ARALIK2016 Gülhan Berkman Yakar
Zeigarnik etkisi
Git... Git... Gitme dur ne olursun Gitme kal yalan söyledim Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim… Bilmem hatırladınız mı? Yıl 1986, benim ilk gençlik yıllarıma denk geli yor. Eylül ayı, yaz bitmiş, ama aşklar bitmemiş, yarım kalmış. Bizi öyle bir yakalamış ki Sezen Aksu. En derinden, ilinçaltımızın, duygularla buluştuğu yerden. İşte o yüzden bu albüm de patladı gitti, o dönem. Bir şeylerin yarım kalması yorar bizi, merak ederiz ve sonunu mutlaka öğrenmek isteriz. Bu durum yalnızca aşk için mi geçerli dersiniz? Günlük koşuşturmalar, süregelen işler devam ederken bizim bilinçaltımız yarım kalan her şey için açık defterlerle dolu aslında. Bitirmeden bıraktığımız tabaktaki tatlı, garsonun masadan el çabukluğuyla aldığı bardaktaki çay, yarım kalan bir kitap… Başlayıp daha sonra yaparım diye ertelediğimiz her şeyin bir şekilde tamamlanmasını ister bilinçaltımız. Bazen gün içerisindeki huzursuzluğumuz, kimi zaman nedeni belirsiz uykusuzluğumuz, mutsuzluğumuz, yarım kalmış pek çok şeyin bileşkesidir. Bir şeyler eksiktir, ötelenmiştir, bitmemiştir zihnimizde. Farkında olma dan yaşantımıza devam ederiz ama enerjimizin büyük bir kısmı, zihni mizin bu karmaşasında tükenir, yeni bir şeylere başlamak ve sürdür mek bizim için çok daha güçleşir. lk kez Rus Psikolog Bluma Zeigarnik tarafından ortaya atıldığı için “Zeigarnik Etkisi” olarak bilinen durumun açıklaması şöyle, zihnin bilinçaltı çalışan kısmı, başka bir işe daha rahat geçebilmesi için, bir önceki işin bitirilmesi doğrultusunda, bilinç üstü zihine plan yapması için baskı uygulamaktadır. Aksi halde, sonraki işler (belki de bütün bir hayat) negatif olarak etkilenebilir. Bu nedenle henüz tamamlanmamış olan konuları her zaman hatırlarız. Bittiğinde artık konu yerine yerleş miş olur. Aslında bu bilgi, eğitimde sanatta reklamcılık ve medyada bilinçli ve etkin olarak kullanılır. Kimi zaman eğitimlerimde ben de bu etkiden yararlanmak için bir öykü ile açılış yaparım sonra yarım bırakır, ana konuyu anlatmaya başlarım. Katılımcıların merakı tetiklendiğinden eğitim boyunca algıları açıktır. Eğitim bittiğinde öykünün sonunu anla tırım ve kapanış gerçekleşir. Öğrencilerin çalışırken sık molalar vere rek daha çok şey hatırlayabilmeleri de bir “Zeigarnik Etkisi”dir. Televizyondaki diziler neden en heyecanlı yerinde son bulur ? Tabii ki merakı artan izleyicinin bir sonraki bölümü iple çekmesi için. Aslında zihnimiz, mutlaka bizim iyiliğimiz için çalışır. İşin sırrı, bu iyili ğin ne olduğunu anlamak ve zihnimizin çalışma sistemine uyumlu hareket etmek. Bunu yaptığımızda çok daha keyifli bir hayatımız ola cağı kesin. Öncelikle anlamamız gereken şu; ertelemek yerine, plan yapıp küçük adımlarla da olsa, ilerlemek ve işleri bitirmek… Bilirsiniz, Aralık ayında işletmelerde bilançolar çıkarılır ve tüm hesaplar iyisiyle kötüsüyle kapatılır. Şimdiye kadar zihnimizde açık kalmış tüm defterleri biz de kapatalım gitsin. Yeni hedefler koyalım kendimize, zihnimize dost planlar yapalım. Planları gerçeğe dönüştürecek küçük adımları da tasarladık mı tamam dır; işte yolculuk hazır. … Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol; Git gidebildiğin yere. Sevgiler...
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.