AGUSTOS2019
Pınar Tekeş
Hayallerle eşleşmek
Tam ben bu yazıyı yazmaya başlarken küçük oğlum babasına “Baba, dünyada hiç elektrik olmazsa ne olur?” diye sordu. Büyük oğlum da “Ne olacak tabletlerimizi şarj edemezdik” dedi. Ve yazımın konusu tamamen değişti. Bütün yaz hem yaz okulu, surf kampı, hem de denizle sürekli meşgul tutmaya çalıştığımız çocuklarımız ellerine geçen her fırsatta ya tabletten ya da oyun konsolları ile İstanbul’daki arkadaşlarıyla oyun oynamaya başladılar. İnternet hızının ballandıra ballandıra reklamlandırıldığı günümüzde Çeşme’nin göbeğindeki sitemizde neredeyse sitedeki herkesin abone olmasına rağmen altyapı yetersizliği nedeniyle erişiminin olmaması, her fırsatı oldukça minimumda tuttu. Tek internet erişimi site meydanındaki yönetim binasının olduğu yerdeydi. Biz onların yaşındayken en şık kıyafetlerimizi giyip çiğdem ve sade gazozlarımızla kikirdeştiğimiz banklarda onlar bütün yaz gerçekten anlamadığımız terimlerle hem uzaktaki arkadaşları hem de yan yana oturmalarına rağmen sitedeki arkadaşları ile ellerindeki cihazlar aracılığıyla iletişim kurdular.
Bilim adamları yakın bir gelecekte düşünce gücüyle haberleşebileceğimizi söylüyor. Beynin ön nöronları birbirleriyle zaten bağlantıda. Onların aracılığıyla biz fark etsek de etmesek de zaten haberleşiyoruz. Sadece zihinsel olarak bunu yaptığımızı bilmiyoruz. Hatta DNA, DNA’yla konuşuyor. Böylelikle yüzyıllardır hücre hafızasına kaydedilmiş bilgileri bilinçli olmasa da değiş tokuş ediyoruz. Farkında olanlar da belki atalarının hafızasını günümüze göre güncelleyip o bilgilerle bizi daha ileriye taşımaya çalışıyor. Nasıl mı? Aslında önce hayal kurarak. Beynin morfojenik alanındaki bölge hayallerimizi ve anılarımızı yönetiyor. Biz zihnimizde bir şey canlandırdığımızda beyin bunun gerçek mi hayal mi olduğunu ayırt edemiyor. Ve bu sebeple gerçekmiş gibi algılarak evrene sunuyor ve hayatımızda deneyimliyoruz. Aslında hıdrellezlerde yaptığımız, dileklerimizi maketlerle ve resimlerle görselleştirme çabalarımız da bunun bir yansıması ve hatta bir kanıtı. Peki hayalini kurduk, bu yeterli mi? Hayır, o hayali gerçekleştirsek hayatımızda neler değişecek ve bu bizi ne kadar korkutur? Bu gerçekleşirse başka neleri beraberinde getirir? Önce bu blokajlarımızı temizlememiz gerekir. Sonra? Sonra da kendimizi hayalini kurduğumuz resimle aynı frekansa çıkarmalıyız. Bunu bir radyonun kanallarını ayarlamak gibi düşünebiliriz. Örneğin siz Sevgi Radyo’yu dinlemek istiyorsunuz ama alıcınızı ayarlamadıysanız bu mümkün olmayacaktır. Önce o hayal ettiğimiz pozitifle eşleşebilmek için düşüncelerimizi esnetmeliyiz. Eski kalıp, ön yargı ve düşüncelerden sıyrılıp yeniye yer açmalıyız. Bulup dönüştürmeliyiz. Yeter ki kendimize izin verelim.Tüm pozitif olasılıklar önce aklımıza sonra hayatımıza düşsün...