AGUSTOS2019 Ayse Perin (Tatari)
“Picasso-Mediteranne”
“Picasso-Mediteranne”… Arkas Sanat Merkezi’nde Bu yüzyılın en varlıklı ve ünlü sanatçısı olarak hayata veda eden Picasso, yorulmak bilmeyen yaratıcılığı ve şaşırtıcılığı ile henüz hayattayken bile bir efsane olmuştu. Picasso bir dahi çocuktu-ve bunu ömrünün sonuna kadar sürdürdü. İkinci Dünya savaşından hemen sonra Picasso Fransa’nın güneyinde bir ev satın aldı ve buna karşılık bir natürmort verdi… Yaşamında sahip olmak istediği her şeyi, o şeyin resmini çizerek edebilirdi. 1912’de Provence ‘da, badanalı bir duvarın üstüne resim çizdiğinde, tablolarını satan galerici duvarı söktürüp resmi hiç zedelemeden Paris’e göndererek uzmanlarca tahta bir panel üzerine yeniden monte ettirmeğe değer bulmuştu. Picasso, yirmi sekiz yaşından itibaren para sıkıntısından kurtuldu. Otuz sekiz yaşından itibaren zengindi. Altmış beş yaşından sonra da artık o devrin deyimi ile milyonerdi… Seksen iki yaşında, şöyle demişti “resim benden daha güçlü, istediğini yaptırıyor bana”. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- …Picasso ve sanatı ile ilgim çocukluğumdan başlar… Küçük yaşlarda kendime en yakın hissettiğim sanatçıydı. Evdeki kitaplarda onun resimlerine sıklıkla bakardım. Özellikle de mavi dönemindeki sirk ve palyaçoları, akrobatları beni çok etkilerdi. Ortaokul yıllarımda Türkiye’deki tüm okullar arsında Nasrettin Hoca pul yarışması düzenlenmişti. Ben o zamanki ilk kübist çalışmam olan Hoca ve eşeği adlı kompozisyonu göndermiştim resim öğretmenim önderliğinde, resim birinciliği aldı ve pullara basıldı, Akşehir’e davet edildim… Çocukların ilgi alanları ne kadar önemli, tüm yaşamlarının şekillenmesinde… Evdeki bir kitabın sayfalarındaki Picasso’nun akrobat resimlerini kitaptan kesip çerçeveletip yazlık evin duvarına asmıştım… Sonraları elbette pek çok ressam ile gönül bağım oluştu ama kübizmi çok sevmiş olmamda ki Picasso tesiri hala üzerimde… Görsel sanatlarda Kübizm, erken Rönesans’ta yer alan devrim kadar büyük bir devrimdir. Geçtiğimiz günlerde bir sohbette Lucien Arkas “Eylül ayında İzmir’de Arkas Sanat Merkezi’nde “Picasso-Meditarenne” sergisini açıyoruz“ müjdesini verdiği an bütün zamanlarımdaki Picasso’ları hafızamda canlandırdım. Kitaplar, sergiler, müzeler, filimler ile birlikte kendi iç dünyamdaki retrospektifini sergiledim. Lucien Arkas’ın bu olağanüstü haberinin heyecanı; sergi açılıncaya kadar üzerimde… Sergiyi gezerken ki duygularım da elbette tarifsiz bir heyecan fırtınası tezahüründe olacaktır. 18 Eylül 2019- 05 Ocak 2020 tarihleri arasında Arkas Sanat Merkezi 20.yüzyılın en büyük ressamlarından Pablo Picasso’ nun eserlerine ev sahipliği yapacak. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerdeki Önemli kurumların yer aldığı” Picasso- Meditaranne” Projesi kapsamında düzenlenen sergiler serisinde Türkiye’yi Arkas sanat merkezi temsil edecek. Organizasyonun kapanış sergisi olma özelliğini de taşıyan Picasso & Gösteri Sanatları isimli sergi Picasso’nun gösteri dünyasını konu aldığı birçok önemli tablosu, tasarladığı kostümler, eskizler heykeller ve yaşamına dair fotoğraflar aracılığı ile gösteri sanatlarının “Picasso’nun sanatına olan etkisini” de mercek altına alacak. 