HAZIRAN2021 Prof. Dr. Levent Kırılmaz
Evrensel (Spritüel) yasalar
Mevcut beşeri yasalar şüphesiz bir toplumsal uzlaşma ve düzenin temelini oluştururlar. Ancak bu yasalar, varoluşun temelini oluşturan evren yasalarının yanında oldukça sönük kalırlar. Bu evren yasaları sosyal hayata uyarlandıklarında ve uygulandıklarında, yıldızlar ve pusula gibi bizlere de yol gösterici prensipler haline gelirler. Örneğin şiddetli bir rüzgâr karşısında eğilen bir ağacı gözlemleyerek ve sadece sert dalların kırıldığını görerek, ağaçtan ve rüzgârdan teslim olmanın, kabullenmenin sırrını ve esnekliğini, direnmemenin gücünü öğrenebiliriz. Evrende evrensel kurallar vardır. Kuralları çiğnersek bunun bedelini ve dersini, yarınlarınız için kabullenmişiz demektir. Evrensel bir kuralı çiğnediğinizde, bu kuralla edineceğiniz dersi öğrenene kadar aynı olayı farklı versiyonları ile ve farklı kişilerle yaşamaya devam edersiniz. Bir birey için, çiğnenmeyecek tek kural olmalıdır: ZARARSIZLIK. Dünyadaki yaşam bir takım oyunudur. Bu oyuna katılıp katkıda bulunabilmek için kuralları öğrenmek son derece önemlidir. Herkesin kendi kafasına göre hareket ettiği bir maç meydan savaşına dönüşürdü. Bunun için kurallar oyunculara önceden öğretilir. Aynı şekilde doğmadan önce bize de evren yasaları (spiritüel yasalar) öğretilmektedir. Bu yasaları anlayıp onlara uygun yaşayarak dünyada cennetimizi yaratabiliriz. Ama insanlar bu yasaları unuttuğu ya da onları göz ardı etmeyi tercih ettiği için dünyadaki yaşam bir meydan kavgasına dönüşmüş durumdadır. İnsanlar bu oyunu binlerce yıldır yaramaz çocuklar gibi kargaşa yaratarak oynamaktadır. İlişkiler ihtiyaç ve kontrol arzusuna göre şekillenmiş, başarı kavramı maddi kazanımlar ve mal varlıkları ile tanımlanmıştır. Öfke, acı ve korku baskın duygular olmuştur. İnsanlar varlıklarını gereğinden fazla ciddiye  aldıklarında, kendilerine ve diğerlerine yönelik eleştirel  ve yargılayıcı tutumlar benimsemektedirler. Birçoğu gergin ve kontrolden çıkmış gibi hissetmektedir. Sık sık var oluşlarını haklı çıkarmaya ya da üstünlüklerini kanıtlamaya ihtiyaç duydukları için yaşam, bir güç mücadelesine dönüşmüş, uyumsuzluk hüküm sürmüştür. Yeni çağ anlayışı ile Dünya’daki ortak bilinç değişim sürecine girmiştir. Artık insanları sadece ihtiyaçlar ve açgözlülük tatmin etmiyor. İnsanlık daha iyi bir yaşam biçimine özlem duyuyor. Buna ulaşabilmek için kuralları öğrenmemiz, işbirliği yapmamız ve oyunu bu kurallara göre oynamamız gerekir. Spiritüel yasalara uygun yaşayarak aydınlanmaya ulaşabiliriz. Bir olduğumuzu, teklik hissini tecrübe edip sevgi, şefkat ve güven içinde yaşayabiliriz. En büyük mutluluğumuz insanlığa ve evrene hizmet etmektir. Dünyadaki cennet budur. Bu sayede mutlu, huzurlu ve uyumlu bir yaşam sürebiliriz. Dünya özgür iradenin geçerli olduğu bir yerdir. Yasalara uymayı ya da uymamayı da seçebiliriz; ancak onlara uyarsak ödüllendirilir, uymazsak sonuçlarına da katlanmak zorunda kalırız. Hayatımızdaki hangi olayların özgür seçimlerimizin sonucunda şekillendiği ve hangilerinin kaçınılmaz olduğu merak konusudur. Belli başlı bazı kararları dünyaya gelmeden önce yüksek benliğimiz vermiştir. Ruhumuz bu seçimleri, gelişmek için ihtiyaç duyduğumuz deneyimleri göz önünde bulundurarak yapmaktadır. Ruhumuzun, ihtiyaç duyduğu meydan okuma ile yüzleşebilmesi için bazen geçimsiz ebeveynlerin çocuğu olarak dünyaya gelmeyi seçmesi mümkündür. Evleneceğiniz kişi ile karma borcunuzu ödemek için ya da beraber mutlu olma hakkını kazandığınız için tanışmanız da mümkündür. Ruhunuzun ölümü tecrübe etmeye ihtiyacı varsa bir yakınınızın zamansız ölümü ile yüzleşmeniz olasıdır. