EKIM2020 Pınar Tekeş
Enerji testi…
Enerji testi… Bana en çok gelen sorulardan biri “Enerji testi ne işe yarar? sorusudur. Bu ay “bilinçaltımda neler var, bilinçli zihnimle nasıl farkederim?” sorusunun cevabını bu teknik yardımıyla nasıl bulduğumdan bahsedersem yukarıdaki soruyu da yanıtlamış olacağım. Yıllar önce bedenimde sebebini bulamadığımız ağrılar olmuştu. Bir arkadaşım doktor tanıdığından bahsetmişti. Değişik bir yöntemle teşhis koyup terapi ve akapunkturla düzeltiyor. İstersen ona bir görün demişti. Gittiğimde kol ve ayaklarıma adeta jimnastik yaptırıyor gibi değişik hareketlerle bazı notlar tutturmuştu asistanına. 2 seansın sonunda ağrılarım tamamen geçmişti. Yanına staja gelen diğer doktorlardan duyduma göre tekniğin adı Kinesiyoloji idi. Kinesiyoloji aslında insan hareketleri üzerine çalışan bilim dalı. Latince'de hareket anlamına gelen "kinesis" ve çalışma ya da bilim anlamına gelen "logia" kelimelerinden türemiş olan bu bilim, insan kinetiği olarak da adlandırılıyor. Uygulamalı Kinesiyoloji (UK)‘nin kurucusu olan Amerikalı kiropraktik doktoru George Goodheart, 60’lı yıllarda vücudun kası ilgilendiren kısımlara terapötik olarak dokunduğu takdirde kasın gücünde değişmelerin olduğunu keşfetmiş. Buna dayanarak standardize edilmiş bir kas testi geliştirmiş ve vücudun hem pozitif hem de negatif zorlamalara nasıl yanıt verdiğini saptamış. Kısaca hareket bilimi deniyor. Bana ilk uygulandığında ağrılarımın kaynağını bu kadar kolaylıkla bulup geçirince herkes şok olmuştu. Yıllar sonra ThetaHealing’le tanıştığımda tekrar karşıma çıktı bu teknik. O zamandan beri de eğitimlerde anlatıyorum ne olduğunu. Bizdeki kullanımı tabii ki tıbbi değil. Belli inanç programlarına sahip olup olmadığımızı anlayabilmek için geliştirilmiş; kas testi veya enerji testi diye adlandırılan oldukça kolay bir metod bu. Tıbbi tanısal kinesiolojinin geleneksel biçiminden doğmuş. İlk öğrendiğimde beden kayıtlarının sembolizmini çözmek mucizevi bir şey gibi gelmişti. Mucizeyi bir kez yaşarsanız mucize olur. Üçten sonra hayatınızın doğalı haline gelivermiştir. İşte esas harikalık da tam burada başlar. Hep bahsettiğimiz gibi ağzımızdan çıkan her sözcük aslında bir enerji formu. Yani markete olmasa da evrene verdiğimiz bir sipariş. Negatifler negatiflerle, pozitifler pozitiflerle eşleşiyor. Enerji testine kas testi de denmesinin sebebi aslında beynimizin olumsuz komut almaması özelliğine dayanıyor. Siz birine, “akşam eve geç gelme” derseniz, onu beyin otomatik olarak “akşam eve geç gel” diye algılayacaktır. Eğer market siparişinde “fıstıklı çukulata getirme derseniz” karşılaşacağınız paket, fıstıklı olacaktır. Onun yerine sade demeniz yeterlidir. Beden kayıt tutar. Kaslara güç vererek veya gevşeterek o kayıtlara ulaşmamızı sağlar. Bu istemsizce gerçekleşir. Şu anda yanımda olsanız sol el işaret ve baş parmağınızı sıkıca tutmanızı sağlayıp denetirdim size. Ama değilsiniz. Peki, kendi kendinize nasıl yapıldığını denemek ister misiniz? • Ayağa kalkın. Derin bir nefes alıp verin ve gözlerinizi kapatın. • Sesli olarak "evet" deyin. Vücudunuzun tuz ve su dengesi yerindeyse beden öne gidecektir. • "Hayır" deyin, beden arkaya gidecektir. Gitmezse biraz su için. Radyomanyetik alanı bozmaması için de üzerinizde telefon bulunmamasına özen gösterin. • Gözünüz kapalı aşağıdaki programları test edin. Öne mi gidiyorsunuz? Arkaya mı? “Ben değerliyim” “Ben yeterliyim” “Ben seviliyorum” “Aşk acı verir” Nasıl gitti? Bunları teker teker test ettiğinizde evet mi çıktı, hayır mı? Örneğin “Ben değerliyim”de arkaya gittiniz diyelim. Bu hayır demektir. Bu sizin değersiz bir kişi olduğunuzu göstermez. Bu sizin bilinçdışı kayıtlarınızın sizin kendinizi değersiz hissettiğinizi kaydettiğini gösterir. Biz dünyadaki deneyimlerimizi duygu ve düşüncelerimizin yansıması olarak yaşıyoruz. Yani içimizde hangi duygu var ise o frekanstaki enerjileri bir mıknatıs gibi kendimize çekiyor ve sonsuz kere döngüsel olarak onu deneyim olarak yaşıyoruz. Ben kendimi bilinçaltı kayıtlarımda değersiz hissediyorsam hayata siparişim kendimi değersiz olarak hissettirecek kiş ve olaylarları deneyimlemek oluyor. Ama sebep sonuç yasasına göre bunun sebeplerini değiştirdiğimde yani kendimi değerli hissettiğimde hayatıma giren tüm kişi ve olaylar beni değerli hissettirecek şekilde gelişiyor. Bunun içinde gereken şey bu negatif duygudaki kazanımımı bulup onu değiştirmem. Değiştirince artık tekrar test ettiğimde “ben değerliyim”e ulaşmış oluyorum. Ne dersiniz deneyimleyelim mi? Yeniliklere açık olmanın güvenli olduğunu farketmek ister misiniz?