TEMMUZ2022
EGE DENİZİNDE MÜSİLAJ
Ege’de olmaz demeyin!
Geçen yaz Marmara Denizi genelinde gözlenen “müsilaj” sorunu haberlerde önde geliyordu. BU yıl ne olur bilemiyoruz. Sevinç-Erdal İnönü Vakfı Marem Proje Lideri Hidrobiyolog M. Levent Artüz, “Marmara Denizi’nin kirlenmesinin tarihsel gelişimini izlemek, büyük bir hızla ilerleyen bir ekspres trenin penceresinden çevreyi gözlemeye benzetilebilir. Doğa olaylarının gelişimi için çok kısa olan 32 yıllık bir sürede, çevredeki olayları ve değişimleri algılamak, bunları gereği gibi değerlendirmek de bir hayli güç ve zaman alıcı olmuştur” demişti geçen yaz.
Ben de bu ay Ege’nin geleceğini sorgulamak istiyorum.
Marmara Denizi sularında gözlenen çarpıcı renk değişimleri, su ürünleri türlerinde ve daha sonraki dönemde üretim miktarlarındaki azalma ve çoğalmalar o kadar hızlı ve o kadar girift olmuştur ki, bu olayların toplumca algılanması her ne kadar müsilaj ile bir an için kabullenilebilir olduysa da hâlâ anlaşılabildiğini söylemek zorlamadır. Aynı durum Ege Denizi için de geçerlidir. Kıyı balıkçıları denizlerin altüstüne getiren açgözlü trol tekneleriyle mücadele edememekte, bir takım güçlerin göz yummasıyla Ege Denizi’nin biyolojik çeşitliliği yok edilmektedir.
Müsilaj bir sorun değil sonuçtur. Sorun, Marmara Denizi’nin kirletiliyor olmasıdır. Ege Denizi de Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes nehirleri ile kıyılardaki umursamaz belediyeler tarafından hızla kirletilmektedir. Marmara’yı Ergene ve Nilüfer Çayı olmak üzere zehir akan akarsular öldürmüştür…