SUBAT2020 Ayse Perin (Tatari)
Beethoven ve Ruhsal Yol
“Müzik, insandan ateş çıkartmalı” demişti Beethoven… İnsanlığa müziği armağan eden ve müziği ile ateş çıkaran büyük müzisyenin 250.doğum yılında, onu anmak için bir yazı yazmak istedim. Büyük bestecinin müziği, bizi değiştirebilme gücüne, yani bilincimizde devrim yaratma potansiyeline sahiptir. Beethoven bir devrimciydi, onun devrimleri psikolojik ve ruhsaldı. Müziğin, kişinin ruhuyla temasa geçme gücünü ve bu temasın kişiyi dönüştürdüğünü biliyordu. Sanat anlayışı zamanın çok ilerisindeydi, en büyük eserlerini bestelerken bunları gelecek nesiller için yaptığının bilincindeydi. 29 yaşlarında, bir piyano virtüözü olmayı ümit ederken sağır oldu… Bütün hayalleri yıkılmıştı, sağırlığı ağırlaşırken içsel işkenceler çekmeğe başlamıştı. Günlüğünde şöyle yazmıştı “Derdini düşünmemek için yapabileceğin en iyi şey kendini meşgul etmek”. Elli yaşına geldiğinde artık tamamıyla sağırdı yazarak anlaşıyordu insanlarla… Mutsuz ve bakımsızdı. Son on yılına ait düzinelerle yazdığı mektup zamanımıza kadar gelmiştir. Sosyal hayatını, tüm hazlarını sanatına feda etmiş olduğu zamanlardı… Sıklıkla yoksulluğun içine düşüyordu, zira bir hamisiz çalışan ilk besteciydi… Ancak bu özgürlük onun ilhamına ve ilahi misyonuna göre beste yapması için gerekliydi. Viyana aristokrasisinden bazı kişiler ona bir gelir bağlamışlardı ancak bazı sebeplerden para değerini yitirmişti. Hayatının en sıkıntılı yıllarında, kendisini yeterince soyutlamayı ve ruhsal uyumu başarmıştı. Dünyanın gördüğü en ileri müzik onun zaferi olmuştu.1823-1824 yıllarında, kendi türünde dünyanın değerli ve ünlü eseri “Dokuzuncu Senfoni” yi yazmıştı... Ellili yaşlarından sonra iyice hastalandı, beste yapamayacak kadar bitkindi… O kış, zamanının çoğunu hepimizin üstadı dediği Hendel’in eserleri ile geçirdi. Kişiliğindeki kararsız ve değişken unsurların önemli bir kısmı, güneşin hangi burçta olduğu kavramı ile açıklanabilirdi. Ezoterik bakış açısından, Beethoven’in özellikleri yay burcu olduğunu gösteriyordu. Sözünü sakınmazdı, zarafetten yoksundu ve dürüsttü… Ateş burcu özelliklerini taşıdığı için ateşli bir mizacı ve parlama potansiyeline sahipti, sonradan pişman olur ve telafiye çalışırdı. Bir varsayıma göre Beethoven’in dokuz senfonisi burçlarla karşılıklı gelerek, ilahi nitelikleri somut hale getirirler ve çakraları enerjilendirirler. Beethoven’in senfonilerinden her biri hayatın senfonileridir. Ve gerçekte elementel dünyanın varlıklarının senfonileridir. Müziğinin kozmik müzik olduğu kolayca görülebilir. Beethoven’in müziği çakralarımızı döndürür, hızlandırır ruh hâletimizi yüceltir, bir ölçüde kişiliğimizi kalıcı bir biçimde değiştirir. Eserleri geçmişten çok geleceğe aittir. Her sanat dalı, kendine has etkileri barındırır ama müzik, sanat dalları içerisinde en soyut, dolayısı ile ruhsallığa en yakın etki gücüne sahip olanıdır. Eski insanlar müziğin özelliklerine göre, insan ruhunu geliştirme veya alçaltma gücüne sahip olduğuna inanırlardı. Günümüzde araştırmacılar müziğin sağlık, zihin hali, duygular ve fizik beden üzerinde çok güçlü bir etkisi olduğunu kanıtlamışlardır. Müzik ve sanatın pek çok dalı insanların bilinç düzeylerini deneyimlemek için bir araç olarak kullanılmış ve günümüze de sürdürülmektedir. Bilindiği gibi genel yozlaşma sürecine uyumlu olarak müzik; öz kaynağından uzaklaşıp yalnızca bir eğlence aracı haline dönüşmüştür. Yaygın olarak çalınan müzik tüm bir uygarlığı inşa edebilir veya parçalanmasına yol açabilir. Müzik madde üzerinde önemli etkiler meydana getirebilir. Beethoven bu gerçeğin farkındaydı, çocukluğunda müziğin içsel gücünün insan bilincini değiştirici etkisini hissediyordu. Uzun yıllardan beri ezoterik gelenekler üzerine çalışan David Tame; “Beethoven ve Ruhsal Yol” adlı kitabında büyük besteci Beethoven’in yaşamını ve eserlerini ruhsal ve ezoterik açıdan inceler. Bu kitap bestecinin yaşamı ve çalışmalarında yer alan ruhsal temaları ele alan ilk kitaptır. Kitapta; bestecinin ilginç yaşam öyküsüne ek olarak yirmi yedi eserinin müzikal psikolojik ve metafizik açıdan detaylı analizleri de yapılmıştır. Dahi bestecinin müziğini ve kişiliğini inceleyen David Tame’in kitabını yıllar önce almış ve okumuştum. Beethoven için bu yazıyı kaleme alırken kitabı hatırladım… Kitapta bütün senfonilerinin açıklamaları, sonatları, konçertolarının analizleri, okuyucuya bir yol gösterici niteliğindeydi. Böylece, Beethoven’i anlamamız yolunda iyi bir rehber olacağı kanaatine vardım. Galileo veya Einstein’ın bilimde yol açtığı icatlar ne ise Beethoven’in müzikteki yeri de onlara eşdeğerdir denilebilir. Beethoven’in müziği sık sık ve tekrarlanarak dinlenmelidir. Onun Müziği duygularımızı ve titreşimlerimizi etkiler ve yüceltir. Sadece arka planda çalsa bile melodiler ve müzikal elementlerle tanışırız ve yavaş yavaş bize yaklaşır ve benimseriz. Beethoven’in müziği, kutsayan ve iyileştiren büyük bir ruhsal enerji ile yüklüdür… Ve çalındığı yeri ve ortamı şarj ederek duvarlara mobilyalara kişilere ve en ufak zerrelere tesir eder. Aynı zamanda Aurayı etkileyerek tüm günümüzü değiştirebilir… Müzik sona erse bile bir süre orada kalır, adeta şarj eder mekânı, ve içeri girenleri lütuflandırır. Beethoven in müziğini sık sık dinlememiz tavsiye edilir…Özellikle de Dokuzuncu Senfoni’yi.