OCAKSUBAT2025
DR. OKTAY DİKMEN
Doğayı, sanatı ve insanı seven bir protest Dr. Oktay Dikmen “Yaşamımızın da baharı müjdeler gibi doğup, solmaya fırsat bulamadan en güzel haliyle dökülen sakura çiçekleri gibi olduğunu hiç unutmadan, yaşadığımız her anı yudum yudum içip onu anlamlı kılmalıyız.” Ancak böyle bir düşünce ve bu düşünceyi elinden geldiğince hayata geçirenler bir ülkenin, bir şehrin belleğinde yer edinebilirler. Oktay Dikmen yukarıdaki sözlerini son kitabı “Sakuralar”da satırlara dökmüş olsa da hayatını anlamlı kılmak için çabalamış, İzmirli bir aydın olarak belleklere yerleşmiş. Yarım asırlık hekimlik hayatı boyunca sadece çocuklara şifa dağıtmakla kalmamış, toplumun her türlü sorunlarıyla ilgili düşünce üreten ve eylemler gerçekleştiren bir protest olarak sesini daima haklıdan yana yükseltmiş. Oktay Dikmen, 1940 yılında başlayan yaşamı boyunca içinde yaşadığı toplumun tüm dinamiklerini gözlemlemiş, acılarına ve sevinçlerine ortak olmuş, sorunlarına çözüm üretmek için çabalamış, kafa yormuş, yazıp çizmiş, fikir üretmiş ve tüm bu birikimlerini kitaplaştırmış bir doğa ve sanat dostu. “Zamanı Yaşamak”, “Kendimce”, en son çıkan “Sakuralar” kitapları ve yazma serüveni üzerine söyleştik kendisiyle.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.