SUBAT2021 Gülhan Berkman Yakar
Zor günlerde kariyer
İnsan kaynakları ve yönetimine ilişkin pek çok proje ve kongrede birlikte çalışma fırsatı bulduğum Yıldız Öztürk Balamir ile bu ay “Kariyere Yön Vermek" ana temasıyla söyleştik. Bilgeliği ve zarafetiyle benim de yolumu aydınlatan değerli dostumla, 42 yılı aşan iş yaşantısından, sıra dışı coğrafyalara yaptığı seyahatlere kadar, pek çok konuda keyifle sohbet ettik. Özellikle Bilkent Üniversitesi’nde, Kariyer Merkezi Koordinatörlüğü yaptığı son 20 yılda, pek çok gence ekibiyle birlikte, çok değerli katkılar sağladığına tanık olduğum için, onlara şu koşullar altında neler önerdiğini sordum; – Biliyorsunuz, zorlu bir dönemden geçiyoruz. Belirsizliğin en üst seviyede olduğu iş dünyasında, büyük değişikliklerin yaşandığı, işin ve koşullarının yeniden tasarlandığı bir dönemdeyiz. İş yaşamına adım atmak üzere olan gençlere, yöneticilik kariyerine yeni başlayacak olan kişilere, bu konuda neler söylemek istersiniz?  – Bugün dünya çapında da çok zor bir dönem geçiriyoruz. O nedenle hepimizin işi çok zor ama gençler adına gerçekten yüreğim ağrıyor. Aynısı olmasa da, bankalar kriziyle 2002 yılında benzer bir dönem yaşamıştık. Türkiye ekonomisinin bozulduğu, şirketlerin küçülmelerinden kaynaklanan işten çıkarmaların olduğu bir dönemdi. Bilkent’te ekibimizle birlikte en çok zorlandığımız zamanlardı… Biliyorum, gençler çok çaresiz hissediyorlar kendilerini… Yine de, şu dönemi olumluya çevirmenin yolları da var. Gençlerin ilk olarak, şu anda dünyada, ülkemde, neler oluyor, neler değişiyor? Diye bakıp, satır aralarını okumaları gerekiyor. – Neler oluyor, satır aralarında neler var? – İkinci bilmeleri gereken de; bu süreçte yaşadıklarının aslında öğrencilik kariyeri olduğudur. “Kariyer” dediğimiz, aslında üniversitenin son sınıfında veya üniversitede başlayan bir konu değildir. İlkokuldan itibaren kariyer hayatınız başlıyor. Profesyonel yaşama sizi taşıyacak tüm birikimleriniz, okula başladığınız ilk andan itibaren gerçekleşiyor. Kendim de, bu işlere girdikten sonra fark ettim ki; aslında bendeki birikimlerin kökeni, yaptığım stajlara, yaşadıklarıma, hatta çocukluğuma kadar dayanıyor. Gençlere şunu söylemek isterim ki; birçok şeyi yapıyorlar, çok şey öğreniyorlar, ama neyi ne kadar öğrendiklerini özellikle de neyi, nerede, ne kadar uygulayabileceklerini çoğu zaman düşünmüyorlar. O yüzden satır aralarını okuyup, şu soruları kendilerine sormalarında yarar var; ülkemizde ve dünyadaki değişiklikler kapsamında, bu değişime uyum sağlayabilecek bende neler var? Neyimi geliştirebilirim? Bu zaman dilimini gelişimim için nasıl değerlendirebilirim? Biliyorsunuz, şimdi çok güzel, çevrimiçi etkinlikler, ücretsiz eğitimler de var. Harvard Üniversitesi’nin bile ücretsiz sunduğu eğitimleri var. Çevrimiçi  tiyatro da var, sanal galeriler de gezilebiliyor. Gençlerin kültürel donanımlarını da zenginleştirmeleri için, bu dönemde tüm bunlar birer fırsattır. Ayrıca ben gençlerimizin, mutlaka bilime, gerçeğe ve akla inanmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu değerlerin farkında olup korumaları gerektiğine de inanıyorum. Bugün de dünyada bilim çok kıymetli, yeni bir şeyler öğrenmek çok önemli; bununla birlikte gençlerin, kendilerine ilişkin farkındalıklarını keşfetmeleri de çok kıymetli… – Başka neler önerirsiniz? – Bunu bir  iş arama, istihdam süreci gibi düşünüp iş arama tekniklerini uygulamaya başlamaları gerekir. Yani örneğin bir CV hazırlayacaksa, çünkü özgeçmiş, öyle iki, üç günde hazırlanacak bir şey değildir. Yılların birikimini en çarpıcı, en uygun şekilde, ifade etmeniz gerekir. Doğru ve etkili hazırlanan bir özgeçmiş, iş yaşamı için ilk anahtardır. Bu dönemde, bu konuya zaman ayırıp çok iyi bir hazırlık yapabilirler. Biliyorsunuz onların da formatları değişti. Ne kadar yaratıcı, istenilen bilgiyi ne kadar hap olarak verebiliyorsanız o kadar etkili oluyor. Tabii ki bunu yapabilmeniz için, elinizdeki bütün verileri önce bir havuzda toparlamanız lazım, onları toparladıktan sonra içinden bazılarını öne çıkarmanız gerekiyor. Örneğin bu süreçte kendilerini anlatabilecekleri küçük videolar hazırlayıp, kendilerini ifade eden iki üç kelimeyi de üzerine yazabilirler. Biz evlerde oturmaya alıştık, gençler bizim gibi değiller ama yine de, evde amaçlarına uygun verimli vakit geçirebilirler. Evde üretim yapabilirler. Saksıya bir tohum ekip, onun büyüme sürecini gözleyebiliyorsa ve o süreçten bir şeyleri alıp, başka bir yere aktarıp birleştirebiliyorsa o kişi cebini dolduruyor demektir. İnsanlar isterlerse, evde de kendilerine yatırım yapabilirler. “Bu koşullar altında kendime nasıl katkı sağlayabilirim?” Sorusuna, vizyoner ve açık fikirli bir şekilde yanıt aramaları çok önemli. Yıldız hanım ile yaklaşık bir saat süren ve tadı damağımızda kalan bu söyleşimizden küçük bir bölümü burada sizlerle paylaşırken, tamamını izlemek isteyenleri de Gülhan Berkman You Tube kanalıma davet ediyorum. Sevgiyle kalın