20.yüzyılın sanat dehası olarak kabul edilen, Kübizm akımın öncüsü İspanyol ressam Pablo Picasso’ nun sahne sanatlarına yönelik çalışmalarını kapsayan küratöryel bir kurgu ile oluşturulan Picasso & gösteri sanatı sergisinde Picasso’nun sanat yaşamını derinden etkileyen gösteri dünyasının kapıları aralanacak. Paris Picasso müzesi, Fondation Julio Gonzales, Opera Garnier, ve Brüksel’ de yer alan Kontaxopoulos-Prokopechuk Koleksiyonu’ndan 83 eserin olduğu sergide sanatçının yazarlar şairler ve müzisyenler gibi pek çok sanatçıyla sürdürdüğü yakın bağları belgeleyen fotoğraflar da yer alacak. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerdeki önemli kurumların yer aldığı Picasso-Mediteranne, kültürler arası etkileşimi amaçlayan sergiler ve sempozyumlar bütünü olan organizasyonun kapanış sergisini gerçekleştirmek üzere Arkas sanat merkezi seçilmiş… İzmir’de ilk kez Picasso sergisi için imkân verilmiş. Arkas sanat merkezinde; modern sanatın pek çok alanına yol açan klasik gelenekleri yıkan bu çok önemli ve çok yönlü sanatçının farklı alanlarını gösteren eskizler heykeller resimler çizimler kostümler ve belgelerden oluşan bir sergi İzmir için son derece önemli. “Picasso-Mediterrane”,sanatçı ile Akdeniz arasındaki kuvvetli bağa dikkati çeken bir proje… Projenin ana odağı katılan her bir kurumun kimliğine saygı gösteren bir miras ve çağdaş bakış açısı ile sergiler serisi ve bir araştırma projesi oluşturmak. Amaç, özgünlüğünü koruyup projelerini birleştirici bir yaklaşımla geliştirmelerini sağlayarak sinerji yaratmak. İki kıyı arasında daha yakın bir bağ kurma arayışı içinde olan eşsiz bir kültürel deneyim sunan sanatçının çalışmalarına ve ona ilham veren yerlere olan yolculuğun arkasındaki itici güç “Picasso-Paris Ulusal Müzesi”dir. 45 adetten fazla monografik ve tematik sergi planlanmış... Bazıları Picasso’nun çağdaşları veya günümüz sanatçıları ile diyalog kurarken diğerleri teknik dönem veya yaşadığı çalıştığı yere odaklanıyor. Hepsi de Picasso’nun çalışmasına, Akdeniz bakış açısı ile yeni kişisel bir yaklaşım sunuyor. Bu gün bu proje dokuz ülkede özellikle ortak bir marka, grafik tüzük ve web sitesi aracılığı ile iletişimlerini koordine eden 70 kurumdan uluşuyor. Yönetim kurulları düzenli olarak düzenlenmekte ve prestijli mekânlardaki araştırma seminerleri etkinliği noktalamaktadır. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerdeki önemli kurumların yer aldığı Picasso-Méditerranée, kültürler arası etkileşimi amaçlayan, sergiler ve sempozyumlar bütünü olan organizasyonunun kapanış sergisini gerçekleştirmek üzere Arkas Sanat Merkezi’ni seçerek, İzmir’de ilk kez Picasso sergisinin düzenlenmesine olanak verdi. Arkas Sanat Merkezi’nde her bir sergi alanı; modern sanatın pek çok alanına yol açan, klasik gelenekleri yıkan bu çok yönlü sanatçının farklı uzmanlık alanlarını gösteren, eskizler, heykeller, resimler, çizimler, kostümler ve belgelerden oluşan bir seriye rehberlik edecek. Ayrıca sergide yer alan “Akrobat” tablosu, sanatçının insan vücudunu zamanında ötesinde bir form ile resmettiği, modern resmin önemli örneklerinden biri olma özelliği de taşımaktadır. “Picasso & Gösteri Sanatı” sergisine eşlik eden, konusunda uzman yazarların makalelerin yer aldığı sergi kataloğu, Picasso’nun eşsiz, çok yönlü çalışmalarını bir araya getirerek benzersiz bir kaynak olarak yerini alacak. Ayşe Tatari –Ağustos 2019 