KASIM2018 Ayse Perin (Tatari)
Portekiz Sinagogu
Geçtiğimiz günlerde, farklı zamanlarda iki aktivite nedeni ile Portekiz Sinagogunda bulundum… Birincisi;3 Kasım 2018 öğleden sonrasında İzmir Kültür ve tarih Araştırmaları Derneği tarafından düzenlenen panel idi. Konusu “Türk Basınında Tefrika Romanlar Devri”…Konuşmacılar: Yılmaz Karakoyunlu(yazar) Dr. Ali Serdar(öğretim üyesi)Destekçiler: Konak Belediyesi, Egiad,Tarkem ve Kentimiz İzmir Derneği… Günümüzde; Egiad Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Merkezi olarak adlandırılan-tarihi Portekiz Sinagogu- yeni restore edildi. Havra Sokağı’ndan az sonraki dar bir girişten birkaç basamak inerek karşımıza çıkan Sinagog;un EGİAD ve Musevi Cemaati Vakfı işbirliği ile açılış töreni gerçekleşti geçtiğimiz günlerde…Yapı İzmir’deki tüm sivil toplum kuruluşu, şirket, oda ve kurumların, sosyal ve kültürel etkinlikleri ile iş toplantıları için ev sahipliği imkanı veriyor… Smyrna Agorası’nın batısında Havra Sokağı yakınında yer alan yapının restorasyon süreci 2015’ten bu yana devam etmiş. Yapı 1976 yılında bir yangın sonrasında uzun süre depo olarak kullanılmış. Yangında iç mekân neredeyse tamamen yok olmuş. Portekiz Sinagog’u tahminen 17.yüzyılın başlarında kurulmuş olan ilk altı cemaatten biridir.1621 yılında, Haham Eskapa döneminde İzmir’de mevcut olan ilk altı sinagogtan biri olduğu düşünülmektedir. Sinagog’un adı, Portekiz’deki engizisyondan kaçıp Osmanlı İmparatorluğunda tekrar Müseviliğe dönen “ Marrano’lar” tarafından kurulduğunu gösterir. Mermer alınlık ve sütunlar arsından muhteşem bir girişi vardır. Mesihlik hareketinin öncüsü Sabetay Sevi, İzmir’de faaliyet gösterdiği yıllarda konunun odak noktası olmuştur. 3 Kasım öğleden sonrasında; yeni restore edilmiş bir mekâna girmenin heyecanı ile etrafı inceliyorum… Panele ilgi yoğun. Türk edebiyatında Tefrika Roman Tarihi (1831-1928)Projesi için 302 Süreli yayın taranmış…570 telif,784 çeviri roman bulunmuş… Araştırmalarda veya edebiyat tarihlerinde adı geçmeyen 239 telif roman ortaya çıkarılmış. Roman tefrikası geleneğinin, Türk basınının kültürel birikimine önemli katkıları olmuş.1940-50-60 yıllarında Türk dilinin usta yazarları geniş kitlelere ulaşmışlar… O yıllarda sadece tefrika romanlar aracılığı ile olmayıp, kısa öyküler, gezi ve inceleme yazıları, anılar aracılığı ile Türkçe’nin en seçkin örnekleri gazete sütunları vasıtası ile topluma erişmiş. 1946 yılında yayına başlayan Demokrat İzmir gazetesi,33 yıl boyunca okurlarını Türk Edebiyatının seçkin örnekleri ile buluşturmuş (Atilla ilhan, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Muzaffer İzgü, Halikarnas Balıkçısı… Gibi yazarların romanları ilk kez Demokrat İzmir’de tefrika edilmiş… Öyküleri, resimli hikâyeleri, dizi yazıları yayınlanmış. “Türk Basınında Tefrika Romanlar Devri” başlıklı panelde Yılmaz Karakoyunlu ve Ali Serdar, gazeteciliğin ve edebiyatın iç içe geçtiği bu devrin Türkçeye ve Türk Kültürüne katkısını tartıştılar… Yılmaz Karakoyunlu ve Dr. Ali Serdar’ın konuşmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü Aytaç Demirci yaptı. Panel bitiminde ”Bir Mücadele Gazetası- Aytaç Demirci-Yusuf Rıza Düvenci” adlı kitabı almak şansına sahip olduk.Kitap bir ülkenin yakın tarihini ve Türk basınının değişmeyen yazgısını mücadeleci bir gazetenin gözlerinden anlatıyor… Daniel Libeskind Dünyaca ünlü mimar Libeskind İzmir’deydi…8 Kasım 2018 Perşembe akşamüzeri Portekiz Sinagogunda bir resepsiyonda kendisi ile tanışmak imkânımız oldu(EGİAD Sosyal ve kültürel Etkinlikler Merkezi).TARKEM katkıları ile Kemeraltı, turizme yönelik aktif bir merkez olma yolunda başarı ile gelişiyor. Bu bağlamda bölgede kurulması planlanan Yahudi Müzesi projesi nedeni ile İzmir’e davet edilen ünlü mimar Libeskind; Müze projeleri ile de ünlü…1946 yılında Polonya’da doğmuş, Yahudi asıllı Amerikalı mimar-tasarımcı uluslararası üne sahip, pek çok ödüllerin sahibi. Eğitim hayatına müzik ile başlamış, virtüözlüğe kadar yükselmiş, mimarlık tutkusu ile müzik kariyerini yarıda bırakmış… Tasarımlarında toplumsal bağlamın ve amacın farkında olmuş, tarih ve mimarlık arasında kurduğu felsefi ilişki ile modern ve postmodern dönemlerden ayrışarak kendisine yeni bir yer edinmiş… Eşi Nina ile 1989 yılında kurduğu kendi adını taşıyan studio ile aynı yıl Berlin Yahudi Müzesi (Jewish Museum) mimari proje yarışmasını kazanmış, proje ile tarihe göndermeler yapmıştır. Proje inşa edilmiş; Yahudilerin başına gelen soykırımını; malzeme ve form ile birleştirip ifade etmiştir. Müze’ye giriş kapısı koymayarak tarihin kapısının olamayacağı vurgusuna dikkat çeker… Libeskind,2001 yılında yıkılan Dünya Ticaret Merkezi Kuleleri’nin (WTC Grand Zero) bölgesinin yeniden projelendirilmesi için yapılan yarışmada master plan yapmak için baş mimar olarak seçilmiştir. İstanbul Kartal’da çok katlı bir yapının mimarıdır… İstanbul’dan çok etkilenmiş ve şu sözleri sarf etmiştir” Kentsel dönüşüm yapılırken şehirdeki tarihi doku mutlaka korunmalıdır” . Biliniyor ki dünyanın önemli mimarlarının eserlerinin bulunduğu yerleşimler önem kazanır ve turizm merkezi haline gelir… Belki de Kemeraltı’nın Sinagoglar bölgesinde kurulacak olan bir Yahudi Müze’si Daniel Libeski adı ile dünyaca ünlü bir merkez olur.