MAYIS2022
ESAT TARMAN
Seydibeşir esir kampında İzmirli Esat Tarman Osmanlı İmparatorluğu 11 Kasım 1914'te 1. Dünya Savaşı'na girmişti. 1917’de on ayrı cephede savaştığından, 17 yaşındaki gençleri askere almaya başlamıştı. 1900 doğumlu Esat da 1917’de Ziraat Mektebi son sınıf öğrencisi iken askere alınmış, Filistin’e gönderilmişti. Kısa süre sonra birçok Türk askeriyle birlikte İngilizlere esir düşmüştü. Esat Tarman, 1917-1920 yılları arasında Mısır’da İskenderiye yakınlarındaki “Seydibeşir” kampında tutulmuştu. Esir olarak yaşadığı kampın tam ismi “Seydibeşir Kuveysna Osmani Useray-i Harbiye (Osmanlı harp esirlerinin güler yüzlü, güzel kampı)” idi. Esat Bey, esaretten gelirken yanında birçok fotoğraf getirse de; kötü günleri hatırlamak istemediğinden, yaşadıklarını ailesine anlatmamıştı. Bu nedenle anıların ancak küçük bir kesitini oğlu Süha Tarman’dan öğrenebiliyoruz. Seydibeşir kampındaki Türk askerleri 1. Dünya Savaşı'nda 200 bin civarında Osmanlı askeri; İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya'ya teslim olmuş, Hindistan’dan İngiltere’ye, Sibirya’dan Mısır’a kadar çeşitli esir kamplarına gönderilmişti. Yavuz ve Midilli savaş gemilerinin esir alınan Osmanlı subayları ile Filistin Cephesinde savaşırken İngilizlere esir düşen Ragıp Gümüşpala (1897-1964), Cemal Gürsel (1895-1966), Cevdet Sunay (1899-1982), Mudurnulu fotoğraf sanatçısı Ahmet İzzet Bengüboz (1896 – 1969), Karşıyakalı Kadızade Zühtü Işıl (1897-1985) gibi binlerce asker de bu kampa götürülmüştü. Esat Bey, Mısır’daki Seydi Beşir Esir kampına gönderilirken; utanç içindeydi. Birçok üst rütbeli Osmanlı subayının kendilerinden önce esir edilip buraya getirildiklerini görünce, utancı şaşkınlığa dönüşmüştü. Tüm subaylar gibi Esat’a da bir emir eri tayin edilmiş. Bu emir erleri subayların çamaşırlarını yıkamak gibi günlük işlerini yaparken, subaylar da onlara okuma-yazma gibi konularda destek olmuşlardı. Osmanlı’da o yıllarda okur-yazar kişiler Fransızca konuştuğundan, bu dil esir subaylar arasında da yaygındı. Ayrıca; İngilizlere ve dillerine karşı genel bir tepki vardı. Esat da İngiliz esir kampında olsa bile Fransızca öğrenmeye başlamıştı. Seydibeşir kampında kurulan futbol takımları Kadızade Zühtü Işıl, 1912 yılında Karşıyaka’da arkadaşlarıyla birlikte yeşil kırmızılı kulübün temellerini atmış, 1914 ve 1922 arasında tam 8 sene askerlik yapmıştı. KSK’yi kurduktan 2 sene sonra askere alınan Zühtü Işıl, Birinci Dünya Savaşı’nda esir düşmüştü. Esir kampında subaylar, askerler boş zamanlarını; tenis, satranç, kağıt oynayarak, kitap okuyarak ve yabancı dil dersleri alarak geçiriyorlardı. Ama Kadızade’ye bunlar yetmiyordu. Futbol takımı kurma talebinin kabul edilme ihtimali onu çok heyecanlandırmıştı. (1) Türklerin futbol takımı kurmalarına izin verilince, birbiriyle maç yapabilecek Hilal ve Terakki isimlerinde iki futbol takımı oluşturmuşlardı. Esat da bu takımlardan birinde futbol oynamaya başlamıştı. 1.Karargah ve 4.Karargah arasında yapılan maç öncesinde çekilen fotoğraf Süha Tarman’ın albümündedir. Bir başka fotoğrafın üzerinde ise “İskenderiye Seydibeşir Harbi Umumi esaret hatıratından 1335-1919, Foto Ziyaeddin” yazmaktadır.