EYLULEKIM2025
HİPPOİ İLE HOMEROS’UN İZİNDE
TARİHLE RÜZGÂRI BULUŞTURAN YOLCULUK: HİPPOİ İLE HOMEROS’UN İZİNDE 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği, Homeros’un Odysseia destanında anlatılan epik deniz yolculuğunu, antik çağ teknikleriyle yeniden inşa edilen bir gemiyle hayata geçiriyor. 10 yıl süren Truva Savaşı’nın ardından Akdeniz uygarlıkları için karanlık çağlar başlamış, yazı unutulmuş, medeniyet çöküşün eşiğine gelmişti. İşte bu dönemde, Homeros’un hayalinde bir yolculuk doğdu: Truva’ya, Bozcaada’ya giderek büyük savaşı yerinde anlamak, ozanlardan dinlemek ve bu hikâyeyi ölümsüzleştirmek. Dünya edebiyatının temellerini atacak olan bu epik anlatı, bir tekneye ihtiyaç duyuyordu. Ama herhangi bir tekneye değil. Başında barışı simgeleyen at başı figürü olan, hem yelkenle hem kürekle yol alabilen, alfabenin taşıyıcısı bir tekneye. 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği Başkanı Mualla Erkurt yolculuğu şöyle tarif ediyor; “Bu yolculuk yalnızca tarihsel bir canlandırma değil aynı zamanda geçmişin mirasıyla geleceğin vizyonunu birleştiren bir çağrıdır. Savaşın karanlığından barışın ve bilginin ışığına yapılan bir geçiştir. İlyada Destanı’nda anlatılan ve Atinalılar tarafından Troya kıyılarına bırakılan tahta at figürünün, aslında dönemin denizcilik geleneğinde yer alan at başlı Hippoi teknelerinden biri olabileceğini düşünüyoruz. Homeros’un hayalini bugünün dünyasında yeniden kurmak ve geçmişin bilgeliğini geleceğe taşımak için Ege’nin rüzgârına ve ozanların sesine kulak veriyoruz. Bu yolculuk, yalnızca bir rota değil; bir kültür, bir hafıza ve bir medeniyet çağrısıdır.” Projenin ana destekçisi konumunda olan Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl ise “Rüzgar, binlerce yıldır sadece yelkenleri değil, insanlığın hayal gücünü ve keşif arzusunu da taşıyor. Bugün ise aynı rüzgar, bizim için yenilenebilir enerjiye, sürdürülebilir bir geleceğe ulaşmanın en güçlü sembollerinden biri. Antik çağların denizcilerini taşıyan bu yelkenli, bize geçmişin bilgeliğini hatırlatırken, biz de rüzgar yatırımlarımızla geleceğe yön veriyoruz. ‘Hippoi ile Homeros’un İzinde’ projesine ana destekçi olarak katkı sunmaktan ve bu projede ülkemize çok değerli katkıları olan 360 Derece tarih Araştırmaları Derneği ile çalışmaktan gururluyuz; çünkü bu yolculuk, kültürle, tarih ile ve doğayla kurduğumuz bağın bir yansımasıdır” şeklinde konuştu. 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği, bu projelerle tarihsel belleği yeniden canlandırma konusunda Türkiye’nin öncü kurumlarından biri olmayı sürdürüyor. Dernek bugüne kadar Uluburun Gemisi, Kybele Bireme Gemisi ile Foça Marsilya Tarihe Yolculuk, Dikişli Yapısıyla Kiklad Kayığı, Sualtı Arkeoparkı gibi tarihsel ve kültürel açıdan son derece değerli projelere imza attı. Her biri bilimsel temellere dayanan ve akademik kurumlarla iş birliği içinde gerçekleştirilen bu çalışmalar, geçmişin izini sürerken bugünün insanına yeni bakış açıları kazandırmayı hedefliyor. Fenikeliler ve Hippoi Tekneleri Akdeniz’in usta denizcileri Fenikeliler, denizlerle kurdukları güçlü bağın simgesi olarak “Hippoi” teknelerini kullanmaktaydılar. Pruvasındaki at başı figürüyle tanınan bu tekneler, hız, güç ve koruyuculuğun simgesiydi. Hem ticaret hem keşif amacıyla kullanılan Hippoi tekneleri sayesinde Fenikeliler, Levant kıyılarından Kuzey Afrika’ya, İber Yarımadası’ndan Britanya’ya kadar uzanan bir etki alanı kurdu. Bu tekneler, sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda Fenike kültürünün denizle bütünleşen ruhunun bir yansımasıydı. Bugün Hippoi, Fenikelilerin denizcilik dehasını ve Akdeniz tarihindeki izlerini hatırlatan güçlü bir simge olarak anılmaktadır.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.