MAYISHAZIRAN2023
BARAJSIZ SEÇİM
2023 GENEL SEÇİM SONUÇLARI SİMÜLASYONU:
Seçim barajı olmasaydı sonuçlar nasıl olurdu?
Günümüz dünyasının büyük bir kısmında toplumsal kararlar temsili demokrasi ile alınır. Temsilcileri seçerken kullanılan seçim sistemi de sonuçları bir hayli etkiler. Bu yüzden seçim sistemi önemlidir. Temsilcileri nasıl seçiyoruz, seçim sistemlerinin avantajları ve dezavantajları nedir, ideal bir seçim sistemi olabilir mi gibi benzeri soruları sormak ve irdelemek zorundayız.
Bu seçim analizi ve simülasyonu yazısını, parti ve siyasi düşüncelerden tamamen bağımsız olarak, sadece "temsilde adalet" düşüncesini temel alarak oluşturdum.
14 Mayıs 2023'te belki de son yılların en önemli seçimi yapıldı. Tartışmaları halen devam ediyor ve uzun süre de devam edecek görünüyor. Seçmen sayısındaki soru işaretleri, açıklanamayan nüfus artışı, vatandaş yapılan sayısı meçhul sığınmacılar vs. Cevapsız çok soru var. Cevap bulmak ta çok kolay olmayacak.
Bunları "şimdilik" bir kenara bırakırsak tartışılmayan, bunlardan çok daha önemli bir konu var: seçim barajı ve seçim sistemimiz. Yaklaşık 2 ay oldu milletvekili seçimi sonuçlanalı. Hiç bir parti liderinden, milletvekillerinden, köşe yazarlarından, siyaset bilimcilerinden, televizyon yorumcularından, hukuk adamlarından seçim barajımız ve sistemimiz hakkında tek bir söz duymadım. Oysaki bu konu gömleğin ilk düğmesi gibidir. Yanlış iliklendiğinde öyle de gidiyor. 12 Eylül 1980 sonrası düğme yanlış iliklendi ve 43 yıldır da aynı şekilde devam ediyor.
Mevcut seçim sisteminde kabul edelim ki işimiz çok zor. Baraj sistemi demokrasi ve cumhuriyet için büyük bir engel. Aslında Türkiye’de 1961 anayasası sonrasında, 1965 yılında yapılan ilk seçimde sıfır baraj ve milli bakiye sistemi başarıyla uygulanmış, bunu başarmışız. Partiler aldıkları oy sayısına paralel bir şekilde milletvekili kazanmışlar, temsilde adalet sağlanmış. Bu sistem 1968'de kaldırılmış. Nedeni malum, iktidarların kendine ortak istememesi. Güçlü iktidar, koalisyonlar zararlıdır klişe söylemiyle tekrar eskiye dönülmüş. Geldiğimiz nokta ise malum, başka söze hacet yok.
Ben de ülkemizde temsilde adaletten yanayım. Milli bakiye seçim sistemini yakın zamana kadar duymamıştım ama 15 yıl kadar önce de, aynı düşünce ve mantıkla hareket edip aşağıda anlatmaya çalışacağım önerimi geliştirmiştim. O tarihte sosyal medya bu kadar etkin değildi. Partilere, milletvekillerine ulaşmak kolay değildi. Ben de peşini bırakmıştım açıkçası o önerimin. Ama son seçim sonuçlarından sonra tekrar bu konuyu ele almaya ve mümkün olduğunca duyurmaya karar verdim. Pek çok gazeteciye, partiye, milletvekillerine gönderdim. Ancak şaşırtıcı bir sessizlik var. Önerdiğim sistem, Milli bakiye sistemine benzemekle birlikte benim önerimin daha iyi olduğunu, hatta daha adil ve uygulanmasının da son derece kolay olduğunu düşünüyorum.
1965'teki milli bakiye sisteminde Türkiye iller bazında seçim bölgelerine ayrılmıştı. Her ile düşen milletvekili sayısı ve bir milletvekili için gereken oy sayısı bulunup partilerin o ilde aldıkları oy sayılarından hareketle o ilde kaç milletvekili çıkardıkları bulunmuştur. Artık oylar da Türkiye havuzuna eklenmiş ve eksik kalan milletvekillikleri bu artık oylara göre dağıtılmıştır. ? ??
