MAYIS2022 Ayse Perin (Tatari)
Nice yıllara
Nice yıllara Uluslararası İzmir Festivali 35.yılında... Haziran ve Temmuz aylarında kentin çeşitli mekânlarında, yine dünyanın en seçkin orkestraları ve sanatçıları yer alacak. Festival Konserleri ile AASSM, Efes Celsus Kütüphanesi, Çeşme Kalesi ve Smirna Agora’sında yaz geceleri renklenecek. İKSEV, yıllardır ülkeler arasında kültürel ve sanatsal işbirliğinin en güzel örneklerini sergilerken, kentin antik mekânlarında organize ettiği gösterilerle de İzmir’i dünyaya tanıtma misyonunda öncü olmuş bir kurum. BU yıl, İKSEV, Geleceğe bırakılacak önemli bir kültür mirası olarak DR. Nejat Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışması eserlerinin dünyaya açılmasını sağlayacak bir proje üzerinde çalışmakta... Türk besteleri Dünya bale Sahnesinde... 35.Uluslararsı İzmir Festivali “yeni sanatsal üretimlere imkân sağlayacak bir festival” düşüncesi ile yola çıkıyor. Önceki festivallerde, gösterilerin yansıra atölye ve ustalık sınıfı çalışmaları ile başarılı işbirliklerine imza atan İKSEV ve Martha Graham Dans Tiyatrosu yeni bir proje üzerinde çalışıyor. Modern Dansın dünyada tanınıp yayılmasını sağlayan Martha Graham Dans Tiyatrosu’nun dünya çapında tanınan koreografları, DR. Nejat Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışması’nı kazanan eserler arasından seçtikleri eserlere, koreografi hazırlayacaklar. Bu koreografi 13-17 Haziran 2022 Salı günü 35.Uluslararsı İzmir Festivali içinde yer alan Martha Graham Dans Tiyatrosu gösterisi sırasında sahnelenecek. 28 Haziran 2022 Salı akşamında, Kültürpark Atatürk Açıkhava Tiyatrosunda dünyaca ünlü Martha Graham Dans Tiyatrosu’nu izleyeceğiz. Ayrıca, İKSEV ile MGDC ortak projesiyle aynı akşam sahneye çıkacak olan Türk dansçılar, İKSEV’in; Dr. Nejat Eczacıbaşı Ulusal Beste yarışması eserlerinden biriyle, topluluğun gösterisine katılacaklar. Festivalin diğer gecelerinde; Kamelyalı Kadın, L’acheron, Tania Oleiro-Fado,Tekfen Filarmoni Orkestrası, Cihat Aşkın... Ve daha pek çok değerli sanatçı, İzmir’in sanat ve kültür yaşamına hareket getirecek, kaliteli ve unutulmaz anılar ile hafızamızda yer alacak. 35. Uluslararsı İzmir festival afişi tasarımı bu yıl bana verildi. Afişi tasarlamaya başlarken oldukça heyecanlıydım. İKSEV’in 35 yıllık serüveninin içinde, kurucular arasında, Yönetim ve icra kurulunda yer almaktayken; benim için oldukça derin, duygusal ve bir o kadar da sorumluluk taşıyan bir çalışma olacaktı... İzmir ile birlikte İKSEV’i anlatmak. İzmir’de gökyüzü hep mavidir, güneşin batışı her gün ayrı güzeldir, insanlar körfezin kıyısında balık tutarlar... İzmirli hayal kurar, hayalleri oltanın ucundadır. İzmirli Sokağı sever, vakit saat pek te önemli değildir, bir rüzgâr eser Çeşme’de bulur kendini... Hafta sonu gelmeden hafta sonunu getirir. 35.yıl Afişinde gizlenmiş bir ahşap kayık resmi var... Çocukluğumun Karşıyaka’sında babam iş dönüşü bizi körfezde gezdirirdi. Okula bile gitmediğim yıllardı, bir akşamüstü yine sandal keyfindeyken denizde bir kıpırtı oldu ve kocaman bir deniz kaplumbağası başını çıkarıp bize baktı... Korkuyla karışık şaşkınlığım ve bir deniz kaplumbağası ile tanışmam hafızamda yer etmiş... Biz İzmir’i deniz ile yaşardık, Karşıyaka sahilinde denize girerdik... Son zamanlarıymış deniz ile birlikte yaşamın. Biraz minyatür esintisi ile İzmir’i anlatıyorum... Çocukluğum, festival bayrakları, körfez, eski ve yeni yapılar kentin karmaşası ve elbette hayallerimiz ve İKSEV ile 35 yıllık yolculuğumuz. Biraz Çeşme Kalesi, biraz Kadifekale, muhabbetlerde rakı balık... Bakalım afiş sizlere neler hissettirecek? Daha yalın ve leke çalışması ile bir afiş elbette yapılabilirdi. Aslında öyle bir çalışmam da vardı. Ama kent sade ve bir bütün olmaktan öte kozmopolit, karışık intizamsız ve çok renkliydi. Ve kenti tanımlayan bir sembol yapı yoktu. Büyük İzmir yangını neticesi ve de apartman sevdası ile sıradan bir görüntüsü vardı. Bir kenti sevmek, o kente ait olmak ve kent için bir şeyler yapabilmek... Kentin yaşam ritmine katkıda bulunmak. İKSEV’in 35 yıllık yolculuğunda hissettiklerimiz. Kentin pek çok festivali olmalı ama kentli ile bütünleşebilmeli. Sokaklar ve meydanlara yayılarak kente neşe, ekonomiye canlılık ve yaşayanlar için birliktelik duygusu vermeli. Kamusal alanların kullanılması bilinci geliştirilmeli. Yeşil alanlar, parklar ve bahçeler çoğaltılmalı insan-yeşil ilişkisi vurgulanmalı... İzmir gelişiyor. Uluslararası ödüller alıyor... Yanı sıra, metropollerin talihsizliğini yaşarken büyük zorluklar ile karşılaşıyor. Niteliksiz göç, kırsalın büyük kente sığınması pek çok problemi beraberinde getiriyor. Köyler terkedilirken tarım hayvancılık ölüyor... Sadece köyler mi? Yakın Çevremizde de, kentlerin tarım alanları, yaşayan topraklar; yerini lüks inşaatlar a bırakıyor. Bütün bu çıkmaz sokakların bir meydana açılması nasıl ve hangi yollar ile mümkün? Bir yandan eğitim yetersizliği, işsizlik ve ekonomik zorluklar ve insanların ruh sağlığında kırılmalar... Her şeye rağmen, bu güzel ve şanslı coğrafyada yaşayan biz İzmirliler! Haydi Festivale Nice 35 yıllara İKSEV.