İZMİRLİFE Ağustos- 2019. “Picasso-Mediteranne”…Arkas Sanat Merkezi’nde Bu yüzyılın en varlıklı ve ünlü sanatçısı olarak hayata veda eden Picasso, yorulmak bilmeyen yaratıcılığı ve şaşırtıcılığı ile henüz hayattayken bile bir efsane olmuştu. Picasso bir dahi çocuktu-ve bunu ömrünün sonuna kadar sürdürdü. İkinci Dünya savaşından hemen sonra Picasso Fransa’nın güneyinde bir ev satın aldı ve buna karşılık bir natürmort verdi… Yaşamında sahip olmak istediği her şeyi, o şeyin resmini çizerek edebilirdi. 1912’de Provence ‘da, badanalı bir duvarın üstüne resim çizdiğinde, tablolarını satan galerici duvarı söktürüp resmi hiç zedelemeden Paris’e göndererek uzmanlarca tahta bir panel üzerine yeniden monte ettirmeğe değer bulmuştu. Picasso, yirmi sekiz yaşından itibaren para sıkıntısından kurtuldu. Otuz sekiz yaşından itibaren zengindi. Altmış beş yaşından sonra da artık o devrin deyimi ile milyonerdi… Seksen iki yaşında, şöyle demişti “resim benden daha güçlü, istediğini yaptırıyor bana”. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- …Picasso ve sanatı ile ilgim çocukluğumdan başlar… Küçük yaşlarda kendime en yakın hissettiğim sanatçıydı. Evdeki kitaplarda onun resimlerine sıklıkla bakardım. Özellikle de mavi dönemindeki sirk ve palyaçoları, akrobatları beni çok etkilerdi. Ortaokul yıllarımda Türkiye’deki tüm okullar arsında Nasrettin Hoca pul yarışması düzenlenmişti. Ben o zamanki ilk kübist çalışmam olan Hoca ve eşeği adlı kompozisyonu göndermiştim resim öğretmenim önderliğinde, resim birinciliği aldı ve pullara basıldı, Akşehir’e davet edildim… Çocukların ilgi alanları ne kadar önemli, tüm yaşamlarının şekillenmesinde… Evdeki bir kitabın sayfalarındaki Picasso’nun akrobat resimlerini kitaptan kesip çerçeveletip yazlık evin duvarına asmıştım… Sonraları elbette pek çok ressam ile gönül bağım oluştu ama kübizmi çok sevmiş olmamda ki Picasso tesiri hala üzerimde… Görsel sanatlarda Kübizm, erken Rönesans’ta yer alan devrim kadar büyük bir devrimdir. Geçtiğimiz günlerde bir sohbette Lucien Arkas “Eylül ayında İzmir’de Arkas Sanat Merkezi’nde “Picasso-Meditarenne” sergisini açıyoruz“ müjdesini verdiği an bütün zamanlarımdaki Picasso’ları hafızamda canlandırdım. Kitaplar, sergiler, müzeler, filimler ile birlikte kendi iç dünyamdaki retrospektifini sergiledim. Lucien Arkas’ın bu olağanüstü haberinin heyecanı; sergi açılıncaya kadar üzerimde… Sergiyi gezerken ki duygularım da elbette tarifsiz bir heyecan fırtınası tezahüründe olacaktır. 18 Eylül 2019- 05 Ocak 2020 tarihleri arasında Arkas Sanat Merkezi 20.yüzyılın en büyük ressamlarından Pablo Picasso’ nun eserlerine ev sahipliği yapacak. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerdeki Önemli kurumların yer aldığı” Picasso- Meditaranne” Projesi kapsamında düzenlenen sergiler serisinde Türkiye’yi Arkas sanat merkezi temsil edecek. Organizasyonun kapanış sergisi olma özelliğini de taşıyan Picasso & Gösteri Sanatları isimli sergi Picasso’nun gösteri dünyasını konu aldığı birçok önemli tablosu, tasarladığı kostümler, eskizler heykeller ve yaşamına dair fotoğraflar aracılığı ile gösteri sanatlarının “Picasso’nun sanatına olan etkisini” de mercek altına alacak. 