2.442.000 artık oy, ilk etapta dağıtılamayan 133 milletvekilliği için kullanılmıştır. 9.307.000 geçerli oyun 2.442.000'inin artık oy olması da bana göre çok büyük bir oran, neredeyse oyların yüzde 25'i artık oy. Bu da her ilin bir seçim bölgesi olmasından kaynaklanıyor. Bu dağıtımda bazı illerde sistemden kaynaklanan hatalı dağıtımlar olmuş ve ilaveten artık oylardan gelen milletvekilliklerinin dağıtılmasında partilerin hak ettikleri sayının 2/3'ünün YSK, 1/3'ünün parti tarafından belirlenmesi gibi bana göre anlaşılması güç bir yöntem izlenmiş.
Evet, her şeye rağmen şimdiye kadar ki en adil seçim sistemimiz ile ilgili bu kısa bilgileri verdikten sonra kendi düşüncelerimi, önerimi, analizlerimi ve son seçim sonuçlarına uygulanmasına geçebilirim.
Bildiğimiz üzere, Cumhuriyet yönetim şeklinde halk, milletvekilleri ve meclis aracılığıyla kendi kendini yönetir. Bir cumhuriyette temsil, vatandaşlar tarafından serbestçe seçimle belirlenebilir. Mustafa Kemal Atatürk de Cumhuriyet yönetiminden geniş olarak “demokrasiyi” anlıyordu. Bu konuda şunu söylemiştir: “Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir."
Son 40 yıla baktığımızda bunun böyle olduğunu söylemek imkânsız. Turgut Özal döneminde yüzde 10 seçim barajı konarak ANAP %30 civarında oy alarak %60'ın üzerinde milletvekili ile meclis çoğunluğunu kazandı.
AKP de bu sistemi devam ettirdi. 2002 seçiminde hemen hemen aynı oy (%34) ve milletvekili oranlarıyla (%66) tek başına iktidar oldu. AKP ve CHP toplam yüzde 54'e yakın oy aldılar ve sadece bu iki parti meclise girdi. Oyların yüzde 46'sı gibi büyük bir oran, yani hemen hemen seçmenlerin yarısının tercihi meclise yansımadı. Yıllar sonra bu seçimde baraj ilk defa yüzde 7'ye indirildi.
Avrupa’da pek çok ülkede seçim barajı yüzde 1-3 seviyesinde, hatta Avrupa ülkelerinin dörtte birinde seçim barajı bile yok. Millet ittifakı yüzde 3 önerdi, yüzde 7'ye oranla çok daha iyi görünse de benim düşünceme göre bu da tam doğru değil. Çünkü seçim barajı yüzde 1 bile olsa bence gerçek demokrasiyi, temsilde adaleti engelliyor. Halkın kendi kendini yönetmesi için barajın olmaması lazım. Halkın verdiği tüm oylar meclise yansımalı ve çıkarabiliyorsa bir milletvekili de çıkarmalıdır.
Şehirlere özel milletvekilliği
"Şehirlere özel" milletvekilliğinin de yanlış olduğunu düşünüyorum. Seçilen milletvekilleri esasında "Türkiye" milletvekilleridir ve illerine değil Türkiye'ye hizmet etmeleri gerekmektedir. Kendi doğduğu, kendini borçlu hissettiği şehire özel bir ilgisi ve katkısı olabilir bunun sakıncası yok. Ama Türkiye'ye hizmet esas amaç olmalıdır. İstanbul milletvekili, Ankara milletvekili, İzmir milletvekili vb kavramları bu yüzden yanlış buluyorum.