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bütün bunlar dünyaya gelmeden önce verilmiş kaçınılmaz kararlardır. Fakat güzel olan şudur ki, tüm bu durumlarla nasıl başa çıkacağımız konusunda özgür seçimler yapabilir, hayatımızdaki diğer konular hakkında bazı kararlar verebiliriz. Bu durum Dünya turuna çıkmaya benzer. Yola koyulmadan önce uğramayı belirlediğiniz ülkeler, biletini önceden aldığınız uçaklar, yer ayırttığınız oteller bellidir. Zamanın geri kalanını ne şekilde kullanacağınız ise tamamen size kalmıştır. Dünyadaki yolculuğunuzda, neyi başarmaya niyetlendiğiniz konusunda bir fikir edinmeye başladığınızda, yaşam amacınız netleşir, belirginleşir, bu da sizin neşe kaynağınız olur. Hepimiz fiziksel bir bedende yaşamı tecrübe etmek üzere enkarne oluruz. Dünya bir gizem okuludur ve burada dersler birtakım durumların veya belirli insanların biçimine bürünerek karşımıza çıkmaktadır. Yaşam koşullarımızla başa çıkma yöntemimiz, sınavları geçip geçmediğimizi belirlemektedir. Tüm testlerimize şefkatle ve anlayışla yaklaşarak üstatlık mertebesine erişebiliriz. Dünyada enkarne olan herkesin hedefi burada öğretilen tüm derslerde uzmanlaşarak yükselişe ya da aydınlanmaya ulaşmaktır. Birbirimizi incitirsek ya da zarar verirsek karma döngüsüne katılarak geri ödememiz gereken bir borcun yükümlülüğü altına gireriz. Bu sebepten üstatlık mertebesine ulaşmak için birçok kez yeniden dünyaya gelmemiz gerekebilir. Her şey ışıktır, ışık enerjidir. Fiziki bedenimiz, bilincimizin enerjisi ile inşa edilmiştir. Bu bilinç sadece bu yaşamdaki bilincimiz değildir. Her ruh Dünya’da sadece bir kez yaşasaydı, bazıları çok sağlıklıyken bazılarının engelli ya da hasta olarak doğması, erken yaşta ölmesi vs adil olmazdı. Bedenimiz ruhumuzun birçok yaşam boyunca kazandığı bilinçle şekillenmiştir, spiritüel açıdan her şey mükemmeldir. İnsan bedeninde yaşamayı tecrübe etmek için buradayız, bazı fiziksel seçimler biz doğmadan önce ruhumuz tarafından yapılır, fiziksel engeller olarak da kendini gösterebilir. Ruhumuz sıklıkla aynı insanlarla ve benzer durumlarla karşılaşarak aynı zorlukları yeniden göğüslememizi ya da çözülmemiş meseleleri sonuca ulaştırmamızı istediği için Dünya’ya geri döner. Çünkü Dünya evrendeki çok özel bir öğretim kurumudur. Burada duygular ve maddiyat üzerine başka hiçbir yerde alamayacağımız dersler alırız. Zihinsel ve duygusal durumunuza göre şekillenen fiziksel bedenimiz de vardır. Doğduğumuzda dünyadaki ya da başka bir yerdeki spritüel bağlantımızı ve geçmiş tecrübelerimizi unuturuz. Dünya’daki görevimiz, kim olduğumuzu hatırlamaktır. Birçok kişinin ruhları derin  uykudadır ve spiritüel varlıklar olduklarının bilincinde değillerdir. Yüksek benlikleri onları uyandırmak ve gerçeği aramak üzere yola koyulmalarını sağlamak için karşılarına çeşitli zorluklar ve acılar çıkarmaktadır. Spiritüel gelişim için bir fırsat penceresi aralanmıştır.