Bulunduğu sayı belirtilmemiş. Gülhan Berkman Yakar
Bir Buzağı Hikâyesi
Çalışma yaşamında iş yükünün fazlalaşması veya insan ilişkileri nedeniyle inişli çıkışlı yaşanan duygular,insanı sosyolojik, psikolojik ve fizyolojik açıdan yıpratıyor.Çok değerli bir dostum, yıllar önce yöneticilik yaptığıkurumda onu zorlayan bir iş gününün ardından, öfke ve yılgınlıkla “Öf! tükendim bugün yine!” diyereksevdiği bir doktor arkadaşına dert yanmış. Bunun üzerine arkadaşınınona anlattığı hikâyeyi aktarmıştı bana: “Sormak istiyorum, sen hiç kaçan bir buzağının peşine düştün mü? Köylü çocuğu olduğum için ben bunu çok yaşadım. Buzağı ipinden bir şekilde kurtuldu mu kaçmaya başlar, sen de peşine düşersin, o kaçar sen kovalarsın, sen durursun yorgunluktan nefes nefese, o da aradaki mesafeyi koruyarak kafasını omuzlarının üzerinden çevirir sana bakar "gelsene hadi" der gibi. Ufak bir hareketlenme, onu da zıplatır yerinden. Sonra aynı olay baştan başlar, bir çeşit "dejavu" gibi. En sonunda yakalarsın onu ama seni de bitirmiştir buzağı... O kadar sevmene rağmen dövmek istersin... “Bir gün iştetam ben bu duygular içindeykenrahmetli babam bana engel oldu ve dedi ki; “Biliyorum öfkelisin, yoruldun ve korktun ama o buzağıyı dövmen sana hiçbir şey kazandırmaz, huyunu değiştiremezsin. Sen en iyisi serin ol, yakaladığın an, ona sarıl ve alnından öp. Sonra da: "Buzağıcığım, yavrucuğum, bak hele şu yaptığına, kendini de yordun, beni de yordun" de. Yani ona yalnızca sevgini gösterbak işler o zaman nasıl değişir… “Biliyorsun ben de çok yoğun çalışıyorum. Hastane ortamı çok yoğun ve stresli. Bazen olan bitene ben de öfkeleniyorum ama durumumu fark ettiğim an derin bir nefes alıp bizim köyü vebabamın bu sözünü hatırlıyorum, böylece öfkemdağılıp gidiyor.” İşlerin ve sorumlulukların arttıkça, üstesinden gelmek için kapasitenin üzerinde çalışmaya başlarsın. Başta umudun ve enerjin yüksektir. Kendine ayırman gereken zamandan biraz çalarsın, olmadı biraz daha, biraz daha… Zamanla tüm enerjini yönlendirdiğin halde, daha önce basit bulduğun işler bile sana yorucu gelir. Sonrasında duygusal çöküş ve ardından gelen engellenmişlik hissi… Kendini çaresiz hissettikçe kızgınlığın ve öfken de artar. Öfke, geçmişten gelen ve çok güçlü bir duygudur. Davranışlarına yansıdığında, önce kendine sonra da çevrene zarar vermeye başlarsın ve işler giderek içinden çıkılmaz bir hal alır… Hikâyede anlatıldığı gibi; “Seni tüketen bir günün mesaisini bitirdiğinde öfkeliysen, bil ki bu bir sonuç sadece, önce dur ve sakinleş... Ardından içindeki sevgiyi yardıma çağır ve sor kendine neyi farklı yapmalısın? Bunun için neye ihtiyacın var?” Sevgiyle,
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.