EYLUL2020 Ayse Perin (Tatari)
Örnek kentler
Kentlerimiz, gün geçtikçe yaşanması zor, mutsuz, kaotik yerleşimlere dönüşüyor. Dünyanın pek çok kenti için, insanların mutlu ve huzurlu yaşayabilmelerini sağlayan çözümler üretilmiş. Yeniden kurgulanıp uygulama imkânı yaratabilen ülkeler, ideal master planlar ile o bölgenin özelliklerini dikkate alarak örnek kentler oluşturmuşlar. Eski kentin mimari dokusunu koruyup yeni mimarlık örnekleri ile birleştiren şehir planlamalarına da rastlamak mümkün. Mimarlığın Nobel’i sayılan Pritzker Ödülü'nü iki kez kazanmış mimarların ülkesi Portekiz’in ikinci büyük şehri Porto… Kent, peyzajının güçlü karakteri nedeniyle özel bir yere sahip. Kendine has kimliği ile kırmızı çatıları ve ferforje korkuluklu balkonları, renkli granit cepheleri ve kilise kuleleri ile özgün mimari örneklerinden… Pek çok ödüllü mimar yetiştiren Porto Mimarlık Okulu mezunları küresel postmodernizm dışında bir tarz geliştirmişler. Buradaki mimarlığın özelliği “stilleri basit ve gösterişsiz, yerel ve geleneksel malzemeleri çağdaş şekillerle kullanmaları” idi. Porto mimarisini farklı kılan, eski ve yeninin yenilikçi harmanıydı. Porto’da mimariye duyulan tutku ile özel mimari odaklı turlar düzenleniyor ve çok talep görüyor… İnsanlar, şehir alanlarını gerçekten kullanıyorlar. Müthiş başarılı düzenlenmiş açık kamusal alanlarda vakit geçirmekten zevk alıyorlar. Ünlü mimarların yeni dönem de inşa ettikleri beton ve camdan oluşan modern mimari şaheserler de dikkati çekiyor. Kısacası, kentin alçak gönüllü atmosferi, yaratıcı enerjiyle besleniyor, mimari, gündelik hayatın her köşesinde kök salmış. Kentsel dönüşüm anlayışı bizden çok farklı. Buradaki uygulamada Porto Mimarlık Okulu’ndan mezun genç mimarlar için önemli bir iş alanı oluşturuluyor. Özel yatırımlar ile oluşan restorasyon projeleri desteklenirken, eski unutulmuş yapıları restoran, mağaza, konaklama gibi tesislere dönüştürüyorlar. Porto’nun en hareketli bölgesi, 19. yüzyıldan kalma bir binanın restorasyonu ile oluşmuş. Yeni fikirlerle, eskiden garaj ya da sinema olan mekânlar değişerek kültür merkezine, yeni fikirlerin doğması için elverişli ortamlara dönüşüyor. Dünyadaki en mükemmel planlı beş şehir: 1-Brasilia 2-Singapur 3-Chandigarh 4-Seul 5- Kopenhag Bu kentlerin özelliklerine ve neden mükemmel olduklarına kısaca değinelim; 1. Brasilia (Brezilya)- Konut, dinlenme, iş, ulaşım; birbirini kesen iki eksen üzerinde planmış. Konut bölgesi, doğal topoğrafya ve drenaj sistemine göre ayarlanmış. Diğer bölge; sivil, idari, dinlenceye ayrılmış. Bankacılık ve ticaret, eksenlere göre kavşakta çözümlenmiş. . 2. Singapur (Singapur)- Kentsel gelişme planı, uzmanlar toplanarak oluşan bir komite ile hazırlanmış. Neredeyse hiç gecekondu yok. Planda etnik gruplar ayrı bölgelere yerleştirilmiş. Yüksek yoğunlukta atık yönetim politikası olağanüstü... Atıklar düzenli olarak yakılıp, çöp boşluğu olmadığı için küller deniz kumu ile birleştiriliyor, böylece toprak kütlesi arttırılıyor. Kanalizasyon teknoloji ile içme suyuna süzülüyor. En ideal şehirlerin başında yer alıyor. 3. Chandigarh (Hindistan)- Ünlü mimar kent bilimci Le Corbusier’in planladığı bu özel kentte, mimarın hayata geçmemiş pek çok projesi mevcut. Ayrı bir başlıkta incelenebilir. Emlak değeri oldukça yükselmiş olması nedeni ile de Le Corbusier in planları tehdit altında... 4. Seul (G.Kore)- Hızla gelişen kent, mükemmel kent planlamasının en iyi örneklerinden… Konutlar, Feng-Shui ilkelerine göre planlanıp düzenleniyor, böylece yaşam alanlarında insanların maksimum mutlu yaşamaları hedefleniyor. Kentin müthiş bir ulaşım ağı mevcut. 5. Kopenhag (Danimarka)- Kent, “beş parmak” planına göre şekillenmiş. Her açıdan mükemmel bir kent. Bisiklet yolları ile beraber, yaya ulaşımı için düşünülmüş yol ağı mevcut. Yaya yolları, kentin her yerine ulaşım sağlarken, yeşil dinlenme cepleri ile de destekleniyor. Bütün bu özel kentlerin master planları ünlü mimarlar ve kent bilimcileri tarafından hazırlanıp uygulamaya konulmuştur. Ve elbette devlet tarafından desteklenmiştir. Çok kısa ifade ettiğim yazım ile varmak istediğim nokta şu ki “kent” önemsenmelidir. Konu çok derin ilim ve bilim esaslarına dayanır. Bu gün kentlerimizde geldiğimiz noktaya bakılırsa bu işin önemini kavrayamamış olmamız ortadadır. Büyük, küçük herkes için “kent bilinci” bir eğitim olarak programa alınmalı… Özellikle çocuklar ve gençler, kent bilinci ile eğitilirlerse hiç şüphesiz doğruları arayacaklardır.