Partilerin şehirler bazında değil Türkiye bazında aldıkları oylara göre milletvekilleri çıkarmasını savunuyorum. Biz şehirlere özel milletvekili değil "Türkiye Büyük Millet Meclisi"ne vekil seçiyoruz. İllere meclis üyesi seçmek için zaten yerel seçimler var. Dolayısıyla genel seçimlerde Türkiye bazında alınan oylar geçerli olmalı. Baraj sıfır olduğunda zaten milletvekili pazarlığı ve ittifaklara gerek kalmayacaktır. Bu da son seçimde özellikle CHP aleyhine tartışılan hususu ortadan kaldıracaktır.
Mevcut sistemde şehirlere göre milletvekilleri belirlendiği zaman o şehirlerde "artık oylar" oluşuyor. Bu oylar oradaki seçmenin oy vermediği, o şehirde en yüksek oy alan parti veya partilere gidiyor ve hak etmediği halde fazladan milletvekili çıkarıyorlar. Örneğin 1 milletvekili çıkarmak için 40 bin oy gerekiyorsa, parti 79.999 oy aldıysa o partinin 40 binden sonraki oyları başka partiye yarıyor.
Bu yüzden Türkiye milletvekilliği, sıfır baraj ve artık oyların değerlendirilmesini öneriyorum.
Şimdi şunu sorabilirsiniz elbette.
O zaman partiler milletvekili listelerini nasıl oluşturacaklar?
Mevcut sistemde partiler hangi şehirden milletvekili adayı çıkarmak istiyorsa o ilin kontenjanı kadar veya kendilerince o ilden çıkaracağı maksimum milletvekili kadar ismi içeren bir liste hazırlıyor. Tabii burada sıkıntılar da çıkıyor. Listede altlarda olanlar, seçilemeyecek olacağını bilenler memnun olmuyor. Ya küsüp partiden istifa ediyor ya da seçim için partisi adına çalışmıyor. Yani milletvekili listesi belli bir sıradan sonra aslında tamamen şeklen dolduruluyor.
Benim bu konudaki önerim şu. Partiler şehirlere özel değil, Türkiye'ye özel, bir bütün halinde 600 milletvekili için bir liste hazırlar. Bu listenin sıralaması asla bir seçilme sıralaması olmamalı, alfabetik sıralama olmalı ve YSK ya bu şekilde sunulmalıdır.
Seçim sonuçları kesinleştiğinde partilerin aldıkları oy sayısı ve çıkaracakları milletvekili sayısı netleştiğinde o zaman partilere süre verilir, partiler de bir iki gün içinde, milletvekillerinin isimlerini açıklar.
Böylelikle seçim öncesi, ben şu ilden kaçıncı sıradayım, seçilecek sırada mıyım, yoksa seçilemeyecek sırada mıyım tartışması da olmaz. Parti liderleri de o baskıyı seçim sürecinde yaşamaz. Bütün adaylar partisi için çalışır. Siyasi partiler kaç milletvekili çıkarmaya hak kazandıysa kısa zamanda içinde milletvekili isimlerini netleştirir.
Önerdiğim sistemde hiç bir oy ziyan olmaz. Mecliste çok daha fazla parti, kendisine oy verenleri temsil eder. Koalisyonlardan korkmak, halktan korkmak demektir. Hele Türkiye gibi demokrasinin tam olarak oturmadığı ülkelerde koalisyon bir yerde emniyet supabı, kontrol mekanizmasıdır diye düşünüyorum.
Milletvekilleri sonuçta şehirleri değil ülkeyi yönetecektir. Şehirlerin nüfusuna göre çıkaracakları milletvekilleri sayısını belirlemenin de yanlış olduğunu düşünüyorum. Bazı şehirlerde milletvekili olmak için başka illere göre daha az oy almak gerekiyor. Milletvekili olmak için gerekli oy sayısı ilden ile değişiyor. Bu da garip bir durum, eşitlik ilkesine aykırı. Nüfusu çok olup daha fazla milletvekili çıkaran iller mi Türkiye’yi yönetecek? Ya da bazı illerdeki seçmenler daha mı değerli ki böyle bir sistem var?
14 Mayıs 2023 seçiminin Yurtiçi ve yurtdışı kesin sonuçları YSK tarafından aşağıdaki şekilde açıklandı.
Sıfır baraj simülasyonu
Sıfır baraj, artık oyların değerlendirilmesi ve Türkiye milletvekilliği önerimi 14 mayıs 2023 seçim sonuçlarına uyguladım ve bir simülasyon yaptım.
