseph’in ilk kız öğrencisi olma şansına eriştim. Sorunların hepsi bir şekilde halledildi. Mesela, kadın öğretmenlerin tuvaletini kullandım. Beden eğitimini erkek öğrencilerle birlikte gayet güzel yaptım. Hatta onlarla yarıştım."
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.