KASIMARALIK2024
RAHMİ KOÇ MÜZESİ
Rahmi M. Koç Müzesi çevre duyarlı sanata kapılarını açtı 30. kuruluş yıldönümünü kutlayan Rahmi M. Koç Müzesi, “Sanat ve Dönüşüm” sergisine sahne oluyor. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü ve Arçelik Back2Life Sürdürülebilir Sanat Atölyesi iş birliğiyle gerçekleştirilen sergi, atık malzemelerden hayat bulan heykellerden oluşuyor. Rahmi M. Koç Müzesi, 30. yılına özel olarak hazırladığı “Sanat ve Dönüşüm” sergisiyle sürdürülebilirlik ve sanatı bir araya getiriyor. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü ve Arçelik’in Back2Life Sürdürülebilir Sanat Atölyesi’nin iş birliğiyle gerçekleştirilen sergi, 22 Ekim Salı günü kapılarını açtı. Serginin ana temasını, endüstriyel ve elektronik atıkların sanatın dönüştürücü gücüyle yeniden yorumlanması oluşturuyor. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda Heykel Bölüm Başkanı olan Prof. Rahmi Atalay, serginin, sürdürülebilirliğin sanatsal ifade ve toplumsal bir değer taşıdığını vurguluyor. Prof. Atalay, “Sergideki eserler, izleyicilere işlevini yitirmiş malzemelerin estetik potansiyelini keşfetme imkânı sunarken, insan ve doğa arasındaki bağı sorgulatan güçlü bir mesaj veriyor” dedi. Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu serginin endüstriyel atıklara sürdürülebilir odaklı tasarımlarla hayat veren eserlerle yeni bir bakış açısı getirdiğine dikkat çekti ve şöyle konuştu: “Sergi, dönüşümün sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda sanatsal bir ifade ve toplumsal değer olduğunu vurguluyor. Koç Topluluğu olarak, sürdürülebilirlik yaklaşımımıza yeni boyut kazandıran bu sergiye katkıda bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Endüstriyel ve kültürel mirasımızın önemli örneklerinin yer aldığı Rahmi Koç Müzesi’nin 30. kuruluş yıl dönümünde sanatın ve sanayinin güçlerinin birleşimiyle kıymetli bir sergi ortaya çıktı”
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.