Seçimde bağımsızlar dahil geçerli oy sayısı: 54.442.588
1 milletvekilliği için gerekli oy sayısı:
54.442.588/600= 90.737
Eşitlik ilkesi bakımından; bağımsız milletvekili olmak isteyenler için de aynı oy sayısı gerekli olmalı ve aday, sadece bir ilden değil tüm Türkiye’den oy alabilmelidir. Mevcut durumda bağımsız milletvekili seçilmek için gerekli olan oy sayısı o şehirdeki seçmen sayısına göre değişkenlik gösteriyor. Bu da adaletsiz bir durum bence. O adayı, tüm Türkiye'de destekleyecek seçmenler de olabilir. Bağımsız adaya Türkiye’nin her yerinden oy verebilmesi mümkün olmalı, çünkü seçilen kişi Türkiye milletvekili olacaktır.
Buna göre, benim önerimde partilerin aldıkları oylara göre milletvekili çıkaran partiler ve milletvekili sayılarını ve YSK sonuçlarını tabloda aşağıda belirttim, farklılığı göreceksiniz.
1965 seçiminde uygulanan milli bakiye sisteminde artık oy sayısı geçerli oyların yaklaşık yüzde 25 idi. Çünkü halen de uygulandığı gibi her il birer seçim bölgesi olarak kabul edilmişti. Benim önerdiğim sistemde ise tüm Türkiye tek bir seçim bölgesi olarak kabul edildiği için artık oy sayısı hem sayısal olarak daha az hem de oransal olarak çok çok düşük, yüzde 2 seviyesinde kaldı.
İlk aşamada dağıtamadığım 14 milletvekilini bu artık oy sayılarına göre dağıtmak için partileri büyükten küçüğe sıraladım. İlk 14 partiye birer milletvekili verdim. Belki, artık oyları kullanarak, milletvekillerini dağıtırken başka daha adil bir yöntem de uygulanabilir. Bunu şimdilik konunun uzmanlarına bırakıyorum, üzerinde çalışılabilir. Aslında şu aşamada bu çok ta önemli değil bence, küçük bir detay şimdilik. Çünkü esas adaletsizlik milletvekillerinin ilk başta dağıtılmasında oluyor.
Mevcut seçim sisteminde partilerin aldıkları oylara göre kazandıkları milletvekili sayılarındaki büyük adaletsizliğe şöyle örnek vereyim...
YRP 1.527.048 oy almış. YSK'na göre 5 milletvekili çıkarmış. Zafer partisi ise 1.216.399 oy almış. Ama YSK'na göre sıfır milletvekili... Keza MHP, YRP nin 3,6 katı oy almış. Ama YRP 5 milletvekili alırken MHP 10 katı 50 milletvekili çıkarmış.
YSK sonuçlarına dikkatle bakıldığı zaman partilerin aldıkları oy sayıları ve alınan/alınamayan milletvekili sayıları görülecektir.
Mevcut seçim sistemi ile partilerin aldığı oy yüzdesi ve kazandığı milletvekili sayısının yüzdesini ve benim önerdiğim sıfır baraj ile kazandıkları milletvekili sayısının yüzdelerini de aşağıda karşılaşma amacıyla veriyorum.