20.yüzyılın sanat dehası olarak kabul edilen, Kübizm akımın öncüsü İspanyol ressam Pablo Picasso’ nun sahne sanatlarına yönelik çalışmalarını kapsayan küratöryel bir kurgu ile oluşturulan Picasso & gösteri sanatı sergisinde Picasso’nun sanat yaşamını derinden etkileyen gösteri dünyasının kapıları aralanacak. Paris Picasso müzesi, Fondation Julio Gonzales, Opera Garnier, ve Brüksel’ de yer alan Kontaxopoulos-Prokopechuk Koleksiyonu’ndan 83 eserin olduğu sergide sanatçının yazarlar şairler ve müzisyenler gibi pek çok sanatçıyla sürdürdüğü yakın bağları belgeleyen fotoğraflar da yer alacak. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerdeki önemli kurumların yer aldığı Picasso-Mediteranne, kültürler arası etkileşimi amaçlayan sergiler ve sempozyumlar bütünü olan organizasyonun kapanış sergisini gerçekleştirmek üzere Arkas sanat merkezi seçilmiş… İzmir’de ilk kez Picasso sergisi için imkân verilmiş. Arkas sanat merkezinde; modern sanatın pek çok alanına yol açan klasik gelenekleri yıkan bu çok önemli ve çok yönlü sanatçının farklı alanlarını gösteren eskizler heykeller resimler çizimler kostümler ve belgelerden oluşan bir sergi İzmir için son derece önemli. “Picasso-Mediterrane”,sanatçı ile Akdeniz arasındaki kuvvetli bağa dikkati çeken bir proje… Projenin ana odağı katılan her bir kurumun kimliğine saygı gösteren bir miras ve çağdaş bakış açısı ile sergiler serisi ve bir araştırma projesi oluşturmak. Amaç, özgünlüğünü koruyup projelerini birleştirici bir yaklaşımla geliştirmelerini sağlayarak sinerji yaratmak. İki kıyı arasında daha yakın bir bağ kurma arayışı içinde olan eşsiz bir kültürel deneyim sunan sanatçının çalışmalarına ve ona ilham veren yerlere olan yolculuğun arkasındaki itici güç “Picasso-Paris Ulusal Müzesi”dir. 45 adetten fazla monografik ve tematik sergi planlanmış... Bazıları Picasso’nun çağdaşları veya günümüz sanatçıları ile diyalog kurarken diğerleri teknik dönem veya yaşadığı çalıştığı yere odaklanıyor. Hepsi de Picasso’nun çalışmasına, Akdeniz bakış açısı ile yeni kişisel bir yaklaşım sunuyor. Bu gün bu proje dokuz ülkede özellikle ortak bir marka, grafik tüzük ve web sitesi aracılığı ile iletişimlerini koordine eden 70 kurumdan uluşuyor. Yönetim kurulları düzenli olarak düzenlenmekte ve prestijli mekânlardaki araştırma seminerleri etkinliği noktalamaktadır. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerdeki önemli kurumların yer aldığı Picasso-Méditerranée, kültürler arası etkileşimi amaçlayan, sergiler ve sempozyumlar bütünü olan organizasyonunun kapanış sergisini gerçekleştirmek üzere Arkas Sanat Merkezi’ni seçerek, İzmir’de ilk kez Picasso sergisinin düzenlenmesine olanak verdi. Arkas Sanat Merkezi’nde her bir sergi alanı; modern sanatın pek çok alanına yol açan, klasik gelenekleri yıkan bu çok yönlü sanatçının farklı uzmanlık alanlarını gösteren, eskizler, heykeller, resimler, çizimler, kostümler ve belgelerden oluşan bir seriye rehberlik edecek. Ayrıca sergide yer alan “Akrobat” tablosu, sanatçının insan vücudunu zamanında ötesinde bir form ile resmettiği, modern resmin önemli örneklerinden biri olma özelliği de taşımaktadır. “Picasso & Gösteri Sanatı” sergisine eşlik eden, konusunda uzman yazarların makalelerin yer aldığı sergi kataloğu, Picasso’nun eşsiz, çok yönlü çalışmalarını bir araya getirerek benzersiz bir kaynak olarak yerini alacak.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.