MAYIS2022
TARLADAN ÇATALA
İklim adaletsizliğinden gıda adaletsizliğine AB’nin Tarladan Çatala stratejisine karşı endüstriyel tarım Geçen ayın sonunda 31 Mart'ta Slow Food Europe COVID-19 salgınının patlak vermesinden bu yana Brüksel'de ilk yüz yüze etkinliklerine ev sahipliği yaptı: Slow Food başkanı Carlo Petrini ve IPES e? başkanı Olivier de Schutter harika bir söyleşi gerçekleştirdiler. Söyleşi “COVID-19, Ukrayna'daki savaş ve artan gıda fiyatları: Sürekli krizler karşısında gıda sistemlerini nasıl dönüştürebiliriz?” başlığını taşıyordu. Gıda sistemi dediğimizde, tarımsal girdilerden başlayarak, gıdanın üretimi, işlenmesi, taşınması, paketlenmesi, depolanması, tüketimi ve bu süreçte ortaya çıkan kayıp ve atıkları içine alan bir süreçten bahsediyoruz. Sürdürülebilir gıda sistemlerine geçiş için AB'nin "Tarladan Çatala Stratejisine" karşı endüstri lobisi, geçtiğimiz haftalarda Ukrayna'daki savaşa yoğunlaşırken, Avrupa Ortak Gıda Politikası fikrinin bu iki öncüsü arasındaki konuşma her zamankinden daha çok ilgi çekti. Slow Food Europe'da politika görevlisi olan Madeleine Coste'un moderatörlüğünü yaptığı diyalog, halkla bir soru-cevap oturumu ve Soûl'den Jules Lavergne tarafından sağlanan bitki bazlı lezzetli bir yemek izledi. Ben de bu ayki sürdürülebilir dünya yazımı fosil lobisi ve gıda tartışmalarına ayırdım.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.