Sıfır baraj olunca, seçimde Türkiye genelinde aldıkları oy oranı neyse kazandıkları milletvekili sayısının oranı da neredeyse bire bir aynıdır. Temsilde adalet anlayışı bunu gerektirir. Bunun aksini kabul etmek mümkün değil. Bu mevcut sistemde, en yüksek oy alan parti/partiler, hak etmediği halde ve seçmen onlara oy vermediği halde milletvekili kazanıyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %36,62
MV 268 • Oranı %44,6
Sıfır baraj:
MV 214 • Oranı %35,66
Cumhuriyet Halk Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %25,35
MV 169 • Oranı %28,2
Sıfır baraj:
MV 152 • Oranı %25,3
Milliyetçi Hareket Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %10,07
MV 50 • Oranı %8,33
Sıfır baraj:
MV 61 • Oranı %10,1
İYİ Parti
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %9,69
MV 43 • Oranı %7,16
Sıfır baraj:
MV 58 • Oranı %9,66
Yeşil Sol Parti (HDP)
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %8,82
MV 61 • Oranı %10,16
Sıfır baraj:
MV 53 • Oranı %8,83
Memleket Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %0,92
MV 0• Oranı %0
Sıfır baraj:
MV 6 • Oranı %1
Zafer Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %2,23
MV 0 • Oranı %0
Sıfır baraj:
MV 13 • Oranı %2,16
Genç Parti
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %0,21
MV 0 • Oranı %0
Sıfır baraj:
MV 1• Oranı %0,16
Büyük Birlik Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %0,97
MV 0 • Oranı %0
Sıfır baraj:
MV 6 • Oranı %1
Yeniden Refah Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %2,80
MV 5 • Oranı %0,83
Sıfır baraj:
MV 17 • Oranı %2,83
Türkiye İşçi Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %1,76
MV 4 • Oranı %0,66
Sıfır baraj:
MV 11 • Oranı %1,83
Adalet Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %0,20
MV 0 • Oranı %0
Sıfır baraj:
MV 1 • Oranı %0,16
Sol Parti
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %0,14
MV 0 • Oranı %0
Sıfır baraj:
MV 1 • Oranı %0,16
ANAP
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %0,12
MV 0 • Oranı %0
Sıfır baraj:
MV 1 • Oranı %0,16
Türkiye Komünist Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %0,12
MV 0 • Oranı %0
Sıfır baraj:
MV 1 • Oranı %0,16
Vatan Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %0,10
MV 0 • Oranı %0
Sıfır baraj:
MV 1 • Oranı %0,16
Millet Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %0,10
MV 0 • Oranı %0
Sıfır baraj:
MV 1 • Oranı %0,16
Hak ve Özgürlükler Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %0,08
MV 0 • Oranı %0
Sıfır barajda:
MV 1 • Oranı %0,16
Adalet ve Birlik Partisi
Mevcut seçim sistemi:
Oy Oranı %0,20
MV 0 • Oranı %0
Sıfır baraj:
MV 1 • Oranı %0,16
Bu son seçimde mevcut seçim sistemi ile aldıkları oylara göre AKP 54 milletvekili; CHP 17 milletvekili ve HDP de 8 milletvekili fazla aldılar. Yani toplam 79 milletvekili hak etmedikleri halde bu 3 partiye gitti. Halbuki bu 79 milletvekilliği aşağıdaki partilere şöyle eklenmeliydi.
MHP +11
İyi Parti +15
Memleket Partisi +6
Zafer Partisi +13
Genç Parti +1
BBP +6
YRP +12
TİP +7
Adalet Partisi +1
SOL Parti +1
ANAP +1
TKP +1
Vatan Partisi +1
Millet Partisi +1
Hak ve Özgürlükler Partisi +1
Adalet ve Birlik P. +1
Sonuçta meclis tablosu yukarıdaki gibi olmalıydı. Tablodan da anlaşılacağı üzere bu seçim sisteminde en avantajlı olan parti AKP oldu.
Sonuç olarak, genel seçimlerde, toplumun tüm kesimlerinin mecliste oransal temsili sağlanmalı ve kimse “oylar boşa gitmesin” diyerek asıl tercihi dışında bir adaya zorlanmamalı görüşünü savunuyorum.
Bu amaçların sağlanması için seçim barajı mutlaka tamamen kaldırılmalıdır. Türkiye tek bir seçim bölgesi olarak kabul edilip, Türkiye milletvekilliği kavramının hayata geçirilmesi ve artık oyların değerlendirilmesinin de buna göre yapılması son derece önemlidir.
Umarım bir gün tamamen adil, halkın tercihlerinin meclise bire bir yansıdığı, temsilde adaletin sağlandığı, demokratik bir şekilde yapılan seçimler sonucunda Türkiye’de gerçek bir cumhuriyet yönetim şekli hayata geçer.